Bölüm 104

1K 54 5
                                    


Çoğu insan, işi için yaşar. Kimileri hayatlarını kazanmak için, başka çareleri olmadığından belki de daha farklı nedenlerden dolayı bunu yapmak zorunda hisseder. İnsanların seçmiş olduğu meslekler onlara öz güven ve amaç verir. Bu her zaman kötü bir şey sayılmaz. Hayalini kurduğumuz noktaya yaklaşmak bile önemlidir. Esasında bu kurulan hayalin gerçekleşmesi üzerine atılan büyük bir adımdır.
Gerisi yola aynı arzu ve istekle devam ettiğimiz müddetçe sizinle beraber gelecektir. Sadece umudunuzu kaybetmeyin. Sevdiğiniz işi yapmakla  zoraki bir işi yapmak arasında çok fark var.  Ulaşmak zaman alsa da hayalinizi gerçekleştirin. Ben her zaman umudumu içimde sakladım. Düştüm dediğim anda bile tekrar kalkacak bir umut dalı buldum kendime.  Şimdi kapıların ardına  kadar açılıyordu ve gitmek istediğim kadar açık kalacaktı.

Bugün iş yapmaktan çok  kulaktan kulağa yurt dışında olacak  sergi hakkında konuşulanları dinliyordum. Çalışan herkesin tek isteği hayal edeceklerinde de büyük olan bu serginin içinde yer almak.  Bende onlardan biriydim. Ama her şeyi ayrıntılarıyla bilmek isterken  Anıl bey beni odasına özel olarak konuşmak için çağırmıştı. Belki o da benimle bu konu hakkında yapacağımız çalışmaları konuşacaktı. Çünkü son zamanlarda yaptığımız şey bolca yurt dışına yapılan telefon görüşmeleriydi.   Orada olmak ve bütün mükemmel resimlere ev sahipliği yapan galeri firmalarını yakından tanımak istiyordum. Uğraştığım iş için bu önemli bir adımdı. Karşıma böyle bir teklif gelse reddedemezdim. Gitmek birinci seçeneğim olurdu.

Kafamın içindeki hayal baloncuğuyla beraber Anıl bey'in odasından içeri girdim. Beş dakika içinde beni beklediğini söylediği için kapıyı çalmaya gerek görmemiştim. Dahası gün içinde bana sürekli kapıyı çalmamı söylemişti. Bilgisayarın içine kendini hapsetmiş girdiğimi bile fark etmemişti. Ayağımdaki ayakkabıların topuklarını  kullanarak ses çıkarmam yeterli oldu. Hızla başını  kaldırıp bana baktı.

"Geldin mi?"

Başımı salladım. " Lütfen geç otur şu işi halledelim."

Masasının hemen önündeki koltuklardan birine sakince oturdum. "Son zamanlarda yapmış olduğunuz görüşmeler hakkında mı?"diye sormaktan kendimi geri alamadım.

Başını salladı."evet hepsi şu gösterimi büyük galeri firmaları tarafından yapılacak sergi için."

"Neden panik içinde olduğunuzu anlıyorum, gerçekten büyük bir iş."

Onu sakinleştirmek için bunları söylesem de pek te etki ettiğini söyleyemezdim.

Sandalyesinde geriye doğru yaslanıp esnedi. "Konu sadece sergi değil Milano'da  serginin yanı sıra bir galeri firmasına ortak oluyorum."

Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Bunu nasıl oluyordu da şimdi duyuyordum. Gerçekten iyi bir şekilde gizlemişti. "Bu çok güzel bir haber tebrik ederim."dedim.

"Teşekkürler Asya, bu arada  sergiye benimle geleceğini biliyorsun değil mi? Sana daha erken söylemek için fırsatım olmadı."

Ellerimin arasında tuttuğum not defterim yere düştü. Bunu duymayı hiç beklemiyordum.
Defteri yerden alıp Anıl bey'e döndüm."Zorunlu olduğunu bilmiyordum ama gelmeyi çok isterim."

Sakin kalmaya çalışırken içimden sevinç çığlıkları atmaya çalışan kalbimi engellemenin peşindeydim.

"Pekâlâ öyleyse asıl konuyu şimdi açıklıyorum."

Artık neler söyleyeceğini merak içinde bekledim. Çünkü aklıma tüm bunlardan daha  fazlası olabileceği gelmiyordu.

"Sergi  bittikten sonra buraya bir müddet dönmeyeceğim ortak olduğum firma işleri nasıl yürütüyor görmem lazım. Buraya bakacak birilerini ayarladım. Senden isteğim ise  benimle orada beraber çalışmaya devam edebilir misin? "

BENİMLE KALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin