Onu orada bırakmamın üstünden tam bir hafta geçmişti. Okulda sadece iki yabancı gibiydik. O dersine girip konu işleyip bana karışmadan siktir olup gidiyordu. Ben ise ne ona bir şey soruyordum ne de onu taciz edecek davranışlarda bulunuyordum. Sınav haftası yaklaşırken de götüm tutuşmuyor değildi. Genellikle Yoongi'nin dersinde kafam dağınık olduğu için anlamadığım bir sürü konu vardı ve benim bunu bir şekilde kapatmam gerekiyordu. Ondan ders alamazdım o yüzden farklı bir öğretmenden etüt almalıydım. O yüzden şu an tam müdür yardımcısının kapısının önündeydim. Kapıyı tıklayıp içeri girmek için izin aldım. Durumu izah ederken Yoongi'nin anlattığını anlamıyorum diye bahane üretmiştim. Dediğime inanmış olacak ki okul çıkışı farklı bir öğretmenle bana etüt koymuştu. Dışarıdan dersleri iplemeyen biri olarak gözüksem de ömrümün sonuna kadar baba parası yiyemezdim o yüzden de meslek sahibi olmalıydım. Tabi bunun içinde çalışmak gerekiyordu.Öğle arasında olduğumuz için herkes yemekhanedeydi o yüzden koridorlar bomboştu. Yemek yemek için ben de indiğimde yemeğimi alıp Jin ve Jungkook'un yanına oturdum. Kısa bir selam verip kendimi yemeğime verdiğimde ikisinin garip bakışları umrumda değildi.
"Hyung bugün çıkışta bir şeyler yapmayı planlıyoruz. Sen de gelmeyi düşünür müsün?"
Jungkook'un sesi ile dikkatimi yemeğimden ona vermiştim.
"Etütüm var bensiz gidin. "
Tekrar yemeğime yöneldiğimde sıkıntılı bir şekilde ofladığını duymuştum fakat umursamadım. Zaten ikisi birbirleriyle tanıştıktan sonra benden uzaklaşmışlardı. Onları bu konu hakkında suçlayamazdım. Ben olsam ben de aynısını yapardım.
Yemekhanenin kapısından kahkaha sesleri geldiğinde kim olduğuna bakmak için o tarafa döndüm. Benimle birlikte yemekhanenin yarısının da döndüğünden emindim. Cidden o nasıl bir gülüştü? İçeriye Yoongi ve kimyacı girdiğinde kıskandığımı hissedebiliyordum. Yoongi'nin koluna dokunuyor ve ağzını aça aça gülüyordu. Daha fazla burada durmam herkes için zararlı olacaktı. O yüzden kalkıp çıkışa doğru ilerledim. Son bir kez bakmak için arkama döndüğümde Yoongi'nin de bana bakıyor olduğunu gördüm. Kısa bir bakıştan sonra önüme döndüğümde sınıfa çıkmak için merdivenlere yöneldim. Lanet günün bir an önce bitmesini istiyordum. Sınıfa döndüğümde kafamı sırama koydum ve sadece düşündüm.
Birini ne kadar çok seversen sev hiçbir zaman yüzde yüz senin olmaz fakat yine de tamamen sana ait olmasını istersin. Benim istediğim de tam olarak buydu. Belki hiçbir zaman bana ait olmayacaktı ama başka birilerine de ait olmayacaktı. Gözümden istemsiz yaş düştüğünde birileri gelir düşüncesiyle lavaboya gitmeye karar verdim. Elimin tersiyle gözümü silip sınıftan çıktım. Burnumu çekerken ayakkabılarıma bakarak ilerliyordum. Güçlü gözükmeliydim.
Önümü görmediğimden dolayı çarptığım bedenden dolayı sendeledim. Yere düşen kitapları gördüğümde eğilip aldım ve karşı tarafın eline verdim. Özür dilemek için kafamı kaldırdığımda kendime lanet ettim.
"Özür dilerim ben dalgındım."
Hızlıca söylediğim kelimelerle tekrar yürüyecekken bileğimden tutup buna engel olmuştu. O gece tuttuğu bileğimdi, anılar yavaş yavaş beynime doluşurken hem ruhsal hem de fiziksel olarak canım acımıştı. Bakışlarım bileğimde takılı kaldığında yavaşça bileğimi serbest bırakmıştı. Kafamı kaldırmadan konuşması için beklerken yerimde sallanıyordum. Bana biraz daha yaklaşıp eliyle çenemi kavramıştı. Hafifçe kaldırıp yüzümü incelemeye başladı. Fazla yakınlıktan dolayı nefesimi tuttum.
"Ağladın mı sen?"
Hala yüzüne bakıyorken çenemi sola çevirerek sert bir şekilde elinden kurtardım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Math Teacher/ TaeGi
FanfictionCidden çok acizsin Taehyung. Öğretmenini arzulayacak kadar aciz.