Bir Boncuk Hikayesi - 49. Bölüm

1.6K 159 117
                                    

Arkadaşlar merhaba,

Bölümlere vermiş olduğumuz plansız aradan dolayı hepinizden özür diliyorum. İşleri güçleri bir türlü yoluna koyamadığım için bu aralar malesef fazla plansız yaşıyorum. Sürekli iş görüşmelerine gidiyorum. Hal böyle olunca da ne yazık ki hikayeye vakit ayıramıyor, bölümleri yetiştiremiyorum. Tekrar bir işe girer girmez bölümleri düzenli olarak her pazartesi, çarşamba ve cuma paylaşmaya devam edeceğim, hiç merak etmeyin.

Bölüme geçiyor, keyifli okumalar diliyorum.

*

Önce anlam veremedim. "Ne diyon lan sen değişik" diyen gözlerle baktım Güler'e.

- Anlamadım. dedim.

- İçeri geçer misin? dedi.

Tepki vermedim. Sorduğum soruya cevap bekliyordum hala, ama beklediğim cevabı alamadım. Güler kapıyı açık bırakıp içeri geçti beni de arkasından girmeye mecbur bırakarak. Bi kaç saniye kapıda mal gibi bekledikten sonra merakıma yenik düşüp girdim içeri.

Ben girdiğimde Güler salondaki koltuğa oturmuş beni bekliyordu. Karşısındaki koltuğa oturdum.

- Dinliyorum. dedim.

- Nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama beni utandırdın. dedi mahçup bir edayla.

- Ne demek istiyorsun? dedim.

Aklıma Necati Amca'nın arabada düşürdüğü zarftan başka bir şey gelmiyordu Güler'in beni yemlemesi için, ama o da imkansızdı. Zarfı Necati Amca'nın düşürdüğüne emindim.

- Çekmecedeki zarflar Ömer... dedi.

Aslında cümleye devam etmesine gerek kalmamıştı artık. Güler'in beni nasıl denediği belli olmuştu.

- Sen mi koydun onları oraya? dedim.

- Evet. dedi boynunu bükerek.

- Çok güzel, teşekkürler. dedim ve sinirle ayağa kalktım gitmek için.

- Devamını da dinlemen lazım. diyerek gitmeme engel oldu Güler.

Atarımı uzatamayarak oturdum gerisin geriye.

- Kaybını duydum, çok üzüldüm Ömer. diyerek ikinci bölüme giriş yaptı.

- Sağol. dedim.

- Ve hastanede olan yeğeninden dolayı ne kadar zor durumda olduğunu da... diye devam etti.

Güler'in Umut'tan ve hastaneye olan borcumuzdan bahsetmesi garibime gitmişti. Necati Amca'ya bunların hiç birinden bahsetmemiştim.

- Bunları nasıl bilebiliyorsun? dedim.

Güler hemen yanındaki sehpanın üzerinde duran cüzdanını eline aldı. Cüzdanı tek eliyle açarak gümüş görünümlü parlak rozeti gösterdi.

- Ne yani, polis misin? dedim.

- Evet. dedi tereddüt etmeden.

- Nasıl yani, bildiğimiz normal polis mi? dedim şaşkınlıkla.

- Evet, bildiğimiz normal polis. diye cevap verdi Güler tebessüm ederek.

- Beni araştırdın o zaman? dedim.

- Sordum, soruşturdum diyelim. dedi.

- Neden peki? dedim.

- Daha önce de bahsetmiştim sana, babamın bu durumunu suistimal eden çok sayıda yakını oldu ve sen de garip bir şekilde birden yakınlaştın babama, bir anda duymaya başladım adını, babamın evine girip çıkmaya başladın ve rahatsız oldum, önce babamın durumunu anlatıp nabzını kontrol ettim sonra da bu oyunu oynadım, çekmeceye zarfları ben koydum, o paraya ihtiyacın olduğunu ve alacağını düşündüm, çünkü kaybedecek bi şeyin yoktu... demişti ki sözünü keserek.

Bir Boncuk HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin