Dağınık saçlarım ve kırışmış tişörtümle kapıyı açtığımda kesinlikle onu beklemiyordum. Normal gözlerle beni süzerken yutkunduğunu duymuştum fakat yine umursamaz yüz ifademi korumuştum."Sana ne işin var burada dedim."
Duymazlıktan gelip beni kenara ittirdiğinde içeri girdi. Ev dağınık olduğu için de bir süre salonu süzdü. Ardından konuşmaya başladı.
"Matematik çalışacağız."
Alaylı bir şekilde güldüm.
"Bunu senden isteyen kim? "
Geri dönüp gözlerime delici bir şekilde bakmıştı.
"Ben öyle istiyorum."
Bakışlarına karşılık verirken bana yaptığı lafları çarpıtıyordum.
"Ne zamandan beri öğrencilerinin evine gidip özel ders veriyorsun?"
Sorumu duymazlıktan gelip odama doğru ilerlemişti. Arkasından oflayarak ben de odama girdiğimde bir süre gözleri dağınık yatakta takılı kalmıştı. Ardından masaya oturup sandalye getirmem gerektiğini söylerken kitapları açıyordu.
"Sandalye falan getirmiyorum sen de evimden gidiyorsun."
Gözlerini kitaptan ayırıp bana baktığında sinirlendiğini hissedebiliyordum.
"Taehyung."
Sinirli bir şekilde nefes verip devam etmişti.
"Siktirtme belanı."
Sinirli gözlerini gözüme sabitlediğinde bir süre durmuştum ardından daha fazla sinirlendirmemeye karar verip sandalye alıp yanına yerleştirmiştim. Oturmamı beklerken kalemi elinde döndürüyordu. Ondan uzak durmaya özen göstererek sandalyeye yarım bir şekilde oturmuştum. Oturduğum yere bakıp kısık bir şekilde gülmüştü. Bense sadece gözlerimi devirmiştim. Kitabın içerikler kısmını gösterip bana dönmüştü. Kitaba bakıyordum.
"Bu konuların hepsini çalışacağız anladın mı?"
Hafifçe kafamı sallayıp hala kitaba bakmaya devam ettim.
"Anlamadığın bir şey olsun istemiyorum o yüzden anlamadığında bana söyleyeceksin tamam mı?"
Tekrar kafamı sallamıştım. Bakışlarının benim üzerimde olduğunu hissediyordum ama ona bakmamakta kararlıydım. İlk konuyu açıp eline kalemi aldığında anlatmaya başlamıştı. Dikkatimi vermek için kendimi baya zorlamıştım.
"Nasıl yani bu şekilde mi yapmalıyım?"
Kafasını sallayıp kalemle bir şeyler çizmişti. Anlamıştım garipti.
"Pekala bu soruyu da sen çöz bakalım."
Terleyen ellerimi eşofmanıma sürüp elime kalemi almıştım. Öğrettiği gibi yapmaya çalıştığımda yavaş bir şekilde ilerliyordum o da sabırla beni bekliyordu. Sonunda işlemi bitirdiğimde kalemi bırakıp umutla ona bakmıştım. Gözlerini soruya sabitleyip hafif dudak büzdüğünde kafasını sağa sola sallamıştı. Üzgün bir şekilde önüme döndüğümde kulağıma sesi dolmuştu.
"Doğru."
Gülümseyerek ona baktım ve zaten bana bakıyor olduğunu gördüm. Gözleri parlıyordu ve duygu dolu bakışlarla bana bakıyordu. İçimden inanma dedim. Gülümsemem solarken onun da gülüşünün soluşunu izledim. Dudaklarına bakarken anında bakışlarımı gözüne çıkarttım fakat o dudaklarımda takılı kalmıştı. Kafasını hafifçe bana doğru eğerken içimden uzaklaşmam gerektiğini fısıldıyordum. Yapma üzüleceksin Taehyung. Dudakları benimkilere sürtünürken kalbim göğsümü delecekmiş gibi atıyordu. Öpmüyordu sadece dudakları dudağıma değiyordu ve herhangi bir hareket yoktu. Bekledim. Gözleri kapalıydı. Hafif dudaklarını hareketlendirdiğinde karşılık vermedim. İttiremedim de. Sadece uzaklaşmasını bekledim. Bir süre sonra karşılık vermediğimi fark etmiş olacak ki geri çekildi. Nefes nefese kalmış bir şekilde bana bakıyordu. Tek elini ensesine attı ve hafifçe kaşıdı.
"Üzgünüm ben..."
Karşımda iki büklüm olurken sadece ona bakmakla yetiniyordum.
"Ben kendime hakim olamadım."
Kafamı sallayıp önümdeki kitaba döndüm.
"Gitsen artık iyi olacak."
Beni onaylayıp kitaplarını çantasına koymaya başladı. Ben de ayağa kalkıp sandalyeyle birlikte aşağı kata indim. Sandalyeyi aldığım yere geri koyarken onu uğurlamak için kapıya ilerledim. Ayakkabılarını giyiyordu ve aramızdaki olanları adlandıramıyordum. Min Yoongi çekinmişti. Sanırım bu bana ilk sürtük muamelesi yapmadığı zamandı.
"Diğer konular için ne zaman buluşacağımızı konuşalım."
Yüzüne ifadesiz bir şekilde bakıp kafamla onaylamıştım.
"Tamam o zaman okulda görüşürüz."
Kapıyı hafif kapatıp görüşürüz demiştim ve arkasını döndüğünde de hemen kapatmıştım. Ardından pencerenin kenarına gidip perdenin arkasından ona bakmıştım. Arabasına doğru yavaş bir şekilde ilerleyip kapısını açmıştı. Son bir kez eve bakıp binip kapıyı kapatmıştı. Yaklaşık iki dakika arabanın içinde durduğunda çalıştırıp gözden kaybolmuştu.
"Vay anasını sikeyim."
Evin içinde kendi kendime bağırdığımda birden gülmeye başlamıştım. Kesinlikle iyi değildim. Min Yoongi aklımı darmadağın ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Math Teacher/ TaeGi
FanficCidden çok acizsin Taehyung. Öğretmenini arzulayacak kadar aciz.