0| kırmızı, yeşilden daha çok yakışıyor

11.3K 542 219
                                    

Güzel kahverengi ve uzun saçları var. Aramızdaki mesafeye rağmen çiçek kokusu burnumda, biliyorum bu kokuyu. Yanında getirdiği anıları hatırlamasam da aşinayım. Tepeden toplanmış ve pirinçten değil de, altından olduğuna emin olduğum bir saç tokası var. Üzerindeki desenler gerçekten de hayran olunası saç tokasının, kelebekler çizilmiş ve ben olduğum yerden görebiliyorum kelebekleri. Altın üzerindeki gümüş renkleri güzel görünüyor ama en güzeli, tam uçta bulunan kelebek. Kanatları tokadan çıkmış, bir zümrütle yapılmış, yemyeşil. Güneş ışığının altında parlıyor.

Vücumun kontrolü elimde değil, bunu biliyorum, bakışlarım onun yüzünü es geçip kıyafetine döndüğünde incelemekten başka bir şey yapmıyorum. Zümrüt yeşili geleneksel kıyafeti giyiyor, renk esmer tenine o kadar yakışmış ki, o halde hayran oluyorum ona. Zarif bir duruşu var islenmiş kıyafetin içinde. Sağ bacağı dizine kadar yanmış, su toplamış tenini görebiliyorum. İçim acıyor.

Sonra yüzüne geçiyorum, ince kaşları çatılmış, bana bakıyor. Göz pınarlarında biriken yaşlar parlıyor, öyke güzel bakıyor ki ağlasın istemiyorum. Alnında ve yanağında is var, bu nedenle çevreme bakınıyorum.

Yangın var, etrafta koşan insanlar var ve sanki birbirleriyle savaş halinde gibiler. Sonra sanki bir film izliyormuşum gibi, senaryo zihnime düşüyor. Ben isyancıyım o sıralar, o ise bir soylu. Sarayda yaşıyor, kraliyet ailesini destekliyor. Düşmanız.

Ama değiliz de.

"Jimin-ah." Sesi titrek, duyduğum ilk an kalbim kanıyor. Hareket etmek istiyorum, ellerimi kaldırıp onun gözyaşlarını silmek istiyorum ama benim tek yaptığım elimdeki kılıcı ona doğru savurmak oluyor. Karnında bir yer edinen kılıcı tutuyor iki eliyle, gözleri kocaman açıyor, inanamamıi gibi bakıyor bana. Dudağının kenarından ince bir çizgide kan akıyor, kırmızı da yakışıyor ona.

Bakışlarındaki hayal kırıklığını unutamayacağımı biliyorum.

Sonra minik bir tebessüm oluşuyor dudaklarında, ölmek üzere olan birisi için çok tuhaf, "Seni seviyorum," diye fısıldıyor. Kılıcı tuttuğu elleri sıkılaşıyor ve biraz daha derine itiyor kılıcı. Çekmeye çabalamam bir işe yaramıyor, o halde bile benden daha güçlü, kılıçla birlikte ben de yaklaşıyorum ona.

Yere düşüyor, tutamıyorum, kalp atışları yavaşlıyor ve sonunda duruyor, artık nefes almıyor. Gözleri açık, her nasılsa aynı duyguyu görebiliyorum gözlerinde, kapatmam gerektiğini biliyorum ama hareket edemiyorum.

Neden onun başında oturup cesedine sarılarak ağladığımı bilmiyorum, uyandığımda dahi ağlıyor oluşumu, hiçbir şeyi.

Luna | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin