Duygularım körelmiş bir şekilde tüm geceyi uyumadan o merdivende yere çökmüş çırılçıplak halde geçirdim. Ağlamadım bağırmadım ya da herhangi bir yeri dökmedim. Çünkü bunun kimseye bir yararı yoktu. Oturdum ve saatlerce seviştiğimiz koltuğa ifadesizce baktım. Güneş ışıkları perdeler tarafından engellenirken ortama loş bir hava katıyordu. Okula gitmemeyi düşünüyordum en azından kafamı toplayasaya kadar. Fakat nereye kadar böyle devam edeceğimi bilmiyordum. Merdivenlerden destek alarak ayağa kalktım ve mutfağa ilerledim. Dolaptan bir şişe su alarak ayağımla kapağı geri kapattım. Şişeden bir yudum alarak odama geçtim. Üstüme rastgele bir şeyler geçirdim ve yatağa sırt üstü uzandım. Çalan telefonuma doğru uzandığımda arayanın Jungkook olduğunu gördüm. Ekranı kaydırdığımda hoparlöre aldım ve yatağın kenarına koydum.
"Hyung dün neden gelmedin?"
Hiçbir duygu barındırmayan sesimle cevapladım.
"Yorgundum."
Alaycı bir şekilde karşılık verdi.
"Ne o Yoongi seni çok mu yordu?"
"Aynen. Şimdi izin verirsen uyuyacağım."
"Uyuyacak mısın? Okul var ya hani."
Telefonu elime aldım.
"Gelmeyeceğim. Beni rahatsız etme."
Ve sonra kırmızı yuvarlağa bastım. Yatakta herhangi bir köşeye fırlattıktan sonra tekrar düşüncelerimle boğuşuyordum.
"Bu böyle olmaz unutman gerek."
"Demesi kolaydı zaten."
"Ne yapmam gerek?"
"Acaba başkasıyla mı kafamı dağıtsam?"
"Oh iyice sürtük oldun çıktın."
Kendi iç sesimle tartıştığımın farkına varırken yatakta tepinmeye başladım. Çalan zil tepinmemi yarıda keserken küfür ederek kapıdaki kimse gitmesini bekledim. Kimseyi çekemezdim. Israrla zil çalmaya devam ediyordu. Kapıdakini bir güzel dövüp siktirip gitmesini söyleyecektim. Kapıyı açtığımda karşımda Jungkook belirmişti. Tamam dövme kısmını atlayabilirdim o yüzden sadece diğer partı uygulamaya karar verdim.
"Siktir git."
O ise dediğimi duymazdan gelip bana sarılmıştı.
"Özledim seni hyung."
Ben de yanda sallanan ellerimi beline koydum ve beni birinin düşünmesinin hissiyle gülümsedim.
"Okulun var Jungkook geç kalacaksın."
Kafası hala boynumdayken konuştu sesi o yüzden boğuk çıkıyordu.
"Seni yalnız bırakmak istemiyorum. Son günlerde çok üzgünsün ve ben hiçbir şey yapmıyorum senin için."
Gülümsedim.
"Önemli değil okuluna git hadi."
"Yanında kalsam olur mu?"
Kaşlarımı çattım.
"Okulunu asma, ben yalnız kalmak istiyorum."
Jungkook kafasını boynumdan kaldırdı ve yüzüme baktı.
"O zaman bugün bara gidelim ve kafamızı dağıtalım."
Düşündüm. Kafamı dağıtmak cidden iyi gelecekti.
"Tamam hadi sen git artık."
Kollarını çekti ve el sallayarak ilerlemeye başladı. Kapıyı ardından kapattım ve biraz televizyon izlemenin iyi geleceğini düşündüm. Fakat odaya girmemle aklıma anıların dolması bir olmuştu. Açık pencere olmadığı için kokusunu hala hissediyordum. Pencereleri açtım ve kokusunun kaybolmasını diledim. Koltuğu da ağlamamaya özen göstererek temizledim ve yerdeki kıyafetlerimi toplayıp kirli sepetine attım. Televizyon izlemekten vazgeçmiştim o yüzden odama geri dönmüştüm. Yatağa tekrar uzandım ve onu aklımdan çıkarmaya çalıştım. Tekrar telefonum çalmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/90314513-288-k223331.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Math Teacher/ TaeGi
Fiksi PenggemarCidden çok acizsin Taehyung. Öğretmenini arzulayacak kadar aciz.