9.Bölüm

601 91 4
                                    


9.Bölüm

Bir şeyler görmeyi umarken, arkamda hissettiğim nefesle; biri kazığı tuttuğum elimi havaya kaldırıp, bedenimi kendisine çevirmiş ve sertçe sütuna bastırmıştı. Bu kez kesinlikle ölecektim!

"Beni yine mi öldürmeye çalışıyorsun!"

Tuttuğum soluğu bir nefeste verince, korktuğumu anlaması da uzun sürmemişti. Rick'in kızgınlıkla yanıp sönen gözlerine baktım.

" Seni öldürmeye çalışmadım."

Gözlerindeki ışık yerini kuşkuya bırakırken, çeperleri kısılmıştı. Ses, çıkarmayınca devam ettim. "Dünde seni öldürmeye çalışmadım. "

"Kazığı karnıma geçirdin!"

Dişlerini sıktığında, sol yanağının aşağısında oluşan kasılma yerini alıyordu.. Ketum ketum konuştum.

"Kazığı karnına soktum, kalbine değil!"

Şimdi dişlerini kıracak kadar sıkıyordu. Arka çenesinden gıcırdama geldiğinde, boşta duran elimi çenesine götürdüm.

"Yapma." dedim. Sesim emirden çok sitemle yıkanmıştı. Yüzündeki, gerilme kaybolana kadar elimi eskisinden daha sıcak yanağında tuttum.

"Eğer niyetim sana kalıcı zarar vermek olsaydı, kalbini hedef alırdım. Ama yapmadım."

Daha sonra, elimi çekerken bir anlığına gözlerini yumarak başını biraz daha eğdi.

" O zaman elindekine ihtiyacın yok.."

Sözlerini bitirmesini beklerken, tepkimi sakladım. O da devam etmişti. "Kanıtla. Kazığı bırak." Uzun ve ince parmakları arasından bileğimi kıpırdattım huysuzca ve konuşmasam da dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Hayır..."

Cümlemi tamamlamamı beklemeden elimi kemiklerim ve kıkırdaklarım duvara gelecek şekilde vurduğunda elimdeki kazık istemsizce yere düşmüştü.

"Anlat." dedi, ben parmaklarımdaki sızıyı yok sayarken. Tek kelime ile bana kızgınlığını, kırgınlığını ve merakını seslendirdi tınısı. Gözlerimi kaçırıp, sıvası dökülmüş betonları süzdüm. Sesimi ayarlayarak, çaresiz çıkmamasını sağladım.

"Onu buldun mu? "

O an, kendisinden ömrü hayatım boyunca asla beklemeyeceğim tavırda, duvara dayayıp yukarı kaldırdığı bileğimi bırakmaksızın, boşta kalan eli kuvvetle çenemi kavramıştı. Çenemi yukarı kaldırıp, kendisini zorla göz hizama soktu. Belki farkında belki değildi fakat çeneme genel ayası ve özellikle yanaklarıma uzanan parmaklarındaki baskı canımı yakıyordu.  Belki de şimdi kırmak istediği dişler benimdi. Elimi, çenemi sıkan, elinin üzerine koyduğumda, gücüne karşı koyamayacağım aşikardı. Çenem, o kadar kasılmıştı ki, üzerimdeki kuvveti yüzünden ağzımı açıp, 'Bırak beni' diyemedim.
Pütürlü çıkan sesi ve kıstığı gözleriyle içindeki tüm kini kustu.

"Yüzüme bak!" dedi hiddetle ve ben gözlerimi ona çevirirken, ürktüğümü anlamaması için fazladan efor sarf ediyordum.

Dört ayın ardından gözlerinin içine ilk kez bu kadar net bakıyordum. O an parmakları biraz da olsa gevşerken susup öylece birbirimizin gözlerindeki renk tonunu izlemiştik. Farketmiştim ki; gerçekten kızdığında göz bebeği büyüyor ve deniz mavisinin ortasında bir ada gibi şekilleniyordu.

"Yüzüme bak.." diye tekrarladı. "Beni vurdun! Sadece, seninle konuşmak istediğim için olmadığını biliyorum. Ama, sen de bil; buraya seninle yalnızca konuşmak için gelmedim. Seni buldum çünkü alıp götüreceğim."

Auxılıum Serisi II; AlavanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin