Gözlerimi kapatıp kendimi hastası olduğum karanlığa bıraktım. Şu hastaneden çıktığım son 1 haftadır tek ihtiyacım olan şey kendimle baş başa kalmaktı. Bunu gözlerimi kapatarak yapıyordum. Uyumamak, rüyalarımda kabuslar görmemek için kulağımdaki metal müziğin sesini bir tık daha açtım. Sadece karanlık kendimi iyi hissettiriyordu. Bu gerizekalıca davranışımı düşünmeden duramıyordum. Kafamın içindeki ses beni deli edecek kadar sinirliydi. Onu duymamak için müziği biraz fazla açmıştım ama lanet ses susmak bilmiyordu. Dinlediğim müziğin dışarıdan duyulduğu aşikardı çünkü kulak zarım patlayacak raddeye gelmişti. Uzunca bir süre yorganımın altında kendi yarattığım mini dünyadan çıkmamak için dirensemde Ayçanın üstüme atlayıp kulaklığımı çıkarmasıyla dünyamın içine sıçıldı.
"Bok kafalı! Uyan diyom 9 saattir uyumuyomuşsun salak!"
"Ayça nefes alamıyorum kalk üstümden."
"Ahanda ruhsuz öküz. Şurda üstüne atlamış en yakın arkaduşun, gulmuş bunu kulk duyun." Yanaklarını sıktığım için söylediği cümlenin son sözleri u yla çıkmıştı. Bu duruma gülümsedim. Odaya Selin'in tekerlekli sandalyesini ittirerek girmesiyle ikimiz de sustuk ve Selin'e bakmaya başladık. Hala ayak bileğini nasıl kırdığını anlamış değildim.
"N'abersiniz kızlar?"
"Asıl sen n'abersin Selin? Ayağın iyi mi?" İçeriye giren Burağın gözlerine gözlerimi sabitledim.
"Hadi kızlar kahvaltıya gidiyoruz."
Özenle bana bakmıyormuş gibi bir hali vardı. Adem elmasının yukarı aşağı oynadığını gördüğümde ben de yutkundum. Onun göğsünün düşüp yükselmesine göre ben de nefes alıp verdim. Bu, arada eğlenmek için yaptığım öylesine bir oyundu. Herkes bunu bilirdi. Yavaşça yataktan doğrulup Burağın yanına gittim.
"Burak, biz giyineceğiz. Birazdan geliriz." Diyen Ayçaya yüzümü çevirmedim ve gözlerini asla bana çevirmeyen Burağa kırgın bir bakış attım.
"Burak bi konuşa bilir miyiz?"
Dediğimde;
"Tamam kızlar siz giyinin ben dışardayım" dedi. Odadan çıkıp kapıyı kapattı.
"Aa! Ne oluyor Allah aşkına?!" Diye bağırdım ve ben de dışarıya çıktım.
"Burak!" Arkasına dönmeden yürümeye devam eden Burağın arkasından koşar adım gidip kolunu tuttum.
"NE VAR BUSE! NE İSTİYORSUN?" Verdiği sert tepki üzerine şaşkınlıkla gözlerimi açarak ona baktım.
"Ne oldu şimdi ya?! Neden böylesin kaç gündür?!"
"Buse git. O gün gittin ya, git şimdi de. Sana bir şey anlatmak zorunda değilim. Sen başını belaya sokarken bize hiçbir şey anlatmadın ya, ben de sana anlatmak zorunda değilim. Şımarıksın sen! Şımarık, değer bilmeyen bir kızsın!"
Geriye iki tane adım atıp sonrasında koşarak kendi odama girdim. Haklıydı. Belki de bu kadar canımı acıtan haklı olmasıydı.Biliyorum bayadır bölüm atmıyorum ama yeni bir kitap yazmaya başladın o kitaba da bakııın🐣🐣Bundan sonra her iki kitaba da hızlı hızlı bölüm atacağım💕İyi okumalar♥️♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM ÇETE Bİ GARİP ABİ!
Genç KurguSelin,Ayça,Ceren,Buse; Burak,Kıraç,Can,Yiğit. Yaşadıkları ekşın ve maceralar karşısında hep birlikte direnen,beşikten beri birlikte olan kankalardır. 19 yaşlarında Bodrum'a aynı eve taşınırlar... Bu kitap eğlenmek amaçlı yazılmıştır.Hikaye konusunu...