SANTİAGO : İsyanın Runeterra Yüzü

Bölüm 18 - Keskin Bıçak

Kanının Son Damlasına Kadar!

Darius, Santiago'yu baltasıyla yanına çekti. Santiago son anda havaya sıçradı. Darius baltasını hızlıca etrafında döndürdü lakin boşa savurmuştu. Santiago yere inmesiyle birlikte sol diz kapağında bir balta darbesi hissetti. Deli gibi kanamaya başlamıştı, gözleri kapanıyordu. Geriye doğru bir parende atarak aradaki mesafeyi açtı:

"Stratejik noktalarıma vuruşlar yapıyor. Dikkatli olmazsam kan kaybından öleceğim."

Kafasını kaldırmasıyla birlikte Darius'u birden karşısında gördü. Sağ diz kapağında da bir balta darbesi hissetti ve kanaması iyice arttı. Hızlıca arkasına bir gölge gönderdi ve gölgeye ışınlanarak mesafeyi açtı:

"Dezavantajlıyım. Bastıramam!"

Lakin Darius düşünmeye bile fırsat vermiyordu. Hızlıca tekrar Santiago'ya doğru atıldı. Santiago artık karşılık vermesi gerektiğini anladı. Bu savaşçı diğerlerine benzemiyordu. Çok daha güçlüydü. Boynuna gelen balta darbesini son anda savuşturdu ve Darius'un karnına doğru bıçağını savurdu. Oldukça derin bir yara açtı ve Darius'un arkasına bir gölge göndererek bir shuriken fırlattı. Gölge de bunu tekrarladı fakat Darius sanki bunu bekliyordu. Sola doğru adımlayarak shurikenlerin ikisinden de kurtuldu ve Santiago'nun boynunun sol tarafına baltasını indirdi. Santiago yavaş yavaş bilincini kaybetmeye başlamıştı. Lakin karşılık vermeliydi. İki bıçağını dik bir şekilde Darius'a sapladı. Bu acıtmış olmalıydı. Darius acıdan dolayı geriye çekildi:

"Bu sağlam bir vuruştu evlat! Lakin burada yenileceksin."

Ardından Darius, Santiago'yu tekrar baltasıyla yanına çekti. Ve Santiago'nun boynunun sağ tarafına bir vuruş daha yaptı. Yukarıya doğru sıçradı ve baltasını tüm gücüyle havaya kaldırdı:

"Bedenini ortadan ikiye ayıracağım!"

Tüm gücüyle baltayı Santiago'ya vuran Darius gülümsedi. Lakin sanki unuttuğu bir şey vardı. Santiago son anda bir Ki Kalkanı oluşturarak hasarın bir kısmını engellemeyi başarmıştı:

"Şimdi sıra bende!" diye haykırdı Santiago.

Birden yerin altına giren Santiago yüzeye çıktığında Darius kaçamayacağını anladı. Tüm kozlarını kullanmıştı fakat o neredeyse hiçbir şeyini kullanmadan sadece hasarı absorbe etmişti. Kaçamazdı. Santiago ve iki gölge arasında kalan Darius 3 shuriken ve 3 gölge patlamasına maruz kaldı. Ardında üzerinde oldukça yoğun bir gölge enerjisi hissetti. Gölge enerjisinin patlamasıyla dizlerinin üzerine çöktü. Santiago, Darius'un hala dayanmasına şaşırıyordu. Darius teke tek bir dövüşte yenişemeyeceklerini anlayınca elini kaldırdı. Binlerce asker Santiago'nun üzerine atıldı. Santiago bir gölge patlaması oluşturarak birazını alt etti. Fakat bu kadarıyla baş etmesi imkansızdı. Deli gibi kanıyordu. Yavaş yavaş gözleri kapanıyordu:

"Ben yaşadıkça kimse acı çekmeyecek!"

Santiago birden tüm acılarının geçtiğini hissetti. Gözlerini açtığında Jarvan, Garen, Shyvana ve Soraka'yı gördü. Jarvan arkasını döndü, gülümseyerek:

"Geleceğime söz vermiştim değil mi?" dedi.

Santiago gülümseyerek cevapladı:

"Sana inandım dostum! Lakin biraz daha geç kalsaydın nalları dikecektim."

Jarvan hayranlıkla cevapladı:

"Noxus'un en güçlü 3 şampiyonuna karşı bir zafer kazandın. Bence bana ihtiyaç bile duymuyordun."

Santiago ayağa kalkarak:

"Yok canım! Herkesin dostlara ihtiyacı vardır. Tek başına ülkeler fetheden nerede görülmüş! Öyle biri çıkarsa dünyanın sonu gelmiş demektir zaten."

Demacia askerleri ve Noxus askerleri birbirine girerken Santiago arkasını döndüğünde korktuğunun başına gelmiş olduğunu anladı. Lyra gelinliğini bir köşeye atmış ve bıçaklarını çekmiş onu bekliyordu. Santiago acıyla gülümseyerek Lyra'ya doğru bir adım attı:

"Anlaşılan başka çaresi yok bu işin. Güçlü savaşçılar bıçaklarıyla konuşur... Değil mi?"

Lyra cevapladı:

"Evet. Bu olay burada bitecek. Madem beni seviyorsun, istediğimi dinle ve saygı duy! Sadece birimiz sağ kurtulana kadar dövüşmek istiyorum! Duygularımı anlatmanın ve seni anlamanın tek yolu bu."

Santiago'nun acı çektiği her halinden belli oluyordu:

"Lyra... Tamam istediğin bu ise, sana istediğini vereceğim!"