25- Bu Olanlar Gerçek Olamaz

1.1K 50 52
                                    

"Sessiz ol" diye fısıldadı.

En kısık sesimle konuştum.

"Ayı mı o? Barış ayı mı?"

Barış beni kucaklarken, ses şimdi çok daha yakınlaşmıştı bize.

"Siktir"

Barış hızlıca sürücü koltuğunu açtı ve ikimizide oraya soktu. Barış'ın kucağında olduğum için ikimizde tek koltukta çok sıkışmıştık. Korkudan deli gibi atan kalbimle yan koltuğa geçtim, ayı arabayı pençeliyordu.

"Barış bir şey yap!" diye haykırdım ağlayarak

"Sakin ol güzelim, sakin ol."

Bozuk araba çalışsın diye uğraşıyordu, ayı nedenini bilmediğim bir şekilde dahada hırçınlaşmışken araba sürpriz bir şekilde çalıştı. Ayıya çarpmamaya dikkat ederek ilerledik.

"Barış böyle gelişigüzel nereye gidiyoruz? Daha çok kaybolacağız"

"Daha çok nasıl kaybolabiliriz ki? Sen hala korkuyor musun?"

"Yanımda sen varsın, bu beni rahatlatıyor."

Bana bakıp gülümsedi ve yola devam etti.

Hayal'in ağzından...

"İkisinede ulaşılamıyor işte! "

"Hayal sakin ol"

"Cenk nerede bunlar ya?"

"Yalnız kalmak istemişlerdir, olamaz mı?"

"Hayır, imkansız! Miray merak edeceğimi bilir ve kesin haber verirdi."

"Anneme bizdeler dedim merak etmesinler diye ama bi polise falan mı gitsek?"

"Gidelim"

Karakoldan çıktığımızda tedirginliğim bie nebze de olsun azalmıştı. İfadelerimiz alınmıştı ve polisler bize en ufak bir şeyde haber vereceklerini bildirdiler.

Miray'ın ağzından...

İlerde küçük bir kulübe görmüştük ve oraya doğru gidiyorduk. Çok yaklaşmıştık ki arabadan gelen cızırtı sesleriyle araba durdu. Barış direksiyona vurdu.

"Bu sefer çok pis bozuldu. Neyse ki kulübeye geldik ve ışıkta yanıyor. Gel kapıyı çalalım."

Tek camından gaz lambasının ışığı saçılan kulübenin kapısını tedirgince tıklattım. Önce camdan yaşlı bir amca baktı sonra gıcırdayan kapıyı hafifçe araladı.

"Kime baktınız?"

Barış karşılık verdi.

"Biz kaybolduk da"

"Gelin içeri"

Amcanın yüzünde zerre tebessüm ifadesi bile yoktu. Oldukça sertti. Barış'la hemen yanan sobanın yanına geçtik. Bize doğru koşup havlayan kocaman köpeği görmemle çığlık attım. Yaşlı amca başını okşayarak onu sakinleştirdi ve köpek sobanın yanına kıvrıldı. İçeride soba, masa, kanepe ve ufak kilim vardı. Masanın sağ tarafında uzunca bir tezgah ve minik bir yiyecek rafı.

"Ne işiniz var buralarda"

"Geziyorduk sonra kaybolduk, araba da bozuldu. Nerede olduğumuzu da bilmiyoruz." diye yanıtladım.

"Şehirden epey uzaklaşmışsınız, ayrıca burası gezmek için uygun yerler değil."

"Siz de avcılık için mi burdasınız? Etrafta başka ev falan da yok." diye sordum en masum halimle

TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin