Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım, Cenk'in göğsü üzerinde uyanmıştım, kafamı biraz yukarı kaldırdığımda saçlarının yüzünde dağıldığını farkettim, Cenk'i uyandırmadan yavaş ve okşar adımlarla yüzündeki saçları geriye doğru ittim ve boynundan öptüm. Belime sardığı eliyle beni kendine daha çok bastırdı. Gözlerini açmadan yüzüne küçük bir tebessüm yerleştirerek;
"Günaydın sevgilim." Dedi. Buna karşılık bende
"Günaydın" diye yanıtladım ve aniden yataktan fırladım.
"Miray" dedim
"Miray uyanmıştır." Dedim ve hızlıca Cenk'in odasından çıkmıştım ki Miray'la karşılaştım, yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim ve
"Günaydın" diyerek koşar adımlarla odama doğru yöneldim,
"Dur" bakalım diyerek beni kolumdan kavrayıp kendine doğru çeken Miray'la cebelleşmeye başladım.
"Ya bıraksana, okula geç kalıcaz."
"Hayal, anlatmak istediğin bir şeyler var mı bebeğim?"
"Ya Miray anlatabileceğim ne olabilir?"
"Dün gece ne olduğunu biliyorum"
"Siktir" diyerek yüzümü Miray'a döndüm.
"Anlat." Oflayarak Miray'ı odama doğru çekiştirdim. Miray yatağın üzerine oturduğunda bende okul kıyafetlerimi giyip, saçımı yapıyordum ve konuşmaya başladım.
"Ben Cenk'in göğsünde uyandım... Miray ben daha önce hiçbir sabaha uyanmamışım bugün anladım. Onun kokusuyla uyanmak, onun yüzüne bakarak uyanmak tarifi olmayan huzur."
"Gel buraya" diyerek sarıldı bana, Miray'ın sarılmasıyla gözyaşlarıma hakim olamadım.
"Ağlayabilirsin fakat sümüğünü okul formama silersen bozuşuruz. " tam gülmeye başlamıştım ki Cenk odaya girdi ve ağlamış halimi gördü.
"Noldu?"
"Duygulandım sadece." Diye yanıtladım, beni kendine doğru çekti ve üzerindeki mavi ceketi çıkarıp ceketinin koluna burnumu sildi.
"Sümüklüsün Hayal"
"Ya Cenk, peçete diye birşey var o ceketin Adidas"
"Senin kadar değerli değil. Fakat galiba bu sümüğün çıkması için aceye falan yatırmak gerek."
"Bence direk seni aceye yatıralım." Cenk cevap vermeden alnıma öpücük kondurdu.
"Siz kahvaltıya geçin, ben ceketi kirli çamaşır sepetine atıp üzerime başka ceket alıp geliyorum." Miray ile tıpış tıpış mutfağa yöneldik.
Cenk'in ağzından.
Kahvaltımızı yaptık ve arabaya bindik, arabayı çalıştırmamla telefonuma mesaj geldi. Daha sonra bakarım diye düşünerek arabayı sürdüm. Okula geldiğimizde çantamı masaya fırlattım ve gelen mesaja baktım.
Dedem
"1 saate yanımda ol"
Ben
"Sebep?"
Dedem
"Soru sorma Cenk, gel işte.
Çantamı alıp sınıftan çıkarken Miray bağırdı
"Nereye?" Hayal'de kafasını sıradan kaldırıp bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
De TodoTutsaklık, sadece birilerinin emrinde olmak olmuyor. Her zaman savaşta ele geçirilen düşman anlamına gelmiyor. Bazen bir kıyafete tutsak olursunuz, bir renge, arabaya, herhangi bir eşyaya. Peki ya siz hiç bir bakışa, bir dokunuşa tutsak oldunuz mu...
