5

225 58 2
                                        

Adam elini uzatıyordu işte. Ne yapmalıydım? Elimi uzatıyorum, tokalaşıyoruz. Luke gidip kapıyı kapatıyor. "Bak, biraz ani olduğunu düşünebilirsin fakat seninle her şeyi şimdiden açık açık konuşacağım ki sonradan işler arap saçına dönmesin. Biz seninle evliyiz. Ama nasıl derler, bilirsin. Kâğıt üzerinde. Aynı evde falan yaşamıyoruz. Ben seninle ünün için evlendim. Senin sayende televizyonda, internette adımı duyurdum ve bu sayede, yalan söylemeyeceğim, işlerim senin sayende mükkemmel oldu. Bunda senin payın büyük. Her gün onlarca iş teklifi alıyorum. Seninle yaptığımız sözleşmede kazandığım paranın her ay %40'ını alıyorsun ki bu da ayda neredeyse 500.000 $ ediyor. Yani çok zenginsin. Hem de kendi işinde patronsun. Bunu sadece senin ailen, benim ailem ve bir de Janice biliyor. Janice ise senin arkadaşın. Can ciğer gibisini..." derken Amy, Luke'un sözünü kesiyor, "Ben anlattım." Luke devam ediyor, "Ben... Şey, pekala. Umarım çok açıklayıcı olmuştur. Soracağın bir şey olursa telefonunda numaram var. Şimdi gitmeliyim, hoşça kal. Umarım kısa zamanda iyileşirsin." Kendime inanamıyordum. Gerçekten böyle miydi yani? Luke el sallayarak gidiyor. Annem üzülme gibi bir şeyler söylüyor. Amy telefonuna gömülüyor. Birden Tessa içeri giriyor. Ellerini çırparak "Haydi hanımlar bu kadar ziyaret yeterli." diyor, hayal kırıklığı içinde Tessa'ya bakıyorum. Saat daha 16.00 ve ben gece uyuyana kadar tv izleyemem, bari Amy yanımda kalsın. Birden Tessa'ya "Buradan çıkmak istiyorum Tessa, gerçekten, kendimi süper hissediyorum." diyorum. Gözlerimi kapattığımda dünyanın en çirkin kızıydım, saçlarım erkek saçı gibiydi, burnum yamuktu, gözlüklerim ve diş tellerim vardı, kendimi zorla kabul ettirdiğim dört tane arkadaşım vardı. Mini mini bir evde yaşıyordum. Gözlerimi açtım, evrenin en güzel kızıyım, bitmeyecek kadar param var, etrafımda pervane muhabirler. Neden salak gibi burada yatıp durayım ki? Tessa çok şaşırıyor. "Ben... doktora sorayım." Terliklerinin şap şap sesleriyle doktor ve Tessa geri geliyorlar. Doktor dudaklarını büzüyor. "Eğer gerçekten iyiysen..." "Evet öyleyim." diyorum doktora. "Pekala çıkışını yapabilirsin Rebecca ama muayenelerini aksatma!" "Teşekkürler." doktor gittikten sonra anneme ve Amy'ye sıkıca sarılıyorum. Takside giderken "Evimi çok merak ediyorum." diyorum. Amy kurt gibi atılarak " Hayyyvan gibi bir evin var. 12 odalı." diyor. Taksi duruyor. İnince bir anneme bir Amy'ye bakarak "Hangisi? Hangisi?" diyorum. Amy ellerimden tutuyor. Ah tanrım! Gerçekten de kocaman... Çantamdan anahtarları çıkarıyorum. Kapıyı açmaya çalışırken birisi "BECKY DÖNMÜŞSÜN!" diyerek öyle bir ağlamaya başlıyor ki yoldan geçen herkes bize bakıyor. Şimdiyse kadın bana doğru koşuyor. Pembe bir pantolon ve beyaz bir atlet giymiş. Saçları omuzlarına dökülüyor. Amy kulağıma doğru fısıldıyor, "İşte Janice, Meleğin."

AlışverişkolikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin