Çıktım evden bin tane düşünce var ama kafamda, bu düşünceler esnasında arabamın yanına gelmişim, telefonum da arabadaydı baktım 13 cevapsız arama, annem aramış, bir kere de dayım aramış, diğer köyde çekmeyen hat burada çekiyordu, iki köy arasında 500 sene vardı sanki, annemi aradım ilk merak etmiş habersiz çıkınca sabahtan beri yoksun niye haber vermedin vs, gezmeye çıktım öyle arabayı park ettim yürüyüş yaptım falan diye bir bahane buldum kapattım, sonra dayımı aradım bize gel beni al seninle köye gidelim bir yeğenim dedi, nerden çıkmıştı bu, hocadan duyduklarımdan sonra o köye nasıl gidecektim, dayım konuşmaya devam etti, geline ne alınacak bu konuda adetleri falan neler, usüllerini sormak lazımmış, anneannen diyor bak onu veriyorum dedi, anneannem aldı telefonu, oğlum onlar 3 hafta sonra gelin dedi ama dünürleri ziyaret iyi olur hem adetlerinde geline ne hediye gider ne takılır bunları soralım ki düğünde mahçup olmayalım geçen sefer biliyorsun pek birşey konuşamadık, dayınla bir gidin gelin dedi, ben 3 hafta sonrasının hesabını yaparken dayımla anneannem beni gün o yasak yere gönderiyordu, belli etmemem lazımdı, tamam gidelim dedim kapattım telefonu sigara yaktım, şehre varınca dayımlara sürdüm, indi bu aşağıya 10 dakika da beni bekletti üstüne, niye suratsızsın lan hayrola 10 dakika beklettim diye mi dedi, keşke 10 saat bekletsen de şu köye götürmesen diye geçirdim içimden, yorgunum biraz ani oldu bu köy işi bugün pek beklemiyordum dedim, birşey olmaz sen de evleneceksin yakında yeğenim alış böyle şeylere diyordu, evleneceğin şeyin ne olduğunu gittiğimiz köyün neresi olduğunu bilsen böyle rahat konuşur muydun acaba, ikindi vakti olmuştu bu arada, yola koyulduk 1.30 saat kadar sonra köydeydik, hayat belirtisi olmayan yasak köy yine karşımda duruyordu kapıyı çaldık karahasanın basri açtı, ne arıyorsunuz burada dedi.
Dayıma baktım ne diyecek diye, basri amca dedi dünürümüz olarak bir ihtiyacınız bir diyeceğiniz var mı onu sormaya geldik, bir de adetlerinize göre düğün günü bizden ne hediye beklersiniz, basri dik dik bize bakıyordu, kapıda konuşuyorduk içeri dahi davet etmedi, bir süre durduktan sonra takı hediye istemeyiz kendiniz gelin kafi dedi, dayım bir hayli şaşırdı hoşuna da gitti muhtemelen zira cebinden para çıkmadan gelini alacağını düşünüyordu, kendimi sıkıyordum farklı düşüncelere dalmaya çalışıyordum, onların yasaklı varlıklar olduğunu bu köyün yasaklı köy olduğunu bildiğimi anlarlarsa orada bana akıl almayacak şeyler yaparlardı, lafa girdim o sırada hem korktuğumu belli etmemek adına hem de kendimce kahramanlık yapacağım ya belki içerde dayım birşeyler farkeder de bunların etkisinden kurtulur diye düşünüyorum aklımca, kendime yoldaş arıyorum, çünkü kaldırmak kolay değil üçü büyülenmiş halde ben tek başıma hepsinin adına mücadele etmeliyim, basri amca dedim içeriye davet etmeyecek misin bizi, yan yan baktı bana, içeride misafir var lakin çok istiyorsanız girin dedi isteksiz bir tavırla, dayıma baktım o girerlim derse girecektim hadi girelim dercesine kafasını salladı ve eve girdik, girişteki odada 4 tane adam oturuyordu basriyle birlikte 5 kişiydiler, biz de girişteki odaya oturacaktık adamların yanına, selam vermedim dayım da vermedi oturduk direk, diğer odanın kapısı açıktı o odaya gözümün ucuyla bakmamla dehşete düşmem bir oldu, bir halka oluşturacak şekilde 9-10 tane çarşaflı kadın ayakta yere bakar halde duruyorlardı, bir heykel gibi sanki, hiçbir hareket yoktu, ben dondum kaldım, kadınları normal bir türk kadını gibi düşünmeyin çok uzun boylu çarşaflı kadınlar, kadınlardan birisi bir anda boynunu bana çevirdi yere bakar halde boynu bana dönüktü, nasıl farketmişti onlara baktığımı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O köye gitmemeliydim
HorrorHerkese merhaba, Yıllar öncesinde yazdığım fakat birçok yerde hikâyemin kopyalanıp devamını bir türlü getiremeyen birçok insan gördüm. Hikayem oldukça eski ve Wattpad'de bulunmadığı için buraya eklemeyi düşünmüştüm. Uzun zaman içerisinde neler değiş...