Bir Boncuk Hikayesi - 45. Bölüm

1.7K 221 109
                                    

Arkadaşlar merhaba,

Öncelikle hepimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun arkadaşlar. Bize bu ulusal bağımsızlığımızı armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, bu uğurda şehit olmuş bütün kahramanlarımıza sonsuz teşekkürler. Bu vatan sizlere çok şey borçlu.

"Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen  toplumların hakkıdır."

Mustafa Kemal Atatürk

Hikayeye gelecek olursak malumunuz içerisinde olduğumuz bölümler pek iç açıcı bölümler değil. Bir önceki bölümden sonra bir çok mesaj aldım ve hemen hemen hepsi çok içli mesajlardı. Onları okuyunca ben de kötü oldum. O yüzden bu bölümden önce sizleri daha fazla üzmemek adına ufak bir uyarıda bulunmak istiyorum. Yakın zamanda bir kayıp yaşadıysanız, o günleri hatırlamak size iyi gelmeyecekse bu bir kaç bölümü okumayın, atlatın. Sizleri üzmek, isteyeceğim son şey çünkü.

Ve ek olarak özellikle bu bölümlerde "ölüm acısını nasıl bu kadar gerçekçi yazabiliyorsun? Hikayede yaşanan olaylar gerçek mi?" tarzında sorular alıyorum. Bu soruları hepinizin huzuru önünde son kez cevaplamak istiyorum. Hikaye genel itibariyle kurgudur ama içerisinde kendi hayatımdan bir çok yaşanmışlığa yer verilmiştir. Umarım yeteri kadar açık olabilmişimdir.

Sizleri daha fazla bekletmeden bölüme geçiyor, bugün de burada, benimle olduğunuz için teşekkür ediyorum.

*

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama biraz sonra,
- Haber verdin mi kimseye? dedi Cemil Usta.

- Kime? dedim salak gibi.

- Abine, babana, kardeşine... Haber vermek lazım Ömer. dedi.

- Haklısın usta. diyip cebimden usulca telefonu çıkarttım.

Hastanenin kapısına doğru yürüyordum. Hem zor olan telefon konuşmalarını rahatlatmak hem de hava almak için dışarı çıkacaktım. "Gelmeyin siz" desem de dinlemedi ikisi de. Cemil Usta da Emrah da peşimden geldi. Telefonu Emrah'a vererek önce cüzdanımdan babamın gitmeden önce bana verdiği küçük kağıdı çıkarttım. Üzerinde yabancı bir adres ve garip bir telefon yazıyordu. Numarayı çevirdim. Arama tuşuna bastım. Telefon daha çalmadan bant kaydı cevapladı beni. "Hattınız yurt dışı aramalarına kapalıdır, açtırmak için......." diyordu ki,
- Hay sikeyim. diyerek kapattım telefonu.

- Ne oldu? diye sordu Emrah.

- Hattım, yurtdışına kapalıymış. dedim.

- Amk. dedi o da.

- Buluruz bi yolunu. diye ekledi Cemil Usta.

- Abime nasıl ulaşıcaz? dedim.

- Ben hallederim. dedi Cemil Usta ve kendi telefonunu çıkardı cebinden.

Yanımızdan biraz uzaklaştı ve telefonu kulağına götürdü, ama sesi hala duyuluyordu.
- Alo.
- Metinim merhaba.
- Bi durumumuz var yardım etmen lazım.
- Bi yakınımızın ablası vefat etti, abisi de sizin orda, içerde, nasıl yaparız?
- Bugün olmaz mı?
- Onu nerden alıyoruz?
- Tamam Metinim, sağolasın.
- Görüşürüz. diyerek kapattı telefonu ve yanımıza döndü geri.

- Bi kağıt doldurmak gerekiyormuş. dedi.

- Dolduralım usta. dedim.

- Emniyetten almak gerekiyormuş, yarın hallederiz biz. dedi Cemil Usta.

Bir Boncuk HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin