14. Bölüm

10.3K 871 726
                                    


Jimin dün çok fena becerilecek olmayı ucuz atlatmıştı. Hatta o an korkusundan Jungkook'u kışkırttığı anlara bile söverek kendisini saatlerce yorgan altına gömdü. En sonunda da uyuyakalmıştı zaten.

Jiyoon, Jungkook'u dışarıyı çıkarıp parkta saatlerce oynaması üstüne yemek yemeleri yetmezmiş gibi akşama doğru da Jungkook'un üstünde uyuyakalması yüzünden Jungkook kıpırdayamamıştı. Sanki Jimin'i korumaya çalışıp bilerek yapmış gibiydi.

Eğer Jiyoon başının tatlı belası olmasaydı Jimin'le olan etkileşimini devam ettirirdi. Tabii ki zor kullanarak değil, Jimin'in tepkisine göre giderdi.

Jungkook sabah Jiyoon'un okula gideceğini bildiği için uyandırıp bakıcı gelene kadar kahvaltı yaptırmıştı. Yukarıya çıkıp üzerini değiştirmeye başlamış ve Jimin'i uyandırmayarak alnından öpüp üzerini giyerek işe gitmişti. Tabii bir de işte attığı mesaj vardı, Jimin'i uyandıran şey bu olmuştu.

"Poponu konforlu yerlerde beklet güzelim. Malum son rahatlığını yaşayacak." Evet aslında bu mesaj her şeyi açıklamıştı Jimin için. Ama bilmiyordu ki ondan önce davranıp ilk adımı atacaktı.

İkili bu akşam gerçekten yapacaktı.

Jimin birkaç gün önce büyük bir hata yapmıştı. Aslında içindeki tutkuyu dillendirmesi de hep o olay yüzünden başlamıştı.

Uyanmaya çalışan çocuk dün için fazla tedirgindi, şu an kendisini daha normal hissediyordu. Attığı o tokatta olayın sıcaklığı yüzünden korkması normaldi aslında, belki şimdi tatlılığını kullanıp tokadı unutturabilirdi.

Evde tek olmasını ve işsiz olmasını televizyon izleyerek geçirmişti Jimin. Ha bir de banyo yapmıştı özene bezene. Bugün için gerçekten aklındakiler kesindi, onunla olmak istiyordu. Birlikte olmuşluğu vardı ama ilk kez dibine kadar hissediyordu bu ateşi.

Jungkook eve geldiğinde rahat kıyafetlerini giyerken Jimin yatağa oturup bacak bacak üzerine atmış kocasını kesiyordu. Fiziği fazla iyi değil miydi? Süzerken yerinde kıpırdandı. Bacaklarındaki sıkılığı saran siyah pantolonunu beğenmişti. Genellikle giydiği klasik tarzdan çok öte bir şekildeydi şu an. Kim inanırdı 30 yaşında olduğuna?

"Hoşuna gitti herhalde?" Jungkook izlenildiğinin farkına vararak konuştu.

Yerinden kalkan Jimin eline tarağını kaptığı gibi Jungkook'a sürtüne sürtüne onu iteleyip önüne geçerek aynayı kapladı. Saçlarını sallayıp düzeltmeye başladı. Jungkook bu harekete fazlaca sırıtmıştı. Baştan çıkarmaya çalışıyordu öyle mi?

İkisi de aynadan birbirlerine bakıp hazırlanıyorlardı ve bu hazırlanış çapkın bakışmalar arasında geçiyordu.

"Bence oluyor. İkimiz yani, yakışıyoruz." dedi Jungkook deri ceketini düzeltirken. Önündeki Jimin'in saçlarını tarayışının altından attığı gülüşleri yakalayabiliyordu. Şu an aynaya iteleyip mıncırabilirdi ama biraz daha dayanmaya seçti. Az kalmıştı.

-

Jungkook eşinin parmaklarından kavrayıp arkadaşlarının ayarladığı kulübe girmişti. Kim bilir neler diyip sıkıştıracaklardı ikiliyi. Jimin'in üstüne gitmemeleri için bayağı söylenmişti, umuyordu ki dedikleri olsun.

"Sakin ol Jimin, ellerin titriyor." Küçük parmakların titreyişini anladığında Jimin'in elini kaldırıp üzerini öpmüştü.

Life As We Know It |Jikook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin