Bölüm 25

9K 93 18
                                    

Dün gece hoca bu köyü kurtarmak için canından olacaktı fakat evini mühürleyip ... kabilesinden bir grup müslüman cin çağırdı.
Dün gece bende hoca ile birlikteydim başından beri hoca biliyordu benim onlara karşı ölmüş gibi hareket ettiğimi.
Peki neden çoban emmi bana senin onlar tarafından pusuya düşürülüp öldürdüğünü söylemişti, neden bana böyle söyledi.
Bak oğul sana musallat olan bu kabile hayatında görüp görebileceğin en kibirli en tehlikeli olanlarından hoca seninde onların etkisi altına geçebileceğini varsayıp korkmuş ve ufak bi önlem almış, bunlar benim yaşadığımı bilse gece vakti bu köyü bırak diğer köylere kadar beni ararlar.
Benim yüzümden binlerce köylü heba olmasın diye hoca böyle birşey söyledi.
Peki ne olacak çoban emmi şimdi dedim.
Hocanın yanına gideceğiz kendisi yorgun halsiz düştü dün geceden sonra sana anlatması gereken şeylerin hepsini o anlatır diyip çıktık hocanın evinin yoluna doğru.
Kapıyı çalmadan önce gördüklerim beni dehşete düşürdü.
Bilirsiniz tahtadan sakızdan yada ceviz odunundan yapılmış bir kapı ama kapıyı bir görün sanki yavrusunu kaybetmiş bir ayının isyan edişini resmediyor.
Baştan aşağıya pençe izleri ama kapı sapasağlam.
Kapıyı çaldık bir süre bekledikten sonra hocam açtı kapıyı, bir yandan seviniyorum ama bir yandanda o kadar üzülüyorum.
Hocamı tekrar görmek çok iyi hissettiriyor ama gözlerinde gördüğüm yorgunluğu bitkinliği görseniz bir o kadar da üzülürsünüz.
Selam verdik çoban emmi ile beraber ve selamımızı alan hoca içeriye davet etti bizi.
Müsade alıp oturduk, hoca direk anlatmaya başladı.
Dün gece köyü yağmaladılar evi mühürlememe rağmen hırslarından o pis tırnaklarıyla kapıları eşelediler.
... kabilesinden yardım amaçlı cin çağırdım fakat ... kabilesini duyar duymaz hepsi telaşa düştüler ama ikna etmeyi başardım.
Onlarla mücadele edebilecek kadar güçlü olmadıklarını söylediler bende onlardan sadece bilgi istedim.
Dün gece çok kötü bir haber getirdiler dedi.
Ulan ben zaten bokun içindeyim daha ne kadar batıcam diyorum içimden.
Hayırdır hocam ne haberi bu diye atladım direk.
Olay senlik değil oğlum Çobanı öğrendiler.
Çoban bi anda dehşete düştü yanımda ve nasıl olur diye telaştan titremeye başladı.
Bilmiyordum benim yaşadıklarım onların gördüklerinin yanında çok basit kalıyormuş bunu sonradan anladım.
Peki ne yapacağız hocam diye sordu çoban, seni korumak için yüzük içine ince bir kağıda muska yazacağım bu muska senin için mühür olacak ama sakın ola o yüzüğü çıkarmayacaksın.
Varlığını bilecekler seni görecekler ama dokunamayacaklar.
Ben atladım hemen peki hocam bu onları daha da aksileştirmez mi ya hırslarını alamayıp diğer köyleri yağmalarlarsa ?
Yok evladım onlar geride bıraktıkları şeyleri gözünün önünden ayırmazlar çobanı 1 dakika olsun boş bırakmayacaklardır biz bu durumdan yararlanıp işi lehine çevirmeye çalışacağız.
Çobanı her zamanki gibi sürüsü ile otlatmaya yollayacağım onlarda onu gözleyecektir.
Biz bu sırada hem sizin düğünü hemde bu kabileyi ortadan kaldırmak için neler yapabiliriz düşüneceğiz.
Önce bir yüzük aldı ve suyun içine attı sonra minik bir kağıt parçasına mürekkep kalem ile arapça şeyler yazıp onuda suya bıraktı.
Arapça bir kaç şey söyledikten sonra kağıdı çıkartıp 3 kere katlayıp yüzüğün arka kısmına muhafaza etti.
Tak bunu oğul dedi çoban emmi de yüzüğü taktı.
Şimdi evlat senden istediğim şu tuvalet suyu hemen içerdeki odada onu al gel dedi bende koştum getirdim.
Çoban emmiye çık sürülerinin başına geç bekle dedi.
Çoban emmi ne kadar çok korkuyor olsada çıktı kapıdan bende hafif hafif süzüyorum ama gölgelerin hareketlerini çok net görebiliyorsunuz.Çoban emmi rahat bir şekilde yoluna gitti ve bana bir ayin yapacağımızı ve korkmamamı söyledi...

O köye gitmemeliydimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin