Bölüm 4 - Gölgelerin Savaşı

88 7 1
                                    

“Bıçakların çok hoşuma gitti, Usta. Kalıcı olarak ödünç verdiğin için teşekkürler.”
“Gölgelerden tekrar doğacağım, göreceks…”

Zed havadaki kamayı bıçağıyla durdurdu ve haykırdı:

“SENİN RAKİBİN BENİM! AKALİ!”

************

Arkada bunlar olurken Santiago minik siluet ile yüzleşiyordu. Santiago yerdeki minik silueti tam olarak görme şansını elde edebildiği için sevinmişti. Az önce yaptığı hareketi ise nasıl yaptığı hakkında bir fikri yoktu. Normalde fiziksel olarak yaşıtlarından kat kat gerideydi. Peki az önce nasıl bunu yapmıştı. Gözlerinde oldukça büyük bir acı duydu. Onları ovuşturarak acının geçmesini sağladı. Minik siluet yerinden doğruldu. Üzerindeki tozları silkeledi ve Santiago’ya seslendi:

Değerli bir rakipsin, çocuk! Sana adımı öğrenme şerefini bahşedeceğim. Ben KENNEN! FIRTINANIN KALBİ!”
“Ben de Santiago. Gölgelerin Öğrencisi.”

Bu da neydi böyle nasıl bir lakaptı! Ama karşısındaki rakibi bir lakab belirtince kendisi de belirtme ihtiyacı hissetmiş, sonuç olarak da en mantıklı bunu bulabilmişti. Zed bu lakabı duyunca gülümsedi. Ama maskesinden belli olmuyordu. Fakat ardından kahkaha atmaya başlayınca herkes ona odaklandı.

Gölgelerin Öğrencisi, ha? Uzun zamandır ilk defa bu kadar gülmüştüm velet! Neyse madem bu şekilde başladı biz de kendimizi tanıtalım. Değil mi Akali?”

Akali bunu duyunca başını aşağı yukarı sallayarak tasdik etti.

BEN ZED! GÖLGELERİN EFENDİSİ!”
“BEN AKALİ! GÖLGENİN YUMRUĞU!”

Zed devam ettirdi:

Madem rakiplerimiz belli, o zaman bu “bire bir” bir dövüş olsun! Kimse kimseye müdahale etmesin. Nasıl bir fikir? Böylece siz de peşinden geldiğiniz GÜCÜN nasıl bir şey olduğunu ilk elden öğrenmiş olursunuz!”
Akali cevapladı:

Benim için bir sıkıntı yok. Fakat…” Kennen’e göz ucuyla baktı.
Kennen üstüne alınmıştı, haykırarak cevap verdi:

“SEN BENİ ÇOCUK MU ZANNEDİYORSUN! BEN KİNKOU’NUN EN KORKULAN ÜYELERİNDEN BİRİYİM!”
“Tamam tamam alınma hemen. Tamamdır anlaştık. Eğer biz kazanırsak O’nu biz alırız.” Dedi ve Santiago’yu işaret etti Akali.

Kabul. Fakat biz kazanırsak bizi rahat bırakacaksınız.”
“Tapınağınıza kadar söz verebilirim fakat oraya da girmeyeceğimize söz veremem.”
“Zaten girecek kadar canına susamamışsındır.”

Akali ters ters baktı. Zed devam etti:

“İnan bana!”

Bu son kelime idi. Gölgelerin Dansı artık başlamalıydı. Kalpler son haddiyle atıyor, bıçaklar çekilmiş ve iradeler kapışıyordu.

Kennen ani bir atılımla üstünlük sağlamaya çalıştı. Bunu fark eden Santiago havaya zıplayarak darbeden kaçındı. Kennen haykırdı:

HAVADAYKEN DARBELERDEN KAÇAMAZSIN! SANA ÖĞRETMEDİLER Mİ, GÖLGELERİN ÖĞRENCİSİ?”

Ardından elektrik yüklü bir shurikeni Santiago’ya doğru fırlattı. Zed, Santiago’ya belinden çıkardığı bir çift bilekliği fırlattı.

AL BUNLARI GİY!”

Santiago havada yakaladığı bileklikleri el çabukluğuyla giydi. Ardından içinden çıkan bıçaklarla shurikeni saptırdı. Yere indiğinde toprağı çatırdattı. Hafif bir çukur oluştu. Kennen bunu görünce bir adım geriledi.

SANTİAGO : İsyanın Runeterra YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin