18.Bölüm

537 73 8
                                    


Keyifli okumalar dilerim.

18.Bölüm

"Size umut ederek uğruna yaşadığınız şeyi vereceğim! Tılsımı Alavan'a vereceğim!"

"Blöf yapıyor! Tılsım onda değil o sadece bir yalancı, aramıza sızmış pis bir hain! O lanetlilerle iş birliği yapıyor! Hain!"

Andy'nin sesini katı bir otoriteyle bastırdım.

"Hayır! Bana zaman verin, beş gün. Sonra tılsımı getireceğim ve kendimi kanıtlayacağım."

Andy'nin gözlerini sinirle kısılırken, Lex beni inceliyordu. Güç veren bakışlardan devam etmem gerektiğini anladım. Konu, madalyonum olduğunda gözünü hırs bürüyordu.

"Tılsım, Jersey'de güvende."

"Yalan söylüyor..." diyen Andy'i kale almadan başka gözlerde dolanıyordum.

"Asla bilemezsiniz, anlamınız tek yolu onu size getirmem."

Elim, Rick'in yanağına kayarken diğer elimi omzuna koymuştum.

"Eğer ona zarar gelirse asla tılsımı göremezsiniz."

Andy'nin sesi ile Rick'in kapalı göz kapaklarından alıp Lex'in grilerine çevirdim yüzümü.

"Baksanıza lanetlinin peşinde olduğundan yapıyor bunu. O, ucubelerinin yanında burada söz sahibi olmaya bile hakkı yok!"

Ciddi duruşumun ardına gizlediğim umutla ona bakıyorken, sessiz bir ilah gibi fısıldadım.

"Lex.."

Andy bahaneler mırıldanırken, gözlerimi depoda olanları hatırlatmayı umarak Lex'e kenetlemiştim. Konuştuğumuz ve yaptığımız her şeyi hatırlamalıydı. Hatırlamalıydı. Çünkü planım buna bağlıydı. Çünkü: ben hatırlıyordum.

🐊

Dört saat önce
Depoda

Yol, yoldur. Değil mi? Derin bir nefes alıp tereddütsüz ,bedenimi ikinci bir deri gibi sarmış kıyafetimi bir çırpıda çıkarıp yere attım.

Alex'in hala ifadesiz yüzüne arkamı dönüp sırtımı gözüne sokacak kadar yaklaştırdım. Elim, sağ kürek kemiğimin yarısında başlayıp, aşağıya doğru son bulan ejderin, kuyruğunu tutmak ister gibi, dövmenin sonlarında geziniyordu.

"Bak, bu bir dövme değil. Doğuştan gelen bir işaret."

Omzumun üstünden onu süzerken, elini çenesi götürdü. Parmakları bir an uzanmak için kalktıysa da sonra durup, yüzüme ihtiyatlı biçimde baktı.

"Dokunabilir miyim?"

Dişlerimi sıkarken, başımı hızlıca salladım. Ejderin kuyruğundan başına kadar parmak uçlarıyla takip ederken mırıldanıyordu.

"Her seçilmişte olan işaret, yalnızca bin yılda bir doğan bir bebekte görülecek ve bebek tılsıma sahip olacak... Tıpkı okuduğum gibi."

Okuduğu ne bilmiyordum ama neden bahsettiği aşikardı.

"Evet." diye fısıldadım.

Soluduğunda, nefesi sırtıma vuracak kadar dibimdeydi şimdi. Başını eğmiş, gözünü kırpmadan inceliyordu.

"Bir imitasyon olabilir."

Bezgin bir nefes verip, birkaç adım gerime giden Alex'e sabırsızca baktığımda, düşünmeden elimdeki paçavrayı koltuğa fırlattım ve yüzümde zerre utanma duygusu yokken seri hareketlerle eteğimi indirip, bacaklarımdan sıyırmıştım. Şimdi üzerimde yalnızca krem rengi sütyenim ve aynî renkteki, iç çamaşırım vardı. Bir karış kadardı ve kalçalarımı örtmeye yetmiyordu. Yine de şimdi utanmayı düşünecek durumda değildim. Hışımla ellerimi savurur kendi bedenimi gösterirken, asice bağırıyordum.

Auxılıum Serisi II; AlavanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin