Bölüm 19 - Işık

44 2 5
                                    

Santiago acı bir yüz ifadesi ile Lyra’ya bakıyordu. Lyra bu durumu yadırgadı:

“O kadar mı acıyorsun bana? O kadar mı güçsüzüm zannediyorsun. Sana yanlış düşündüğünü kanıtlayacağım.”

Santiago yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalıştı:

“Hayır! Kesinlikle güçlüsün. Sadece bu dövüşü istemiyorum. Bu şekilde mi olacaktı sonumuz? Seni sevdiğimin farkında değil misin?”

Lyra öfkeyle cevapladı:

“Üzgünüm ama bunu söylemek için biraz geç kaldın! Artık seni sevmiyorum ben. Sonumuzu bile düşünmüşsün anlaşılan. Bir Spherexis olarak bundan daha önemli şeylere kafa yorman gerekmez mi?”

Santiago yavaş yavaş sinirlenmeye başlamıştı. Gözleri bunu ifade edercesine kırmızı ışıklar saçıyordu:

“Böyle biri olduğunu tahmin etmezdim. Gerçeği bir de senin ağzından duymak için buralara kadar geldim. Lakin buna bile değmezmişsin!”

Lyra sabırsızlığını belli edercesine cevapladı:

“O zaman uzatma da çelikler konuşsun!”

Santiago ne kadar sinirlense de Lyra’yı öldüremeyeceğini düşünüyordu. Ancak bu konuşmadan sonra düşüncelerinin yanlış olduğunu anladı. Hızlıca Lyra’ya atıldı. Lakin Lyra birden gözden kaybolmuştu. Santiago hızlıca gözlerini kapatarak Lyra’nın aklını okudu:

“Arkadan bir darbeye bu iş biter!”

Santiago hızlıca arkasını döndü ve Lyra’nın bıçağını kendi bıçağıyla engelledi:

“O zaman sana Yüce Kral’ın gücünden tattırmamın zamanı geldi galiba.”

Hızlıca kolunu havaya savurarak Lyra’nın dengesini kaybetmesini sağladı. Lyra geriye doğru hafifçe savrularak sağ ayağını dengesini sağlamak için geriye doğru atmak zorunda kaldı. Bu sırada dikkati dağıldığı için Santiago’yu kısa bir süreliğine unutuvermişti. Dengesini sağlar sağlamaz önüne baktı. Ancak Santiago ortada yoktu:

“Lanet olsun! Ondan bir an bile olsa gözümü ayırmamam gerekiyordu. Ancak tek Sphere rünü sende değil!”

Aniden gözleri mor ışıklar şaçmaya başlayan Lyra olduğu yerden tüm arenayı milisaniyeler içinde gözden geçirdi. Lakin Santiago hiçbir yerde yoktu:

“Nerede bu?! Kaçtı mı yoksa?”

Etrafına bakına bakına bir hal olmuştu. Hafiften bir panik hali de oluşmuyor değildi. Bu sırada Santiago gülümsedi ve:

“Bu kadar hızlı mı paniğe kapılıyorsun! Dikkatli ol! Bana karşı dövüşürken sakinliğini koruman çok önemli!”

Lyra sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu. Sesin toprağın altından geldiğini fark ettiğinde ise oldukça şaşırmıştı:

“Bu da ne böyle?” diyerek şaşkınlığını ifade etti Lyra.

Ardından Arena’nın köşesinde yerde bir delik fark etti. Hızlıca:

“Lanet olsun! Buna nasıl kand…”

Lafının yarısında Santiago yeri yararak ayaklarının dibinden çıktı ve Lyra’nın çenesine sağlam bir aparkat geçirdi. Lyra yumruğun şiddetiyle havaya savrulurken beyni darbenin sarsıntısından kurtulmaya çalışıyordu. Kısa bir süreliğine görüşünü kaybetti Lyra. Ardından gözlerini açtığında ise Santiago’nun onu beklediğini fark etti. Santiago aşağılar bir şekilde:

“10 saniyeliğine kendinden geçtin. Bence daha fazla zorlamayalım ne dersin?”

Lyra öfkeyle ayağa kalkarak:

SANTİAGO : İsyanın Runeterra YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin