29

95 8 3
                                    

Yorgunluktan kıpırdamaya dahi hali olmayan bedenimi zorlayarak iki santim çevirebildikten sonra çabalamayı bıraktım. Gece hiç bitmemiş, hatta sabaha kaymıştı. Yorgunluktan ölüyordum sanki. Dans edip zıplamaktan ayaklarım tutmuyordu. Annemin odaya gelmesiyle uykum tamamen dağıldı ve ayaklandım. Bugün annemler eve dönüyordu, onları yolcu edip işe gidecektim. Hızla üstüme bir şeyler bulup babama kahvaltı hazırlamasında yardım ettim.

Klinikte oturmuş yeni gelen hastayı beklerken internette kpop haberlerini okuyordum. NCT 127'NIN YENİ MÜZİK KLİBİNİN TEASER'I DÜN GECE YAYINLANDI. Haberini görünce heyecanlanarak izlemeye başladım. Tek kelimeyle harikaydı. Tabii ki de Taeil'in çıktığı 4 saniyeciği tekrar tekrar çılgın biriymişim gibi izlememiştim. Lütfen ama...

Onu özlüyordum, tüm kalbim, tüm vücudum onu burada; yanımda istiyordu.
Keşke gelip sarılsa ve bir daha bırakmasa diyordum içimden. Ama kariyerine saygı duyduğum gerçeği daha ağır basıyordu. Neyseki bir ay sonra Taeil'in tüm işleri bitiyordu. Yeni bir albüme kadar zamanımızın çoğunu beraber geçirebilirdik. Bunu bilmek bile beni mutlu etmeye yetiyordu.

Yorgunlukla esneyerek masamdan kalktım. Çantamı aldım ve diğerlerine selam vererek klinikten çıktım. Annemleri uğurlama zamanı gelmişti. Onlar havaalanına gittikleri için ben de bir taksi tuttum ve havaalanına gitmesini söyledim.

Her ikisine de son bir kez sarılıp gözyaşlarımı tuttum. Onları çok seviyordum. El salladıktan sonra eve gitmek için yola koyuldum.

O yorgunlukla sızıp kalmıştım ki telefonumun çalmasıyla uyandım. Gözlerimi açamadan arama sustu ve anında tekrar aramaya başladı. Bu saatte kimin arayacağını bilmediğimden hemen telefonu aldım ve ekrandaki Ha Joon yazısını görmemle yanıtladım.
Uykulu sesimle telefonu yanıtladığımda beni oldukça heyecanla konuşan Ha Joon'un sesi karşıladı. Dediklerini başta idrak edemesem de biraz -asla sessizlik içinde beş dakika değil- düşündükten sonra teklifini onayladım. iki saat sonra bir partiye gidiyordu ve yanında kız arkadaşı da olacaktı. Beni onunla tanıştırmak için sabırsızlandığıyla ilgili bir şeyler söylemişti fakat o konuşurken zihnim pek de açık değildi.

Bu bitap görünüşümü üstümden atmak için kısa ve hızlı bir duş aldım. Kıyafet derdi beni bitiriyordu, bir ara alışverişe çıksam çok iyi olacaktı. Uzun süre dolabımla bakıştıktan sonra çok da abartıya gerek olmadığına kanaat getirerek siyah deri bir taytla normal askılı bir üst giydim. Gayet sade bir makyaj yaptıktan sonra partinin olacağı klübe doğru yola çıktım.

Gürültüden ne dediklerini anlamam için iyice yaklaşmam gerekiyordu. Sevgilisi MiNa çok tatlı ve zeki bir kızdı. İkisinin de mutlu olduğunu görmek güzeldi, sohbet uzayıp gitti...

Klüpten çıkıp eve doğru yürüyordum. Evin kapısına varınca merdivende oturan maskeli birini görünce bunun kim olduğunu hemen anlamıştım. Onun da gözleri bana çevrildi ve ayağa kalktı. Koşarak yanına vardığımda direkt kollarında buldum kendimi.  Bu hissi özlemiştim. Nasılsın sohbetini yaparken kapıyı açmıştım ve asansöre binmiştik. Taeil'i biraz daha gözlerimle yedikten sonra dayanamadım ve bir kez daha sarıldım. Bu halime güldü ve maskesini çıkararak yanağıma oldukça minik bir buse kondurdu. Bu davranışlarına şımarıyordum, sonra da vay Aiko bekle Taeil'in işlerinin bitmesini bekle. Evden içeri girince üzerimi değiştim ve aç olup olmadığını sordum. Hayır yanıtıyla beraber koltuğa oturduk.
"Yorgun gibisin, nerelerdeydin?"diye sordu merakını gizleyerek.
"Ha Joon'un kız arkadaşıyla tanışmaya gitmiştim."diye belli belirsiz mırıldandım. Onu gördüğümde her ne kadar ilk günkü gibi heyecanlansam da şu anda yorgunluktan bayılabilirdim. Saatlerce o gürültüde ayakta durmak ve MiNa'nın zoruyla dans etmek beni bitirmişti. Bir anda Taeil beni yanına çekti ve hızlı bir hareketle kucağına oturttu. Bu hareketiyle gözlerim şaşkınlıktan büyüse de o sadece gülümsemeye devam etti ve kafamı omzuna yatırdı. Sessizce "Hiç ayrılmayalım Taeil."diyip kollarımı boynuna sardım ve bu huzurlu yerde beni çağıran uykuya kendimi teslim ettim.

Taeil

"Hiç ayrılmayalım Taeil."demesi aklımın içinde dönüp duruyordu. Bugün çok üzücü bir gerçek meydana gelmişti, her ne kadar aşırı berbat bir durum olsa da Aiko'nun dediği olacak gibiydi.

NCT artık bitmişti. Zorlayıcı çalışma koşullarına ve katı kurallara ilk sesli isyanı eden Doyoung olmuştu. Grubun yarısından çoğu bu söyleme destek vermiş ve kampanyayla olan anlaşmaları iptal etmişlerdi. Ve sonuç olarak NCT DAĞILMIŞTI.

Geriye ben, Taeyong ve Jaehyun kalmıştık. Dream hâlâ duruyordu, onlar kendi gruplarıyla devam edecekti fakat başkanın dediğine göre biz kalacaksak solo olacak, yeni bir grup kurulursa bir ihtimal onun üyesi olacaktık. Bir anda her şeyin bitmesi şok edici olmuştu tabii, bunu basına henüz duyurmamışlardı. Ama ben Aiko'ya bir ara söylemeli ve artık çok daha sık beraber olabileceğimizden bahsetmeliydim.

Sonraki bölüm final desem?!?!

keşkeler/moon taeilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin