13.Bölüm

520 74 0
                                    

13.Bölüm

Arkamdan ormandaki tüm dinginliği söküp atacak bir alkış koptu. Bunu, tek bir adam yapıyordu ama elleri öylesine büyük ve kuvvetliydi ki, ses kulaklarımda çınlıyordu. Şiddetle ellerimi Rick'in acıyla kıvranan bedeninden ayırmadan omzumun üstünden rahatsız edici ses döndüm. Karşımdaki adam yüzümdeki ifadeye iğrenç bir kahkaha patlatarak cevap verdiğinde, gözlerimi kinle kıstım ve tısladım.

"Andy!"

Çevremizi sarmış diğer avcıları süratle süzdüğümde tekrar Rick'e dönmüştüm. Andy ve yedi avcı daha vardı. Diğerlerini tanımıyordum. Hepsi, rütbesiz yeni yetme üyeleriydi. Andy içlerindeki tek komuta sahibiydi. "Ona ne yaptın Allah'ın belası piç kurusu!" diye esip gürlerken beceriksizce Rick'in siyah tişörtünü ortadan ikiye yırttım. Ok, sırtından girmiş ve gördüğüm kadarıyla karnından dışarıya çıkmamıştı.

Okun zehirli ucu, Rick'in bedenin içinde damarlarına yayılıyordu yani! Rick'in kasılmış yüzüne bir bakış daha atıp bir büyük adımda arkasına geçtim. İçinden, oku çıkartmalıydım. Bedeninde durduğu her an daha ölümcül hale geliyordu. İki elimle kızılcığı sardığımda kollarıma yüklenen iki bıyığı terlememiş avcı beni geriye süreklemişti. "Bırakın beni!" diye panikle bağırmaya başladım bu defa. Az önce, sadece iki dakika kadar önce ona bir şey olmamasını dilerken, şimdi bedeni buz kesmiş ve ter içinde kalmış gözlerinin önünü kaplayan kara perdeden gözbebekleri göremeyeceğiniz halde yerde uzanıyordu. Yaşadığın tek kanıtı dişlerini sıktıkça kasılan çenesi ve sesli yutkunmalarıydı. Rick'ten uzaklaştırılırken, iki adam beni ayağa dikmiş ve kollarımı arkama alarak mengene gibi kavramışlardı. Onlardan kurtulmak için kendimi öne attığım sırada, sağ yanımdaki adamın bacaklarının arasına sert bir tekme atarak elimi kurtardığımda, boşta kalan elimle benden biraz daha uzun olan avcının başına uzandım ve saçlarından tutup kaldırdığım dizime kafasını çarptım. Diz kapağımın kırılmış gibi acımasına aldırmadan Rick'e koşarak, başını bacaklarıma yatırdım.

"Rick benimle misin? Burada kal!" dedim gözlerinde bir canlılık yakalamak ümidiyle.

Rick başını ıstırapla sallarken, bunu yapmak bile ona acı veriyor gibiydi.

"Oku çıkarmalıyım." cümlesine Andy'nin eğlenen sesi karışmıştı. "Ah hadi ama!" dedi ve ellerini iki yana açarken etrafında yarım daire çizmiş avcılarla teker teker göz göze geldi.

En sonunda biraz ötelerindeki bize odaklandığında, gözleri Rick ile benim aramada gidip geliyordu. Yüzündeki nefretle taşan gülüşüyle,

"Görüyorsunuz ya, av böyle avlanır!"

Bir anlığına kendini övdüğünü düşünerek ondan tiksinmiş dudaklarımın arasındaki küfürlere engel olmamıştım. Daha sonra sözleri devam ettiğinde ise içimi öfkeden çok korku saldı.

"Avı kendini kaybetmeden oyununu bitirmiyor. Hadi ama Ecel! Planımız harika işledi, kabul ediyorum biraz geç kaldım ama avını oyalamayı ve dikkatini dağıtmayı başarmışsın."

"Ne!" diye tısladım kaşlarım çatılırken. Bütün bu hengameyi benim üzerime yıkmak istiyordu. Timsahtaki tüm sonuçlara benim katlanmamı bekliyordu. Ondan daha önemlisi mavilimi kaybetmemi diliyordu. Ardından dizlerimin üstündeki Rick'e eğdim başımı. 

"Yemin ediyorum yalan söylüyor. Bana inanmalısın."

Bağırarak çıkan sesim son kelimler de adeta buharlaşıyor ve yalnızca onun duyabileceği bir fısıltıya dönüşüyor. Rick'den bir tepki beklerken, gözlerinin kapanmasıyla buz kesmiştim.

Gırtlağımı yırtarak bağırdım korkuyla.

"Ona ne yaptın Andy!"

Andy dudaklarındaki iğrenç gülüşle yanıma geldiğinde, kolumu sıkıca kavrayarak zorla beni Rick'den ayırdı. Sinirle yüzüne bir yumruk atacağım esnada elimi bükmüş ve kulağıma eğilip, yanımızda dikilen avcıların duymayacağı seviyede,

Auxılıum Serisi II; AlavanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin