"Ben Hoseok'u seviyorum."Gözlerim şaşkınlıkla açılırken daha ne olabilir onu düşünüyordum. Çalan kapıyla ikimizin de bakışları kapıya dönmüş ortam daha da gergin hale gelmişti. Ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda Jungkook'u gördüm. Kafasını kaldırmasıyla onun da ağlıyor olduğunu fark ettim.
"Ne oldu?"
Bir şey demeden içeri geçti. Arkasından kapıyı kapattım ve lavaboya girip ben de yanlarına geçtim. Jungkook koltuğun birine oturmuştu Jimin ise hala bıraktığım yerdeydi.
Boş koltuğun birine uzandım ve bakışlarımı tavana sabitledim. Kısık kısık iç çekişler, hıçkırık sesleri hakimdi odada. Kimse bir şey demiyordu. Yarım saatlik sessizliği bozan Jungkook oldu.
"Bu kim?"
Bakışlarımı Jungkook'a çevirdiğimde Jimin'e bakıyor olduğunu gördüm. Aynı şekilde Jimin de ona bakıyordu.
"Jimin."
Jimin bakışlarını hiç ayırmadan kendi adını fısıldadığında bakışlarım ikisi arasında gidip geliyordu. Jungkook sanki daha demin ağlayan kendisi değilmiş gibi gülümsedi.
"Jimin."
Jungkook adını telaffuz ederken Jimin ağzı açık bir şekilde ona bakıyordu.
"Ben de Jungkook. Bundan sonra daha çok görüşelim."
Jungkook böyleydi işte. Büyük bir ihtimalle Jin yüzünden ağlamıştı ve yarım saatlik üzüntünün ardından başka limanlara yelken açmıştı. Jimin nasıl biriydi bilmiyorum ama o da baya bir etkilenmiş gözüküyordu. Hala birbirlerine bakıyorlarken ayağa kalktım ve mutfağa geçtim. Sanırım asla böyle biri olamayacaktım. Tek kişiye yıllardır takılmış ve her gün acı çekiyordum. Dolaptaki cips paketini aldım ve tekrar içeri geçtim.
Jimin hafifçe yere kıvrılmış yüzü ağlamaktan kıpkırmızıydı. Jungkook is hala ona bakıyordu ve ağlamaktan eser kalmamıştı. Yanına oturdum ve kısık sesle konuştum.
"Sen neden ağlıyordun?"
Jungkook Jimin'in duymaması için hafifçe bana doğru eğildi.
"Jin beni aldatıyormuş."
Normal bir şeymiş gibi söylerken gülen yüzüne baktım.
"Peki neden şimdi mutlusun?"
Omuz silkip beni cevapladı.
"Ben sadece sinirim bozulduğundan dolayı ağlamıştım. Şimdi ise keyfimi yerine getiren bir şeyler buldum."
Kafasıyla Jimin'i işaret etmişti.
"O neden ağlıyor?"
"Hoseok'u seviyormuş."
Jungkook bakışlarını anında Jimin'den çekip büyük gözlerle bana baktı.
"Biyoloji öğretmeni."
Kafamı sallayarak onu onayladım. Ağzından kaçırdığı kısık sesli küfürü duymuştum.
"Ben de bir öğretmen düşürmeliyim."
Kısık bir şekilde gülüp bacağına vurmuştum. Tekrar Jimin'e döndü bakışlarımız. Uyumuş olmalıydı.
"Hoseok ne yapmış ki bu kadar kötü durumda?"
Gördüğüm görüntüler tekrar gözümün önünden geçerken görüntüm bulanıklaştı.
"Çünkü Hoseok..."
Yutkunup devam ettim.
"Min Yoongi ile yattı."
Jungkook ismini duymasıyla tekrar bana döndü ve bir süre bir şey demedi.
"Sen iyi misin?"
Sol gözümden akan tek yaşı elimin tersiyle silerken kafamı aşağı yukarı salladım.
"İyiyim."
Koltukta yarım bir şekilde oturduğum için Jungkook'un beni göğsüne çekmesi kolay olmuştu. İyice kendine bastırdı ve diğer eli saçımı buldu. Gözyaşlarım tekrar akarken ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.
"İyiymişsin gibi davranmandan nefret ediyorum."
Koltuğa tamamen uzanıp başımı dizine koymuştum. Saçlarımı okşarken söylenmeye devam ediyordu.
"O sikik heriften de nefret ediyorum."
Göz kapaklarımın ağırlaşmasıyla gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun eline verdim.
ÇOK AĞLAMAKLI AYT ÇALIŞMAM LAZIM UĞRAŞTIĞIM ŞEYE BAKIN BİRAZCIK DAHA BÜYÜMEM LAZIM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Math Teacher/ TaeGi
FanfictionCidden çok acizsin Taehyung. Öğretmenini arzulayacak kadar aciz.