Bölüm 22

7.4K 79 6
                                    

Oğlum dedi akşamki gördüklerin normal bir ademoğlu için zordur, çok zordur, bir kabustan uyandım sanarsın uyanamazsın, ummadığın anda onları hissedersin, lakin çobanın gördüğünün bırak musallatını sadece seni fark etmesinin bile yerine akşamkilerden bin tanesinin musallatını tercih edersin oğlum, hocam dedim bu nasıl bir mahlukat ki sizin gibi biri bile onun hakkında kelam ederken dehşete düşüyor? oğlum dedi o insanlardan önce de vardı, akşamki gördüğün şerlilerden önce de vardı, dedemin babama onun da bana anlattığı kadarıyla biliyorum, onun hakkında çok bilgi yok, bir soydan, bir kabileden geliyor bu şerli varlığın soyu olan kabile 29 mahluktan oluşuyormuş, şöyle düşün oğlum bu alemde milyarlarca insan birsürü şerli var iken bu mahluktan 29 tane var ve hepsi aynı kabileden aynı soydan, lakin bunlar dünyanın dört tarafına dağılmışlar, bizim çobanın gördüğü ise bunlardan sadece bir tanesi, varlık şehmusa bulaşmamış, yüksek ihtimalle çobanı fark etmemiş, ona rağmen çoban şehmusun onu ve yaptıklarını görmesi gençliğinden bu zamana kadar unutulmayacak bir dehşet olarak kalmış, hocam dedim çoban babanıza geldiği vakit üstü başı paramparça perişan haldeydi diyordunuz bunu varlık yapmamış mı, oğlum dedi varlık şehmusu görse idi üstünü başını mı parçalardı tahmininden çok daha vahim olurdu şehmusun hali, varlığı görmenin dehşeti ile çoban kendi üstünü başını parçalamış oğlum, düşün ki köye ulaştığında hala kendine gelememiş haldeydi, düşün ki kendini elleriyle parçalayacak bir hale bürünmüş, ben akşamkiler karşısında dehşete kapılırken çobanın gördüğü varlığı görsem ne yapardım, hocam dedim çoban bu mahluğu nasıl ve nerede görmüş, oğlum dedi ... ili sınırında 3 tepe vardır buraya çok yakın değildir, 3 tepenin ortasından bir dere akar şehmusta o gece uzaklardan gelirmiş sürüsüyle , biran önce köye dönme arzusundan 2 gecede 1 uyurmuş geceleri de yol alır olmuş hasretinden, sonra sürü su içsin diye üç tepenin ortasındaki dereye girmiş, eğilip suyunu içmiş, bir dönmüş ki arkasını sürü yok, koskoca yüzlerce davarlık sürü yok, hocam anlatırken kapı çaldı.
Gelen kahveciydi, kan ter içinde kalmıştı, yamaca kadar koşmuş gibi bir hali vardı, hayırdır dedi hocam birşey mi var ne bu halin, hocam dedi yetişin çoban şehmus tuhaflaştı kendini öldürecek bas bas bağırıyor, koştu hocam hemen arkasından ben de koştum, şehmusun evine vardık içeriden bağrışma sesleri geliyor, hocam kahveciye döndü kiminle dövüşüyor şehmus dedi, hocam dedi içeride çobandan başka kimse yok saatlerdir kendi kendine bağırıp duruyor, hocam direk içeri girdi biz kahveci ile kapıda bekliyoruz, köy ahalisi ise korkudan evin oraya gelemiyor, hocam girince çok kısa bir süre sonra ses kesildi, 10 dakika bekledim büyük stres ve korku içinde, hocam hala çıkmayınca içeriden sonunda dayanamadım kahveciye baktım ben içeri giriyorum dedim, kolumu tuttu yapma dedi, çektim kolumu girdim içeri, gördüğüm manzaranın dehşetini tarif etmem mümkün değil, orası bir ev olamazdı bütün perdeler örtülü vaziyette duvarın her yerine keçi başı asılmış yerde hocamın yaptığına benzer ama malzemesi ve çizimi ondan farklı bir şekil, iğrenç bir koku, duvarın dibinde her yeri kir içinde bir yer yatağı, ve köşede büyük bir saman çuvalının içinde ağzına kadar insan saçı dolu, hocam girişte ayakta durarak sürekli türkçe olmayan birşeyler söylüyor, çoban şehmus iki duvarın bitiştiği yerde vücudu duvara dönük ve kafası yere bakar vaziyette dizlerinin üzerine oturmuş sallanıyor, elinde bir tutam ... var ve o da sürekli türkçe olmayan birşeyler tekrarlıyor, dondum kaldım öylece, hocam okumayı bitirip bir süre sustu sonra şehmusa baktı, şehmus sen misin?, ses yok, şehmus sen misin?, yine cevap vermedi, şehmus sen misin?, üçüncü kez de cevap alamayan hocam ey ... bin ... yüzüme bak diye bağırdı, çoban tepki vermedi, ey ... bin ... yüzüme bak diye bağırdı yine bakmadı, üçüncü kez ise ey ... bin ... deyince inanılmaz bir hızla ayağa kalkıp hocama baktı.
Onun nefreti başka bir boyuttan geliyordu sanki, hocama doğru öyle bir bakışı vardı ki elinden gelse oracıkta parçalara ayırırdı, ... kabilesindensin demek, bu çobandan ne istiyorsun eyy ... , ona ızdırap vereceğim diyordu ama çok kısık bir sesle, bir surat hem nefret dolu olup hem de gülebilir mi, işte o mahluk bunu yapıyordu, bakışı ve hareketleri nefret dolu ama bir taraftan iğrenç bir şekilde sırıtıyordu, bu çobandan ne istiyorsun eyy ... gelen, ona ızdırap vereceğim diye fısıldadı yine, hocamı hiç öyle sinirli görmemiştim, sanki bir taraftan korkuyordu da, üçüncü kez sordu bu çobandan ne istiyorsun ... , o kısık sesli yaratık kulakları sağır edecek bir sesle bağırdı kabilem dedi 77 bin varlıkla burada, öyle demesiyle duvarlarda binlerce gölge belirdi, bunu anlayamazsınız, bir odanın duvarında binlerce gölge, hocamın gözleri büyüdü, o zaman dedi sen osun, gülmeye başladı çoban inanılmaz şekilde bağırarak gülüyordu, hocam bana baktı tuzak dedi tuzak kurdular, ben ağlıyordum sadece, konuşamıyordum, gücümü topladım o kim hocam diye bağırdım o kim, ... , ... , hocam delirmiş gibi tekrarlıyordu, o sırada kahveciyle birlikte birkaç kişi daha daldı içeri, hocam kendine geldi çabuk dedi çabuk çıkın buradan, bana baktı çabuk oğlum dedi koş çık buradan, hocam dedim baş edemezsiniz 77 bin tanesi gelmiş, ne olur siz de çıkın, yüzüme baktı, önden kahveci ve köylüler arkadan hocamla biz çıkdık o şer yuvasından dışarı, hocam hala şaşkındı, ahali su getirdi yüzümüzü yıkadık, hocam dedim ... kim , oğlum dedi çobanın içindeki ... oğlu ... , tüm kabilesiyle birlikte gelmiş, sonra ahaliye döndü ey ahali kaçın kaçın gidin, akşam olmadan güneş batmadan kaçın, köylüleri korku sardı herkes evlerine koşuyordu, evlerinden çoluk çocuklarını toplayıp hızla köyü terk ediyorlardı, hocam dedim çabuk biz de gidelim, oğlum dedi sen git kurtar kendini, bunların hepsinin birden gelmesi üstelik liderleriyle birlikte gelmeleri hiç iyi bir durum değil, ben şuan bu köyü bunlara bırakırsam bu köy yasak bölgeden beter olur, benim evime giremezler, biraz evvel çobanın evinden senin hatrın için çıktım ama madem ... oğlu ... ve tüm kabilesi ile karşılaştım o halde burada kalıp bu köyü kurtarmak için çabalayacağım...

O köye gitmemeliydimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin