Bölüm 89

1.2K 74 22
                                    

Salonun ortasında saatlerce yapayalnız oturdum.  Yanımda olmak için ne kadar uğraşsalar da İzeli ve Keremi evimden gitmeye ikna etmiştim. Yalnız kalmak istiyordum. Yaşadığım gerçekliği sindirebilmek için buna ihtiyacım vardı. Teselliye ya da beni avutacak hiçbir söze ihtiyacım yoktu. Ve bunu yaparken göz yaşlarım hiç durmadan aktı. Göğsüm titredi, zaman zaman hıçkırıklar içinde kaldım ama gözümden akan damlalar durmak bilmiyordu.
Bugünün geleceğini biliyordum ama bilmek katlanmamı kolaylaştırmıyordu. Daha önceden çektiğim fiziksel acı rahatsız ediyordu beni ama katlanabiliyordum. Duygusal acı ise  öldürüyordu, hatta dayanılmazdı. Sanki birisi boğazıma sarılmış da sıkabildiği kadar sıkıyordu beni. Her dakika her saniye nefes alamıyordum. Doğru düzgün düşünemiyordum. Sadece Kayra'yı  geri istiyordum. Geri gelsin, bana sarılsın ve beni sevdiğini söylesin istiyordum. Ama  gidişiyle  sol yanım boşluğa düşer gibi  ortada kalmıştı. Geri dönmeyeceğini bilmek ise  içimde sakladığım bir damla umudu yerle bir etmişti. Birlikteyken  çektiğimiz fotoğraflarımıza saatlerdir  bakıyordum. Yüz hatlarının bir kısmını ezberlemiştim artık. Telefonun ekranını kapatamıyordum. Korkuyordum çünkü onu bir daha hiç görmeyeceğimin farkındaydım ama inanmak istemiyordum.  Bir anıdan, sadece resimlerde görebildiğim birinden ibaret olmasını istemiyordum.  Bu gerçek, kaya parçası  gibi çöküyordu üzerime.Ve ben her dakika her saniye altında eziliyordum.

Dışarıdan evin kapısının açılma sesini duydum. Anahtarları kullanıp tek girebilecek kişi annemdi bu yüzden umursamayıp karanlıkta olduğum yerde durmaya devam ettim. Nasıl bu hale geldiğimizi öğrenmek istiyordum. Benim böyle bir ayrılıkta söz hakkına sahip olmamam canımı yakıyordu. Sanki hiçbir şey yaşanmamış beraber bir hayatımız olmamış gibi davranmak benim iyi olmamı sağlamayacaktı. Onsuz iyi olacağımı düşünüyorsa da buradaki en büyük yanlışı neden yine kendisi yapıyordu. Bana iyi gelecek tek şey ondan başkası değildi.

Annemin ayak sesleri yakınıma gelince durdu. Karanlıkta  benim olduğum yöne doğru bakmaya çalıştı. Uyanık olduğumu anca o zaman fark etti.

"Asya  sen hala uyumadın mı?"

Cevap vermek isterken göğsümden bir hıçkırık sesi gözyaşlarıyla birlikte dışarıda yankılandı.
Kendimi tutamıyordum.  Annem salonun ışığını yaktı ve karanlıktan ışığa geçerken gözlerimi kıstım.

"Dur bir dakika, ne oldu sana ? bu halin ne bebeğim."

Hareket edemiyordum. Cevap vermek istiyordum ama gözyaşlarıyla boğazıma kadar dolmuştum. Annem yanıma oturup beni kolları arasına aldı.

"Şşş... sakinleş biraz lütfen ağlama ve bana ne olduğunu anlat."

Başımı omzuna yasladım. Kalan göz yaşlarını oraya akıtmaya devam ettim. Birkaç dakika sonra ağzımı açıp konuşabildim.

"O gitti anne, beni bırakıp gitti."dedim. Diyecek başka hiçbir şeyim yoktu.

"Her şey düzelecek. İyi olacaksın." diye fısıldadı daha da sıkı sarılırken.

"Onu çok özlüyorum, ona ihtiyacım var,"diye ağladım kollarında.

"Biliyorum canım benim ne hissettiğini biliyorum."elleriyle saçlarımı okşamaya beni rahatlatmaya  başladı. Ama içimdeki yangın sönmüyordu.  Annemden uzaklaşıp ayağa kalktım.

" Neden  böyle çekip gitti ki? Günlerce yanımda olmak için beklerken şimdi niye böyle oldu?"

Birilerinin çıkıp bana her şeyin kabus olduğunu uyandığımda her şeyin son  bulacağını söylemesini o kadar çok istiyordum ki bunun için tekrar hastanede kalabilir çektiğim acı dolu günleri bir kez daha yaşayabilirdim.

BENİMLE KALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin