Bölüm 64

2.1K 95 235
                                    

KAYRA

Şaka mı bu?
Yoksa artık gözlerimde belirli bir sorun mu meydana geliyor.Nefret ettiğim kişileri evinin önünde bulmak gibi. Hiçbir zaman beni evimde ziyaret etmemişti. Nerede yaşadığımı uzun zamandır biliyordu. Neler yaptığımı da ama benimle ilgili hiçbir şey bu zamana kadar umrunda değildi. Ki onun ne yaptığı da benim umrumda değildi. Bu şekilde gayet iyi idare ediyorduk.
Uzun boyuyla karşımda dururken gözlerini bana dikip bakıyor. Aslında yapmam gereken kapıyı yüzüne kapatıp yarım kalan işimi halletmem ama konuşmaya başladığında bunu yapmayı birkaç dakika sonrasına erteliyorum.

"Müsait misin?"

Bunu sorduğunda kendimi baştan aşağı süzüyorum. Üstümde tişört olmadığı için dışarıya yanlış izlenim verebiliyorum. Henüz daha bir gün öncesinde de aynı şeyi yaptım. Ve gerçeği hala açıklığa kavuşturamadım. Bugün düzeltmem gereken pek fazla yanlışım var.

Tekrar karşımdaki adama döndüm.

"Buraya niye geldin?"

Suratı belli belirsiz bir ifadeyle alındığını gösterir gibi oluyor."Çok fazla zamanını almayacağım sadece birkaç dakika."

Onu içeri almak hiç içimden gelmiyor ama kapı önünde de bir tartışmaya girmeye hiç niyetim yok. Bugün pozitif olmam gerekiyor. Bu saatten sonra çok mümkün olacakmış gibi.

Bir iki adım geri çekilip içeri geçmesi için yol açıyorum. Yanımdan geçip koridorun tam ortasında duruyor. Kapıyı kapatıp ona dönüyorum. Kollarımı göğsümde birleştirirken gayet rahat davranıyorum.

"evet seni dinliyorum."

Etrafı incelemeyi bırakıp bana dönüyor.

"Bazı şeyleri konuşmak için çok geç kaldığımızı biliyorum ve şu anda geçmişten bahsedip tatsızlık çıkarmayı düşünmüyorum."

"iyi edersin."diyorum.

Bir iki adım bana yaklaşıyor ama sınırı bildiğinden  çok fazla yakınımda durmuyor. Çünkü en son ne olduğunu ikimizde biliyoruz. Yumruklarımın nerde ne zaman  harekete geçeceği belli olmuyor.

"bana ona olan öfkenin hala geçmediğini de görebiliyorum ayrıca..."devam etmesine izin vermeyip sözünü kesiyorum. Başa dönmeye hiç niyetim yok.

"buraya bunları konuşmak için geldiysen eğer o çok değerli zamanını boşa harcıyorsun."

"zamanımı fazlasıyla boş şeylere harcadım ama onlardan biri sen değilsin."

Bir an olsun bu sözün ciddiyetine inanmak istesem de yeni bir yalan olduğu düşüncesi sarıyor etrafımı ve vazgeçiyorum.

Kollarımı iki yana bırakıp tam karşısına geçiyorum.

"benden ne istiyorsun?"

Adımlarını geri çekip çekmemekte kararsız yüzüme bakıyor. Bazen gerçekten bu adamın biyolojik bile olsa babam olduğuna inanasım gelmiyor. Cesaretimi ondan almadığım  kesin.

"O hiç beceremediğimiz baba oğul ilişkimizi düzeltmek istiyorum tabi bana bir fırsat tanıman gerek."

Neredeyse güleceğim. Boğazımdan garip bir ses yükseliyor. Öfkelenmemek için direniyorum.

"Böyle bir şeye hiç ihtiyacım yok."

Yanından geçip gidiyorum. Bu kadar saçmalık benim için yeterli.

"Bu zamana kadar her şey için beni suçlamana izin verdim ama artık bazı şeyleri öğrenmen gerekiyor Kayra."diye arkamdan neredeyse bağırıyor.
Dönüp yüzüne bakarken öfkeme hakim olmaya çalışıyorum.

BENİMLE KALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin