9

215 25 3
                                    

Konuşmuyordum. Çünkü biliyorum, denesem boğazımdaki düğümü aşamayacağımı ve ağlamaya başlayacağımı biliyorum. Hepimiz hastane koltuklarında Taeil'in uyanmasını bekliyorduk. Gözlerimi kapadım ve kafamı arkama yaslayarak yıllar önceki bir anının zihnime akmasına izin verdim.

O gün okulda Taeil'i görmeyince meraklanmıştım. Okul çıkışı hemen yolunu çok iyi bildiğim evine koştum. Kapı zili ne kadar çok çalsa da ne bir açan ne de gelen biri yoktu. Bende vakit kaybetmeden kendi evime koştum. Eve varır varmaz annemin telefonuna sarıldım. Taeil'in annesinin numarasını tuşlarken onun iyi olması için dualar ediyordum. Kısa bir bekleyişten sonra açılan telefonla bir süredir tuttuğum nefesimi bırakmıştım. Annesi Taeil'in hasta olduğunu ve hastanede yattığını söylemişti. Hiç düşünmeden hastanenin adını aldım ve annemi beni götürmesine ikna ettim.
Taeil'in odasına varınca heyecanla kapıyı çaldım. Ne gibi bir hastalığı olduğunu da bilmiyordum. İçeri girince hasta yatağında yatan Taeil'i gördüm ve içimde yine o nefret edilesi düğümden oldu. Keşke onun yerine ben yatsaydım orada dedim kendime. Beni görünce gülümseyen Taeil'e hiç içimden gelmeyen ağlamaklı bir şekilde güldüm bende. Yatağının yanına yürüdüm yavaşça ve elimi üzerine koydum. Annelerimiz komuşurken bende onunla konuşmaya başladım.
"Okula ne zaman dönüceksin?"diye sordum. Titrek ve ağlamaklı çıkan sesim onu güldürmüştü.
"Haftaya."diye yanıtladı. Gülen gözleri sönmüştü. Bir hafta ayrı kalacağımızı düşününce moralimiz yerlerdeydi haliyle. "Bende okuldan hemen sonra yanına gelirim." Bu fikir ikimizinde aklına yatmıştı. O hastaneden taburcu olana kadar hergün yanına gittim. Başında bekledim. O bir hafta bitmedi sanki hiç. Hasta olan onun bedeniydi belki. Ama en çok acıyan benim ruhumdu.

Zihnimde canlanan anı karşısında istemsizce ettiğim tebessüm Jaehyun'un sözleriyle daha da büyümüştü.
"Taeil uyandı. Hadi gelin."demesi ile aniden açılan gözlerim bir an başımı döndürdü. Biraz sallandıktan sonra üyeleri takip etmeye başladım. İçeri girmemizle ifadesizce tavanı izleyen Taeil'i görmemiz bir oldu. Yine yıllar önceki gibiydi. Hasta yatağında bile güzeldi. Herkes susuyordu. İlk konuşan 127'nin en küçüğü Haechan oldu.
"Hyung. İyi misin?"dedi ve dudağını sarkıttı.
Taeil bu sorunun üzerine ağır ağır başını çevirdi. Ağzını açmamıştı. Sadece kafa dallamakla yetinmişti. Tekrar tavanı izlemeye başladı.
Bu sırada doktor içeri geldi ve bize anlattıklarını Taeil'e de anlattı. Konuşulanları tepkisizce dinleyen Taeil'in gözünden hiç beklemediğimiz bir anda damlalar süzülmeye başladı. Sessizce ağlayan Taeil'i izleyen üyelere aldırış etmedim ve yatağının yanında durdum. Elimi yorganının üzerine koymamla buğulu gözlerinin beni bakış açısına alması bir olmuştu. İçimde yaşananları dışa yansıtmama konusunda uzmanlık göstererek ağlamasını dindiren cümleleri söylemeye başladım.
"Güçlü olmalısın. Bu gibi durumlarla herkes karşılaşabilir. Önemli olan kendini üzmek değil acılara karşı dik durabilmektir."dedim.
İçimden ağlamama rağmen sözlerimin bu kadar katı çıkması beni şaşırtmıştı. Ağlaması dinen Taeil yorganın altından elini çıkardı ve elimin üzerine koydu. Daha sonra odadakilere döndü ve emdişelenmemelerini söyledi.
Menajer hemşireyi çağırdı ve son kontrolleri yaptırdıktan ve emin olduktan sonra hastaneden hep beraber çıktık.
Arabaya vardığımızda değnekler ve üyelerin yardımıyla yürüyen Taeil'in karşısına geçtim.
"Üyeler meşgulken seninle vakit geçirebilirim. Kabul edersen?"diye içimden çığlıklar atarak sordum.
"Olur."yanıtı almamla içimden Hawaii dansı yapmam bir oldu.
"Peki haberleşiriz o zaman."diyerek tebessüm ettim ve arkalarından el salladım. Metroya yürürken bugünün yorgunluğu ağır basıyordu. Ruhum ve bedenim bu yükler altında ezilirken derin bir nefes aldım. Bugünden sonrası benim için ilginç ve Taeil'li olacaktı.

Onuncu bölümü yayınladığıma inanamıyorum. Bu kitapta hiç bu kadar ilerleyeceğimi tahmin etmezdim. Bu ana kadar okuyan, oy veren ve yorun atan herkese teşekkürler. ❤
Daha önce iki kere İngilizce hayran kurgu yayınlamıştım fakat hiç içime sinmeyince silmiştim. Bir anda içime doğdu ve plansız programsız başladım yazmaya. Keşkeler Moon Taeil. Çok hızlı yazdığım ve yazarken de aşırı zevk aldığım bir kitap oldu. İki kitabımdada onuncu bölümü yayınlamış olmanın verdiği bir gururla yazdığım bu satırlar için teşekkür etmek istediğim iki kişi var. Müberra ve Elif. İlk yayınlamamdan beri ikiside her zaman yanımdaydılar. İkisine de teşekkür ediyorum ve sizi seviyorum ^^. Bir sonraki bölümlerde görüşmek dileğiyle.

keşkeler/moon taeilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin