8| yapabileceğim tek şey kaçmak

2.7K 391 119
                                    

Psikolojimin yavaş yavaş acınacak hale geldiğinden haberdardım.

Taehyung'un üzerinde aptal gibi ağlamaya başlamam berbattı, elim onun karnındaki yara izinin kenarındaydı, rüyalarım iç içe girmişti, kafam allak bullaktı. Bana anlamayarak bakıyordu, elleriyle kollarımı kavramıştı ve sırtını hafifçe doğrultmuştu. Anlasa, hemen müdahale edecekmiş gibi görünüyordu. Hemen bir şeyler yapacakmış gibi ama yapamazdı, geçmişi değiştirmenin yolu yoktu.

Kabullendiğim an oydu sanırım.

Kim Taehyung ve ben, yıllar önce (yaklaşık yedi yüz) yaşadık. Birbirimize aşıktık, olaylar her nasıl olduysa benim onu öldürmemle sonuçlandı.

Başka açıklaması olamazdı, tokayı henüz bulmadan  rüyamda görmüştüm ve onu öldürdüğümü de öyle, şimdi tam da onu öldürdüğüm yerde bir iz vardı, daha fazla kanıta ihtiyacım var mıydı? Bunun kanıtı olabilir miydi?

Yapacak bir şey bulamamış olmalı ki elini başımın arkasına yerleştirip beni kendi üzerine yerleştirdi ve sarıldı. Ondan özür dilemek istedim, nefes alamadığımı söylemek istedim ama hiçbir şey yapamadım, ona zarar vermiştim. Şu an kanlı canlı karşımda duruyordu ama bu, bir kez böyle yaptığım gerçeğini değiştirmezdi. Üstelik o da hatırlarsa ne olurdu? Benim onu öldürdüğümü gördüğünde bana sarılır mıydı? Ne diyecekti? Beni öldürdün ama ben bir şansa bağlayıp geri döneceğimi düşündüm, çok da sorun değil mi? Hayır, böyle bir şey olmayacaktı. Benden nefret edecekti, bana güvenmeyecekti, bağıracaktı. Lanetler edip öfke dolu gözlerinin hedefi yapacaktı beni. Ağlamam şiddetlendi ama başımı onun göğsünden kaldıramadım. Çaresizce ihtiyaç duyuyordum ona, bunu fark edeli çok olmamıştı ama şöyle bir düşününce, normal geldi.

Ona söyleyemedim, izin nasıl olduğunu soramadım, hiçbir şey yapamadan ağlamam son bulduğunda uykuya daldım.

*

"Hızlı ol!" Elimi tutan Taehyung fısıldıyor şiddetli bir şekilde. Birilerini gözetliyoruz, önemli birilerini. Bir şekilde nakliyat yapan bu adamlarla işimiz var.

"Bunların hesabını verecekler," diyorum fısıltıyla, öfke doluyum ve her birini kılıçtan geçirmek istiyorum.

"Vermeyeceklerini biliyorsun, işin arkasında kral var nasıl olsa." Taehyung her ne kadar suç ortağım olsa da o an, bana asla yardım etmeyeceğini biliyorum. "İkna edemezsin onları, Jimin. Hiçbir şey yapamazsın."

Hiçbir şey yapamayacağımı söylemesi beni sinirlendiriyor. "Senin aksine, elim kolum bağlı oturmayacağım, bundan şikayetçi kaç kişi var, biliyor musun? Sınırdaki yerleşimlerde insanlar açlıktan kırılırken, kral sadece biraz daha toprak ele geçirmek için asker nüfusunu ikite katlamaya çalışıyor. Taehyung, o askerler zaten sıradan insanlar, aileleri açlıktan ölen insanlar. Krala sadıklar mı sence?"

Taehyung çatık kaşlarıyla bana dönüyor, öfkeli ama başka bir şey de var. "Bunlardan uzak duracaksın," diyor sertçe. Bir eli omzumda, bütün gücüyle sıkıyor. "Bu işlere karışmayacaksın!"

Yakalanmamızı umursamıyormuş gibi görünüyor.

"Hayatını tehlikeye atmayacaksın, buna izin vermiyorum."

"Senin gibi bunlara gözümü kapayamam, üzgünüm," diyorum, öfkeliyim bende ve sertçe onun elini itiyorum omzumdan. "Birilerinin bir şey yapması gerekiyor!"

"O kişi sen olmayacaksın! Yemin ediyorum, Park Jimin, bunu yapman için cesedimi çiğnemen gerekiyor."

Gözüm kararıyor, ona çok öfkeleniyorum.

Luna | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin