28

77 8 0
                                    

Aiko

Sese doğru ilerkerken gördüğüm manzara karşısında hayrete düşmüştüm. Taeil yerde oturmuş bri şarkı söylüyordu. Yanında da şarap olduğunu tahmin ettiğim bir şişe vardı. Sesi o kadar yumuşak ve haz vericiydi ki o an tek isteğim gözlerimi kapatıp sonsuza kadar sesiyle büyülenmekti. Şarkısını bitirdiğinde gitarını kenara koydu ve ayağa kalktı. Yanıma geldiğinde dolu olan gözlerimi sildi ve "Doğum günün kutlu olsun her şeyim."dedi. Hiç vakit kaybetmeden ona sarıldığımda o da karşılık verdi ve beni duvara yasladı. Kısa bir an için baktı ve gözlerimi kapatıp yüzüne daha da yaklaştığımda onayımı almış oldu. Dudaklarını nazikçe dudaklarımla buluşturduğunda hissettiğim şeftali tadı beni gülümsetti.

Dudaklarımız birbirinden ayrılırken ikimiz de hızlı hızlı nefes alıyorduk. Gözlerimi açtım ve bana aşkla bakan Taeil'i gördüm. İşte bir kez daha tutuluyordum ona, her bir zerresini kendime katmak, içimde saklamak istiyordum. Usulca bedenimi yasladığı duvardan çekti ve beni banka yatırdı. Bulunduğum konum pek de rahat değildi fakat buna aldırış ettiğim yoktu. Dudaklarımızı bir kez daha buluştururken bir elimi belimi okşuyordu. Diğer eli ise saçlarımı sıkıca tutmuştu. Bu hareketin bana acıdan ziyade zevk vermesi çok garip de olsa onu öpmeye devam ettim. Dudağını ısırmamla boğuk bir inleme çıkardı. Bana sonsuz gibi gelen bu muhteşem anın bitmesiyle üzerimden kalktı. Elini tutmak için uzattı. Uzattığı elini tuttuğumda beni hızla oturduğum yerden kaldırdı ve kollarını etrafıma sıkıca sardı. Başını omzuma gömerken dudaklarından belli belirsiz bir "Seni seviyorum."döküldü. O kadar özel hissediyordum ki kendimi kelimlerin kifayetsiz kaldığı o noktadaydım. Ona olan aşkım bambaşkaydı, o bambaşkaydı.

Uyandığımda hâlâ dün gecenin gerekliğini sorguluyordum. Çünkü kesinlikle rüya olmalıydı. Gerçek olamayacak kadar güzeldi o...

Kahvaltı yaptıktan sonra hazırlanıp işe geçtim. Annemler de şehirde dolaşacaklardı.


İş çıkışı hemen eve geçtim ve hazırlanmaya başladım. Akşam Ha Joon'un düzenlediği parti vardı ve barda olacaktı. Birkaç gün önce çıktığım alışverişte oldukça güzel kıyafetler almıştım. Doğum günü kızı bendim ve gözde elbette ben olacaktım.

Aynaya baktığımda oldukça tatmin olmuştum. Siyah deri eteğim ve üstüne giydiğim kırmızı askılı buluzla oldukça güzel olmuştum. Makyajımı da tamamladığımda Ha Joon'un gelmesini beklemeye başladım.

Partinin olacağı yere geldiğimizde çok heyecanlıydım. Bugün uzun süre yaşadığım stresi atacak ve doyasıya eğlenecektim! Tek bir sıkıntı vardı. O da Taeil'in gelemeyecek olmasıydı. Ünlü birisi olmanın zorlukları vardı elbet ve bu da onlardan biriydi. Nerede olursa olsun kendini gizlemeliydi. Ve bu rahatça gezebilmemizin önünde koca bir engeldi. Düşüncelerimden sıyrılarak bar tezgahına yanaştım. Bugün doğum günümdü ve ben kendimi üzmeye hiç de niyetli değildim.

Beşinci bardaktan sonra kafam kesinlikle fazlasıyla güzel olmuştu. Gürültülü müzikte Ha Joon'la zıplayarak dans ederken kendimi müziğe fazlasıyla kaptırmıştım. Hâlâ dansa devam ederken bir anda müzik kesildi ve doğum günü şarkısı çalmaya başladı. Çalan şarkıyla beraber kim olduğu hakkında hiçbir fikrim olmayan iki kız bir pasta getirdiler ve masaya bıraktılar. Gözlerimi kapayıp dileğimi diledikten sonra üfledim ve alkış sesleri ve ıslıklarla beraber gözlerimi açtım. Yüzümdeki gülümsemeyle dileğimi bir kez daha yürekten tekrar ettim:
"Taeil ile birlikte mutlu bir ömür geçirmek."





Selam :D Ben geldim de bu sefer pek özletmedim sanki. Elime geçen her fırsatta biraz biraz yazmaya çalıştım ve ortaya bu,kısa da olsa,bölüm çıktı. Umarım beğenmişsinizdir. Görüşürüzzz <3

keşkeler/moon taeilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin