keşkeler/moon taeil

30 -final-

Taeil

Aiko'ya NCT'nin dağılışı hakkında her şeyi anlatmıştım. Başta şok olsa da benim ve kariyerim için her şeyin iyi olmasını dilemişti.
Artık çok daha normal bir çifttik. Şirket olayları basına açıklamış ve bizim solo olarak kariyerimize devam edeceğimizi bildirmişti.
Çok meşgul değildik ikimiz de. O kliniğe gidip çalışıyor, ben şirkette kayıtları falan hallediyordum ve günün geri kalanı bizim oluyordu. Mutluyduk, ilişkimiz harikaydı. Bu olayların üzerinden 4 aya yakın bir süre geçmişti ve harika bir haberimiz daha vardı. Haziran'da düğünümüz olacaktı. Çok ani gibi görünse de başından beri ikimizin de niyetinin bu olduğunu biliyorduk. Yani o büyük güne, düğünümüze 1 ay kalmıştı. Aiko'nun kliniğine çok da uzak olmayan yeni bir ev almıştık ve artık ikimiz de orada yaşıyorduk. Aiko'nun babası ilk başta bu ev olayına biraz tepki gösterse de, bize olan güveni ve sevgisi sonsuzdu.
Aiko ile gece uyurken birlikte geleceğimiz hakkında tatlı hayaller kurar, daha doğmamış çocuklarımızın isimleri hakkında fikirler üretirdik. Hayat bizim için çok güzeldi, beraber ve mutluyduk.

Aiko

O büyük, hayallerimizi süsleyen gün gelip çatmıştı. Bugün evleniyorduk. Evet evet böyle demesi biraz garibime gitse de öyleydi işte. Her şey aylar önceden mükemmel olacak şekilde planlanmıştı. Taeil'in ünlü olmasının etkisiyle konuk listesini süsleyenler göz kamaştırıcıydı haliyle. İkimiz de çok heyecanlıydık, e gençtik tabii olacaktı.

Kuaförden çıkınca düğünün yapılacağı yere gittik. Annem bana eşlik ediyordu. Orada gelinliği giyip tüm hazırlıkları tamamladığımızda Taeil'in hazırlandığı odaya gittik.

Onu görünce nefesim kesilmişti, o da aynı durumda gibiydi. Takımın içinde bu kadar yakışıklı olabileceğini düşünememiştim. Yavaş adımlarla yanına ilerledim ve sarıldık. Arkadan annemin ve yeni annemin duygulu sesleri geliyordu. Ben de birazdan o hale gelirim korkusuyla ağlamamı tuttum ve müstakbel kocamdan ayrıldım.

İkimiz de susuyorduk, bugünün yoğunluğu ile birbirine bağlı ruhlarımız dinginleşmişti.

Biz hâlâ odamızda beklerken çok geçmeden konuklar geldi. Az kişi davetliydi zaten; ailemiz, dostlarım, Taeil'in yakın oldukları...

Her şey hazır olduğunda önce Taeil çıktı. Sonra ben babamın koluna girip kürsüye ilerledim. Davetlilerin gözleri üzerimizdeydi. Derin bir suskunluk hakimdi salona, yalnızca sakin müziğin sesi erişiyordu kulaklarımıza. Ben de kürsüye geldiğimde din görevlisi yaşlı adam kutsal soruyu ilk olarak Taeil'e sordu. Taeil hiç beklemeden etrafı "evet" haykırışına bıraktı. Konuklar alkışlarken annemin gözyaşlarını sildiğini ve fotoğraflarımızın ertesi gün haberlere çıkacağını belirten flaşları görebiliyordum. Yaşlı adam soruyu tekrar ederek bana döndü. Benim de heyecanla "evet" dememle birlikteliğimiz resmen onaylanmıştı.

Düğün günümüz harikaydı. Akıllardan silinmeyecek bir eğlence olmuştu. Yorgunluktan çökene kadar dans etmiştik. Günün sonunda Taeil ile evimize gidip üstümüzü değiştikten sonra birbirimize sarılarak uyuduk.
Ve nefeslerimizin tükenene kadar birbirimize ait olduğumuza dair söz verdik.

Hayatlarında evli olmak dışında pek değişen bir şey olmadı. Taeil solo çıkışlarıyla birçok başarı elde etti, Aiko psikologluk alanında kendini oldukça geliştirdi. Hatta yakın zamanda bir kitabı çıkıyor. Taeil-Aiko çifti birbirlerini delicesine bir tutku ve sönmek bilmez bir aşkla seviyorlar. Ömürlerinin sonuna kadar bağlı kalacaklarına hiç şüphe yok.

-son-