Herkese merhaba! 5k olmuşuz. Bunu görünce okulda delirdik ve yeni bölüm yayınlamak için ölüp ölüp dirildik. Aşırı uzun olduğu için 2 PART'a böldük.
Oy ve yorum dememe gerek yok dimi... tşk...
6.BÖLÜM:''SAKLAMBAÇ'' (PART 1)
Önümde duran çeşit çeşit kahvaltılıklara bakarken iç geçirdim. Çayı bekliyorduk. Cidden çok acıkmıştım. Saat dördü on beş geçiyordu ve bu saatte kahvaltı yapacaktık, gerçekten de ilginçti. Boğaç hoca bizi iç mimarisinin güzel olduğu kadar, dış mimarisinin de güzel olduğu bir mekana getirmişti. Antalya da buraya ilk kez geliyordum. Yuvarlak bir masada oturmuştuk. Benim sağ tarafımda Güney, sol tarafımda Boğaç hoca vardı. Güneyin yanında Serkay, Serkay'ın yanında Elmira onun yanında da Armağan vardı.
''Hocam, çok güzel yermiş burası.'' Deyip gülümsedi Elmira. Sanki ateşlerin içinde kalan bendim, insan azcık somurtur.
Boğaç hoca, Güney'den bakışlarını çekip Elmiraya sabitledi ve hafif bir tebessüm etti fakat bu tebessüm hiç iç açıcı değildi. Bir şey mi olmuştu? Diye düşünmeden edemedim. Suratı geldiğimizden beri asıktı. Neyse ki beni ilgilendiren bir kısım yoktu sonuç olarak.
Tabağıma koyduğum yumurtaya dikkatlice bakarken Güney ''Mideye indirmeden doydun resmen.'' Deyip güldü. Başımı kaldırıp yalandan bir gülümseme attım ve 'Hı-hı çok komik.'' Dedim.
Kulağıma eğilip elini kimsenin duymaması için kulağıma kadar getirip kısık bir ses tonuyla söylendi. ''Yumurtaya taciz yapmadan ye bence.'' dediğinde kaşlarımı çattım.
Elimle eline vurup ''Bende önemli bir şey var sanmıştım.'' Dedim sinirle. Elime vurduğumda arkasına yaslanmıştı. Boğaç hocayı fazla umursamıyor gibiydi.
''Kızım, öyle hayvan gibi bakacağına indirsene midene.'' Dedikten sonra yayvan bir şekilde gülümsedi.
''Doğru diyor bence.'' Diye atladı Serkay bana bakarken.
Göz devirip sağlam olan kolunu parmağımla gösterip ''Diğer kolunu da ben yaralamayayım istersen...''
''Tamam tamam.'' Dedi bir elini teslim olmuş bir şekilde kaldırırken, birkaç saniye öyle kaldıktan sonra ağzına bir peynir attı Serkay.
Okul hakkında konuşmaya başladıklarında çaydanlık geldi. Hiç kimse doldurmayınca oflayıp ayağa kalktım ve çaydanlığı tuttum. Elmira bardakları bana doğru sürükledi. Bardaklara dem koyduktan sonra sıcak suyu koydum. Yani koydum denebilirse, çünkü ellerim titrediği için suyun yarısı bardağın içine girmesi gerekirken masaya dökülmüştü. Mahçup bir şekilde bakmam gerekiyordu ama umursamadım.
''Cidden seni alan olmayacak, evde kalacaksın.'' Dedi Güney.
Armağan da Güney'in dediği şeye atlayıp ''Bahse bile girerim.'' Dedikten sonra yarım ağız güldü.
''Evlenmek istiyorum diye bir şey demedim zaten.'' Hiçbir zaman evlilik hayallerim olmamıştı. Hiçbir zaman da düşünmemiştim ki bunlara düşünecek kadar zamanım yoktu. Doğru kişiyi bulacağımdan da şüpheliydim.
(*Sen merak etme Şahselen, sen yazarına güven. O iş bende.)
Güney Armağana göz kırptıktan sonra ''Sen evlensen de alan olmaz zaten.'' Dediğinde ayağımla ayağına bastım. ''Lan!'' diye inlediğinde
''Ağla Güney ağla.''
"Uğraşmayın ya kızla." diyerek dalga geçmelerine engel oldu Elmira.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYA KOLEJİ
HumorBir kolej, KAYA KOLEJİ. İki ayrım; burslular ve burslu olmayanlar. Birbirini sevmeyen gruplar, ilginç kişilikler ve okulun içerisinde kimliği belirsiz bir katille beraber mahsur kalmış öğrencilere öncülük edecek beş öğretmen. |080117| TÜM HAKLARI...