Multimedia : Kerem .
“ Selam İrem ,nasılsın ?” diyip sırıtmaya başladı . Hemen geri geri yürümeye başladım ve bi yandan bağırmaya çalıştım . Sesim ne kadar çıkarsa “ Rehabilitasyondan nasıl çıktın ? Kaçtın mı ? Niye geldin Kerem ? “
Bi anda o şizofren sırıtışından ciddi ve pişman çocuk rolüne girdi “ Yemin ederim o kızı unuttum . Yaptıklarım için çok pişmanım , aklım yerimde değildi . Gözüm dönmüştü yemin ederim . Ben iyileştim , gerçekten doktor “ diyip tekrar o deli sırıtışına geri döndü . Demek doktorları böyle kandırmıştı . Onunla ilgili kabuslarımı yeni yeni unuturken böyle karşıma çıkması hiç mantıklı değildi . Kerem , lise bir’de okula geldi . İlk başta benden hoşlanıyor zannetmiştim . Ama yanılmıştım , bana takıktı . Hergün beni evime kadar takip ediyodu , bana hediyeler yolluyordu . Ama geçen yaz onu ciddi bir dille reddedince annemin işlerini batırmaya çalıştı . Onunla konuşmak için evine gittiğimde ise beni rehin aldı . Gerçekten her gece aynı kabuslarla uyanmaktan sıkıldım . Son iki aydır kabuslar azaldı .
Andre geldiğinden beri yok oldu İrem…
İç sesime şu an değil bakışı atıp gerçek dünyaya geri döndüm , istemesemde . “ Bu aralar sevgilin olmadığını duydum İrem ? Bence bizi yeniden düşünmeliyiz . “ Arkamdan gelen sesle hem rahatlamış hemde nefesimi tutmuştum “ Yo , kim söyledi sevgilisi olmadığını . Yanlış söylemiş kim dediyse . “ Omzumda Andre’nin kolunu hissettiğimde kafamı ona çevirdim . Mesajımı görmüştü ve yanıma gelmişti . Tamamen bana bakmadan göz kırptı . “ Doğru mu söyledikleri İrem ? “ Kerem’in bana sanki hayır dememi istermiş gibi bakışını görünce azıcık içim sızladı . Sonra yaptığı pislikleri hatırlayınca geçti . Valla bak iki salisecikti zaten .
Salak İrem , şu an hayatının en korkunç olaylarından birini yaşıyosun bide böyle mallıklara vakit harcıyosun salak .
Kaç dakikadır tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim ve titrek çıkmasına engel olamadığım sesimle “ İrem . Benimsin sen , kabul et . “ dedi ve uzaklaştı .
Bi anda dizlerim daha fazla vücudumu taşıyamadı ve yere düşemedim . Andre tuttu . Beni hemen yandaki banka oturduktan sonra baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi . Ne ? Göz yaşı mı ? Ağladığımı fark etmemiştim bile . “ Şşş , bak geçti . Ama unutma anlatmak istersen ben buradayım güzellik . “ Şefkatli sesiyle sanki bi bebekle konuşur gibi konuşması beni azda olsa gülümsetti .
***
“ Şerefsiz piç ! Ne yapmış size ! “ Evet . Bir saat sonra Andre’nin ilk tepkisi . Tamam tepki vermesini bekliyodum ama sonradan geçtiğimiz kafedeki herkesin bize bakmasını sağlayacak kadar aşırı bi tepki beklemiyodum . Evet uzun bi cümleydi baştan okumak isteyebilirsiniz .
“ Sakin ol Andre , yerine otur . Herkes bize bakıyo “ tıslamamdan sonra kendine gelip yerine oturdu . “ Bu arada o anda yaptığın şey çok işime yaradı , teşekkür ederim . “ Kaşlarını çatıp bir süre bekledikten sonra “ Ha sen şu kız arkadaş meselesi diyorsun “ kafamı salladım . “ Yok canım zaten hayalimdi , oyunda olsa onu söyleyince bi hoş oldu içim “ dediği üzerine kıkırdadım ve hemen ardından kızaran yanaklarımı gizlemek için önümdeki waffle’a kafamı gömdüm . Kahkaha atınca kafamı yeniden kaldırmak zorunda kaldım ama . Kaşlarımı çattım , “ Utanınca yanakların kıpkırmızı oluyo “ diyip kahkahasına devam etti . “ Şu an sanki bi insana ‘ Sen yemek yiyosun ! ‘ demen gibi oldu Andre “ diyip ciddi bir açıklama yaptım . Omuz silkip oda önündeki elma’lı gazozunu içmeye devam etti . Gün geçtikçe elmaya olan sevgisini anlıyordum .
Aklıma gelen şeyle yerimden zıpladım . “ Ece’lere anlatma tamam mı ? Sakın . Bidaha üzülmelerini istemiyorum “ “ Saçmalama İrem , onlar seni seviyolar ve esas söylemezsek üzülürler . “ Haklıydı . Kafamı sallayıp son lokmayıda ağzıma attıktan sonra “ Gidelim mi ? “ diye sordum . Hesabı ödedikten sonra kalktık, ve onun arabasına bindim . Meğerse ben ona mesaj attığımda çok yakınmış sürpriz yapmak istemiş .
Arabaya binince 30 Seconds To Mars ‘ın albümünü takıp Hurricane ‘i açtı . Bende çok seviyodum ve bağırarak söylemeye başladım .
No matter how many times that you told me you wanted to leave
No matter how many breaths that you took you still couldn't breathe
No matter how many nights did you lie wide awake to the sound of poison rain
Where did you go? Where did you go? Where did you go?
Andre’de bana eşlik etmeye başlayınca gülümsedim . Uyumlu bi çifttik aslında .
Onunla çıkmayı sende istiyosun İrem ...
Ya ne kadar gıcık bi iç sesim var ya ? “ Andre , senden hoşlanıyorum “ Ne ? Bunu kim söyledi ? Kim söyledi ? “ Emin misin ?” Andre bi anda bana dönünce kendim söylediğimi anladım . Nasıl ya ? İç sesim sesimi ele geçirdi galiba . Bende yassı balık yan gider diyip “ Evet , bugün yaptığın şey çok tatlıydı . Gerçekten. “ diye itiraf ettim . Bi anda arabayı kenara çekip bana döndü ve ellerimi iki elinin içine aldı . “ Bana bak İrem . “ Gözlerine baktım “ Bak gerçekten senden bi şans istiyorum . 1 hafta tamam mı ? Bi hafta sonunda ya ayrılırız ya da devam ederiz ? “ Gerçekten bi şansı hakkediyordu . Kafamı salladım. Sevinçten fransızca bişeyler bağırırken tek yapabildiğim şey kaşlarımı çatmaktı . Tamam Fransızca öğrenmem gerek . Acilen .
Arabayı evimin önüne getirince “ Görüşürüz Andre “ diyip yanağından öptüm ve hızla arbadan çıktım .
Bugün fazla olay yaşanmıştı. Fazla .
Fazla geç kaldım , farkındayım . Artık her hafta bi bölüm yayınlamayı düşünüyorum çünkü böyle gerçekten çok sıkıcı oluyo sizin için . Farkındayım . Neyse artık iyi haftalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fransız Ukala ?
Ficção AdolescenteKlasik bir wattpad hikayesi DEĞİL , pürüzsüz ciltli , melek gibi uyuyan , utanınca yüzü kıpkırmızı olan bir kız değil burdaki . Yada sigara içen , kıza kötü davranan , sonradan yumuşayan bad boy yok bunda . Bu; horlayan , yüzsüz , şebek ve deli ces...