Bölüm 19

7.2K 75 10
                                    

Vardım eve annem yalnızdı bulaşık yıkıyordu elinde, az bulaşık olduğu zaman makineye atmazdı, anne dedim birşey soracağım, sor oğlum dedi, yengemin annesinin adı ne dedim, oğlum günahlarını almayayım da anne tarafına zerdüşt diyorlar adı da tuhaf birşeydi ... mı ... mıydı neydi dedi, tam olarak ne anne dedim tam adı lazım dedim, ne için soruyorsun oğlum bunu dedi, internette soy ağacı oluşturacağım en uzak akrabaya kadar istiyorlar diye o an yalan söyledim, arayıp sorayım yengene dedi, yok anne sakın arama boşver sonra sorarız denk gelince dedim, aa dur bir dakika dayınların düğün davetiyesi sandıktaydı orada yazar dedi, annem genelde yakın akrabalardan kalan davetiyeleri hatıra olsun diye saklar, kendi düğünlerinin davetiyesi dahi hala duruyor, kısa süre sonra annem elinde davetiye ile geldi, evet yengemin annesinin adını öğrenmiştim artık, şimdi yengem olacak şerefsizi aramam gerekiyordu, annemin cep telefonu salonda olurdu genelde gittim aldım yengemin numarasını kendi telefonuma kaydettim bayağı uzun bir numaraydı avrupa numarası olduğu için, sağ elime kağıdı aldım önüme okuyacaklarımı koydum ve aradım, sonuna kadar çaldırdım açan olmadı, heyecandan yerimde duramıyordum, bir yandan da yoğun bir stres ve baskı altındaydım, oturdum yine kağıdı elime alıp tekrar aradım bu sefer de sonuna kadar çaldı ama yine açan olmadı, açana kadar deneyecektim derken ikinci aramamdan daha bir dakika bile geçmemişti ki telefonum çaldı arayan yengemdi, muhtemelen türkiye numarasını görünce alelacele geri aramıştı, kağıdı elime aldım diğerini önüme koydum ve telefonu açtım, alo beni aramışsınız dedi bu onun sesiydi, sualine karşı hiçbirşey demeden kağıdı okumaya başladım.
Ben okumaya başlayınca sesi kesildi en ufak bir ses çıkmıyordu yengemden, işin ilginci telefonu kapatmıyordu da, ya da kapatamıyordu, okudum okudum dinliyordu sessizce, nefes alıp vermesi bile duyulmuyordu, bitirdim ve son kelimeyi okumamla karşımdan ağlama sesi gelmeye başladı, hüngür hüngür ağlıyordu kadın, neden ağlıyorsun demek üzereyken hocamın tek sual hakkım olduğunu söylediği aklıma geldi, tuzaktı bu, ona neden ağlıyorsun dersem başka soru soramazdım, susuyordum ağlamasını dinliyordum, birkaç dakika ağlamasını dinledim baktım susacak gibi değil, neden dedim, ağlaması yerini bağırışlara çığlıklara bıraktı, bas bas bağırıyordu koskocaman kadın telefonda, söylemek istemiyordu ama ağzından kelimeler döküldü, hocamın dediği gibi sadece neden demem yetmişti anlamıştı sorumu, bir yandan bağırıyor bir yandan bana yaptıklarının sebebini anlatıyordu, çok zorlanarak söylüyordu, hiç istemiyordu sanki ama mecburdu, hocamın okuttuğu şeylerin etkisinden öyleydi muhtemelen, neslihan dedi birkaç defa tekrarladı, bu anneannemin adı, neslihan bana büyü yaptı, neslihan bana musallat yolladı, sonra gülmeye başladı, ama diyordu yanlış kayaya çarptı, benim annem ona cezasını verdi, hem ona hem çocuklarına, dinliyordum sadece, hem o hem evlatları bana yaşattıklarından fazlasını yaşayacak, bir evladı zaten yaşıyor diğerleri de yaşayacak neslihanla birlikte, onları öyle bir yere yolladık ki, varlıklara karışıp benliklerini yitirecekler, varlıkların içinde akıllarını kaybedecekler, varlıkların önünde çığlıklar atacaklar, gündüz kapısı penceresi kapalı evlerden çıkamayacak, gece kapısı penceresi açık evlerine giremeyecekler, dehşetle dinliyordum, bu devam ediyordu konuşmaya, ben duyacağımı duymuştum dayanamadım kapattım suratına telefonu, huur kabul etmişti, peki bizim iyi bir insan kendi halinde yaşlı bir kadın diye bildiğimiz anneannem gelinine nasıl bir büyü yapmıştı da gelini şimdi hem ondan hem çocuklarından intikam almaya çalışıyordu, büyük dayıma kim bilir neler yapıyordu bizden uzakta, onunla çok samimiyetim olmamasına rağmen içim cız etmişti, akrabamdı sonuçta öz dayımdı ailemdi, sorunu anneannemleyse neden benim annemi ve dayılarımı da bulaştırıyordu bu işe, onların ne suçu vardı? nasıl bir kin vardı ki kadında sadece anneanneme zarar vermek ona yetmiyordu, onun bu acımasızlığı ve tehditleri karşısında benim de nefretim katlanmıştı, işin ucunda ailem vardı, en çok şaşırdığım şey ise dünyada şerli varlıklarla en son uğraşmasını bekleyeceğim kişi olan anneannemin yengeme büyü yapmış olmasıydı, bunlar yengemin sözleriydi ama sesinden doğruyu söylediği anlaşılıyordu, zaten hocamın dediği gibi yalan söyleyemezdi, yani anneannem büyü yapmış veya yaptırmıştı onlara bu kesindi, birden kalkıp anneannemin evine gidip bunu sormayı düşündüm ama en son bana dediklerinden sonra gidemezdim, kadın varlıkların etkisi altındaydı benimle sağlıklı bir şekilde konuşamazdı, elime bir poşet aldım banyomuzda bakır bir tas vardı onu koydum poşete, bimdeki küçük le colaları bilirsiniz onlardan vardı evde birini açtım mutfakta lavaboya döküp iyice çalkaladım sonra banyodan doldurdum onu da koydum poşete, yengemin annesinin ismi de aklımdaydı, yengemin adını zaten biliyordum, yaptıklarının sebebini de öğrendikten sonra hocamın evine gitmeye hazırdım, anne ben gidiyorum dedim, nereye oğlum dedi dolaşacağım biraz dedim çıktım, aşağıda da babamla karşılaştım işten gelmişti, ona da aynı açıklamayı yaptıktan sonra saate baktım vakit ikindi olmuştu atladım arabaya sürdüm hocamın köyüne doğru tekrardan, sigara üstüne sigara yakıyordum zira bir bilinmeze doğru gidiyordum, hocaya güvenmekten başka çarem yoktu, bu düşünceler arasında köye vardım, çıktım yamaca çaldım hocanın kapısını açan olmadı oturdum evin dibine bir sigara yaktım hocayı beklemeye başladım akşam olmasına az kalmıştı...

O köye gitmemeliydimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin