5| gitme

2.9K 401 131
                                    

Eşyaları almak için evine gittim, kapıyı açtığında gözlerimiz uzun süreli bir şekilde buluştu. Ne o bir şey söyledi, ne de ben. Rüyalardaki gibiydi aynı, beni görmekten memnun olmuşa benziyordu ama meraklı birkaç pırıltı daha vardı gözlerinde. Güzel birkaç pırıltı. Onu görmek kesinlikle bana iyi gelmiyordu.

"Geç," dedi sessizliği bozarak. Kenara çekildi hafifçe, üzerinde pijama takımı vardı. Batman simgeli. Şirin görünüyordu. "Geç kaldın." Hava kararmıştı ama benim geç kalmamı neden dert etmişti ki? Kalacak yer aramıştım, birkaç görüşme ayarlamaya çalışmıştım ve saatler geçip gitmişti işte.

"Birkaç işim vardı," diye mırıldandım. Normalde hesap sormasının beni rahatsız etmesi gerekirdi ama hayır, hiçbir şekilde rahatsız hissetmemiştim.

"Halledememiş gibi görünüyorsun," dedi salondaki koltuğa yerleşirken, sohbet etmek istiyor gibi görünüyordu. Onu terslemek istemedim ama hiç de iyi değildim. Ona her şeyi anlatmak için yanıp tutuşan bir tarafım vardı, rüyaları, tokanın ona ait olduğunu ama beni bir manyak olarak görmesinden korktum. Bana beni gördüğünü söylemişti? Bunun gerçeklik ihtimalinden ölesiye kaçmak istiyordum, çok garip şeyler oluyordu ve ben böyle kafa karıştırıcı konulara gelemiyordum.

"Çalıştığım yerde-"

"Mesleğin ne?" Aniden beni böldüğünde kaşlarımı kaldırdım. "Bütün gün masa başında oturuyormuş gibi görünmüyorsun ve yırtılan kıyafetlerinde hiç de takım elbise yoktu. Dışarıda çalışıyorsun?" Meraklıydı.

"Arkeolog," dedim kısaca. Yalanlar üzerinden yürümek istemiyordum, o yüzden sorduğu şeylere cevap vermeye karar verdim. En mantıklısı buydu, saklarsam yalan sayılmazdı ama yerine başka bir şeyler söylersem sayılırdı.

"Yani toka sana ait değil?" Kaşlarını kaldırdığında dudağımı ısırdım, ellerim göğüs kafesimin tam da üzerinde duran tokaya gittiğinde gergindim. "Satmaya kalkışmadın ama kimseye de vermiyorsun. Senin için ne kadar önemli o?" Bir anda yabancılaştı gözlerimde, kendimi engelleyemedim. Bir şeyleri eşelemesinden, öğrenmeye çalışmasından nefret etmiştim.

"Toka bana ait değil," dedim. "Ama bunu almaya çalışan kimseye de değil. Sadece, benim için önemli olduğunu düşündüğüm birine ait."

Tokayı kimseye teslim etmeyecektim, asla kimseye vermeyecektim. Devlet için önemli olabilirdi ama benim akıl sağlığım için de önemliydi. Ondan koptuğum anda sıyırırmışım gibi hissediyordum ve Taehyung, o toka ile ilgili sorular sormaya başlamıştı. Elimde olmadan uzaklaştım ondan, kendi hatıralarını yok edeceğinden korktum. Bir anda yaşlanmış gibi hissetmeye başladım, baş ağrım tekrar oradaydı ve omuzlarım ağırlaşmıştı. Gözlerimin önünden birçok resim geçti, en kötüsünde ellerimde kan vardı. Kırmızı.

"Jimin, soldun. İyi misin?" Koltukta bana doğru yaklaştığında biraz gerilemeye çalıştım, yapamadım. Beynim zonklamaya başladı, önce sesler gitti ve hemen sonra görüntü.

*

Bir odadayız.

Etraf çok sıcak, hem de fazla ama bunun nedeni hava değil. Biziz. Yerde bir yatağın üzerindeyiz, öpüşüyoruz. Durmadan öpüşüyoruz, dudaklarımın uyuştuğunu bile hissediyorum sonra ama bunu sorun etmiyorum. Onun kucağına yerleşiyorum ne yaptığımı iyi biliyormuşum gibi, o ellerini bacaklarıma koyuyor ve biraz sıkarak beni tamamen kendine çekiyor.

Bu rüyayı görmekten hoşlanan bir tarafım var tabii ama ben nerede bayıldığımı hatırlıyorum aniden. Uyanmak için çabalıyorum uyanmak istemesem de, Taehyung'un yanında böyle bir rüya görüyor olmam rezillik. Bundan hoşlanıyor olmam değil ama.

Luna | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin