Bölüm 28

2.3K 114 5
                                    

İskelesi olan bir gölün kenarına geldiğimizde hala şaşkınlık içindeydim. Karşımda duran  kusursuz bir manzaraydı. 
Suyun kenarları sıra sıra ağaçlarla çevrelenmişti. Rengi ise tamamıyla bulutlara özenmişti sanki. Maviden yumuşak bir griye çalmıştı. Ahşap iskelenin üzerinde yürüyerek en uç noktaya doğru ilerledim. Su dalgalar halinde iskeleye yavaş yavaş dokunuşlar yapıyor ve geri çekiliyordu. Daha ileriye baktım ve gölün kenarına  fazlada uzak sayılmayacak  kıyısında yıpranmış eski bir kulübeyi gördüm. O kadar eskiydi ki ilk çağdan kalma bir görüntüsü vardı.  Daha önce hiç böyle bir yer görmemiştim. Bakışlarımı hemen  arkamda olan  Kayra'ya çevirdim.

"Burası harika."

Kollarını  önümüzdeki iskele korkuluğun üzerine yasladı.
"  pek az kimsenin bildiği bir yer."dedi.

Öyle olduğunu tahmin edebiliyordum. Ve beni buraya getirme sebebini bir yandan merak etmeye başlamıştım.

Aşağıdan suyun akışını izlemeye devam ederken aklımdan  geçen başka  şeyleri kelimelere dökmeyi  denedim.

"Bu şekilde arkadaş olabileceğimizi düşünmemiştim" onun gibi dirseklerimi ahşap iskelenin korkuluğuna yasladım. Ve  yandan göz hizasıyla Kayra'ya bakmayı sürdürdüm.

Cevap gecikmedi. "Ne düşünmüştün?"

Omuz silktim. "Bilmiyorum daha çok kötü yönünü gösterdiğin için böyle biri olabileceğin de aklımdan geçmemişti. Ve herkes senin kötü biri olduğunu bağırıp dururken benim iyi şeyler düşünmeye fırsatım olmadı."

Yine açık sözlü olduğumu biliyordum ama cevap vermesini bekledim.

"Herkes konuşur ama tercih hakkı senindir." dedi.

"Ayrıca sana fikrini değiştirebileceğimi söylemiştim."Yüzünde zafer kazanmış bir ifade vardı. Haklıydı bunu en son söylediğinde bana inandırcı gelmemişti.

"Değişmiş olabilir." dedim. Kesin bir cevap vermak için daha erkendi.

Önümüzdeki iskelenin diğer tarafına doğru yürümeye başladım. Galiba iskelenin açık olan tek kısmıydı.
Ayakkabılarımı çıkarıp iskelenin tahta zeminine oturdum. Paltolonumun paçasını bileğime kadar kıvırdığımda Kayra da peşimden  gelip  tam tepemde dikildi.
Bana aklımı kaçırmışım gibi baktı.

"Ne yapıyorsun?"

"Buraya bunun için gelmedik mi?" diye sorarken diğer yandan ayaklarımı yavaştan suyun içine bıraktım. Serin su ilk başta tüylerimin biraz ürpermesine neden oldu. Ama sonradan alışmaya başlıyordum.

"Ben sadece kafa dağıtmaya geliyorum ayaklarımı yüzdürmek için değil." yanıma oturdu. Ama benim yaptığımı yapmadı. Zaten Kayradan bunu bekleyemezdim de. Bu kadar normal davranmış olması bile çok fazlaydı bir önceki durumuna göre değerlendirme yaparsak eğer.

"Bir kere denesen keyfine varırsın."  yüzüne dalga geçer gibi baktım. Böyle bir şey yapmayacağını gayet iyi biliyordum. Ve öyle de oldu. Cevap vermediği  kısa bir süre içinde  sessiz kaldık ve etrafı izledik. Ardından Kayra  kollarını başının gerisine yaslayıp sırt üstü uzandı. Ve bütünüyle gözüm üzerine kaydı.  Belli etmeden  kaslı kollarına dikkat kestim. Tişörtünün kolları yukarı kaymış sol kolunun üzerindeki dövme açığa çıkmıştı.

"Çok hoş. " dedim birden. Bunu neden sesli söyledim ki.

Bana bakmadığını sanıyordum ama gözlerini kısıp üzerimde gezdirdi.

"Hoşuna mı gitti?"

Başımı hızla iki yana salladım. Ama bunun için çok geçti  yakalanmışlığın verdiği hisle vücudum ısınmaya başlamış ve kızarıklık yanaklarıma kadar ulaşmıştı.

BENİMLE KALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin