Özür dilerim bebeğim.

976 74 37
                                    


Gitmiştim.

Kollarının arasından sıyrılıp sadece hoşça kal demiştim ve ardından arkama bile bakmadan siktir olup gitmiştim. Gözlerimden süzülen damlaların nedenini bilmiyordum. Mutluluktan mı ağlıyordum yoksa onun yanından ayrıldığım için mi? Kalmak istiyorum demeyi o kadar çok isterdim ki. Ama ne çektiğimi anlasın istiyordum o yüzden katlanmak zorundaydım.

Eve geldiğimde üstümdekileri direkt çıkarmış ve derin bir uykuya dalmıştım. Sabah kalktığımda saat baya bir geçti. Tüm günün boş olması ayrı bir rahatlık vermişti. Telefonumu kontrol ettiğimde Yoongi'den bir mesajım olduğunu fark ettim ve bu aniden yataktan kalkmama sebep olmuştu. Mesajda çantamı onda unuttuğum yazıyordu. Elimle alnıma vurup kapının köşesine bıraktığımı hatırladım. Aklım bir karış havada olduğundan pardon Yoongi'de olduğundan çantamı unutmuştum. Ona mı gitmeliydim? Kendime tekrar vurdum.

"Aptal Taehyung o senin ayağına gelsin sen neden gidiyorsun?"

Kendimi kafamla onaylayıp telefonu elime aldım ve bana getirmesi ile ilgili bir kaç şey zırvaladım. Yoongi'den anında onay mesajı geldiğinde kahvaltımı yapmak için aşağıya indim. Birkaç bir şeyler hazırlayıp hızlıca kahvaltımı yaptım. Üstümde bir şey yoktu ve giymeye de tenezzül etmeyecektim. Televizyondan herhangi bir filmi açıp izlerken o kadar uyumama rağmen tekrar uyuyakalmıştım.

Ard arda çalan zil uykumu bölerken huzursuzca yerimde kıpırdandım. Ayaklarımı sürüye sürüye kapıya ilerlediğimde kolu aşağıya çektim. Kapıyı açtığımda karşımda telefonu kulağında bir Yoongi vardı. Muhtemelen beni arıyordu. Uzun bir süre beklemiş olmalıydı. Telefonu kulağından çekti ve gözleriyle ayaklarımdan yüzüme doğru bir yol sürdü. Göğsümdeki izlerde oyalanması gözümden kaçmamıştı. Çantayı bana doğru uzatıp gözlerini kaçırmıştı. Elinden aldığımda hala ona bakıyordum.

"Teşekkür ederim."

Gözleri beni bulmuş ve kafasını sallamıştı.

"Ben gideyim o zaman."

Arabasına doğru ilerlerken bir şey yapmam gerektiğinin farkındaydım.

"Yoongi!"

Adını bağırıp bana dönmesini sağlarken içimden ne kadar acınası olduğumu tartışıyordum.

"Matematik çalışalım mı?"

Kesinlikle salağın tekiydim. Dün o kalmamı söylerken çekip giden bendim şimdi bu da neyin nesiydi? Kesinlikle redd-

"Olur."

Gülümseyerek cevapladığı sırada gözlerimi büyütmüştüm. Tanrım Min Yoongi beni gerçekten şaşırtmayı başarıyordu.

İçeri geçmiş ve iki saat boyunca ders çalışmıştık. Ardından salona geçip koltuğa oturmuştuk. Televizyonu açıp önceden açılmış olan filmimi açtığımda izlemeye devam etmeye başlamıştım. Ona git demek istemiyordum o da gitmek istemiyor olacak ki bir şey demeden oturup filmi izliyordu. Sessizliği Yoongi bozdu.

"Taehyung."

Ortamın garip havası beni geriyordu. Onu dinlediğimi belirtir bir şekilde ses çıkardım.

"Yanıma gelir misin?"

Bakışlarımı ona çevirip anlamlandırmaya çalıştım.

"Ne oldu?"

İfadesini bozmadan gözlerime bakmaya devam etmişti.

"Gel işte."

Koltuktan kalkıp yanına oturduğumda beni kendine çekmişti. Kemikli parmakları saçlarımı okşamaya başlayınca kalbim hızlı bir şekilde atmaya başlamıştı. Yerimde huzursuzca kıpırdadım.

"Yoongi ne yapıyorsun?"

"Çeneni kapatır mısın? Filmi izlemeye çalışıyorum."

Beni azarladığında mayışmaya başlamıştım bile. Saçlarımdaki elleri yavaş bir şekilde ileri geri gelirken gözlerim kapanmaya başlamıştı. Başım göğsüne düştüğünde kalp atışlarını duyabiliyordum ve bu bana acayip derecede rahatlık veriyordu.

"Özür dilerim bebeğim."

Ağzından çıkan kelimeler kulaklarıma ulaştığında kalp atışlarının hızlandığını hissedebiliyordum. Onunkine uyumlu olarak benimki de atmaya başlamıştı.

"Ağlamana sebep olduğum her sefer için özür dilerim senden Kim Taehyung."

ADAMI BÖYLE SİKERLER HADİ BAY BİLGİSAYAR HALA GELMEDİ NOKTALARI KOPYALA YAPIŞTIR YAPIYORUM AĞLICAM BİR DE BUNLAR BENİM STOK BÖLÜMÜMMÜŞ YANİ GELECEĞİ GÖRÜYORUM SÖYLEDİM SADECEEEE

Math Teacher/ TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin