5.Bölüm

682 88 2
                                    

5.Bölüm

"E.. Sen de kendine bir şey seç de oynamaya başlayalım."

Kaydığım zeminden asfalttan destek alarak kalktım ve ellerimi belime dayadım. İstese beni sakat bırakabilirdi bile, ama o yalnızca gücünün binde biriyle vurmuştu bana. Ve ben bu hale gelmiştim. Belki madalyonumun tesiri olsaydı bu acıyı hissetmezdim fakat ne madalyon ne de tesirine sahiptim. Ellerimi belime koyup genleştim. Omurgam biraz sızlıyordu o kadar. Tamam, iyiyim! Ben iyiyim...

Lancelot'un kılına dahi zarar veremezdim ama onu diğer kavgadan uzak tutmak için oyalayabilirdim. Anladığım kadarıyla o liderleriydi ve her kitapta yazdığı gibi en iyi hamle yapanlar hep liderlerdi. Ben de lideri kavgadan uzak tutacaktım. Yani, inşallah...

Soğuyan havaya karşı vücudumdaki adrenalin yüzünden yanıyordum. Ceketimi ve ağırlık yapan kemer yeleğimi çıkarıp yere attım. Yelekte bir tane bile kazığım kalmamıştı zaten. Artık çamurdan koyu mavi yerine siyah gözüken eteğimin boğuşmalardan sonra sökülmüş ucunu alıp yırttım ve baldırlarıma kadar uzanan yırtmaç yaratmıştım. Böylece kendime manevra alanı oluşturmuştum. Tabi bir de kalan son silahlarıma kolayca ulaşabilecektim. Eteğimi sıyırıp diğer bacağımdaki uzun kazığı sıkıca kavradığımda Lancelot bana ayak uydurmak için deri ceketini kaldırıma atmıştı. Şimdi içerine giydiği siyah, ince tişörtten tüm kasları belli oluyordu. Boyu Rick'den uzun değildi sanırım ama buna karşın bedeni oldukça şekilliydi. Hadi ama şimdi Rick de nereden çıkmıştı! İyiden iyiye sarhoş olmuştum demek! Yarım kollu kumaştan kasları dışarı çıkmış ve siyah gece ile beyaz teni tezat oluşturmuştu. Bana bakıp yine o gülüşlerinden bir tane attı.

"Başlayalım mı? Adilce."

Son kelimesini söylerken, başını yana yatırıp daha içten gülümsemişti. Eğer babamı öldürürken onu görmemiş olsaydım, karşımdaki bu psikopatı sadece oyun oynamak isteyen bir çocuk sanabilirdim. Ama bu herif babamı öldürmüştü! Az sonra ağzımı burnumu dağıtacağını bilsem de onu daha fazla kızdırmak istiyordum. Salak, melek yüzünü bir kez daha bozmam benim yüzümü güldürecekti.

"Senle yapılan her şey ancak adice olur! "

Dişlerini sıkıp, aramızdaki mesafeyi kapattı ve elindeki sopayı, başıma indirmek için saldırmıştı. Kazığımı kılıç gibi kullanarak elindeki tahta parçasının yolunu kestim. Duraklamadan sağ elindeki sopayı sola geçirdi ve iki şövalye gibi dövüşmeye başladık. Herhangi bir kuvvet uyguladığı anda öleceğimi ikimizde biliyorduk. Ama Azael'e yardım edeceği yerde, benimle kendince eğlenerek zamanını geçiyordu.

"Öğrencileri yalnız bırakıyorsun? Azael sana kızmasın?"

Dedim soluk soluğa bir hamlesini daha savurduğumda. Belki dikkatini dağıttığımda savaşmak benim için daha kolaylaşırdı. Sandığım gibi de oldu. Beni zorlamayı kesip, güçlü bir kahkaha attı.

"Bunu mu düşünüyorsun?"

Garip bir şekilde onu bir yerlerden tanıyordum sanki. Evet birbirimizi öldürecektik ama yanında kendimi çok rahat hissetmiştim. Sanki ömrüm boyumca yaşadığım bir insandı. Yaklaşık yarım saattir dalaşıyorduk ve yapacağı hamlelerin çoğunu kestirebilmiştim. Lanet olsun neler geçiriyordum içimden ben böyle; o babamın katiliydi!

"Sana gerçekte ne düşündüğümü söylememi ister misin?"

Tpkı onun yapmış olduğu gibi elimde tetikte bekleyen tahtayı aşağıya indirip yanına yaklaştım. Kazığı elinden bıraktığında, onu bu kadar da etkileyebileceğimi tahmin etmemiştim. Kaşlarını çatıp meraklı buz mavisi gözlerini gözlerime dikti.

Auxılıum Serisi II; AlavanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin