5. Bölüm

10.1K 988 853
                                    


Jungkook evlilik olayını o kadar ciddiye almıştı ki önüne beyaz bir kağıt çıkarmış ve elinde tuttuğu kalemle ciddi ciddi boş sayfaya bakıyordu. Nasıl bir düğün tertip edeceğini düşünüyordu, her şeyin en ufak ayrıntısına kadar araştırmaya başlamıştı.

Son zamanlarda tercih edilen düğün yerleri, kullanılan takımlar, nikahın kıyılma anı ve buna dair birçok şey araştırıp izlemişti Jungkook.

"Akrabaların çok kalabalık mı? Büyük bir salon mu tutalım yoksa sahil kenarında falan mı istersin? Şaşalı mı seversin sade mi?" Başını kaldırıp Jimin'e baktığında kendisinde olan rahatlığına oranla onun daha gergin olduğunu görmüştü.

Jimin sıkıntıyla yanaklarını şişirdi. Bu kadarına gerek var mıydı sahiden? Alt tarafı bir tören yapıp bitireceklerdi, sonuçta göstermelikti. "Jungkook beni mahçup etmekten vazgeç artık. Küçük bir tören düzenleyelim yeter, boş yere masraf istemiyorum."

"Boş yere masraf değil o, düşünme sen parayı da bana ne istediğini söyle."

Her ne kadar oflayıp puflasa da Jimin'in de bir hayali vardı, bu hayalden bahsetmeyecekti belki ama en azından küçük bir kısmını isteyebilirdi. "Sahil kenarında olabilir. Ama en fazla 50 kişilik olsun daha fazlasını istemiyorum. Böyle şaşalı değil de daha çok çıplak ayaklarla kumda eğlenebileceğimiz bir eğlence olarak düşünelim."

Anlatırken aynı zaman da onları düşünüp masumca gülümseyen Jimin'i izleyen Jungkook avucunu çenesine yaslayıp bu güzelliğin anından yararlandı. Jimin, hayal ettiğinden çok daha özel birisiydi. Onunla olacağı özel bir an için elbette her şeyi düşünürdü.

"Güzel. Her yer bembeyaz uçuş uçuş. Aklıma yattı bu fikir hemen ayarlayalım." diyerek onayladı Jimin'i. "Ah birde Jimin, damatlıklar için ölçü alınacak. Takım elbisemiz beyaz mı olsun siyah mı? Yoksa ben siyah kalayım sen beyaz mı kalsan?"

"Neden ben beyaz giyeyim ki?"

Jungkook ukesin çünkü diyemezdi eğer derse yine Jimin'den yumruk yerdi. Masum maskesini suratına geçirip gülümsedi. "Melek gibi olursun."

Hayallere dalan Jimin'i bu güzel cümle kolundan tutup çıkartırken kalbi pır pır etmeden duramadı. Dolgun yanaklarına kızarıklık gitmemesi için içinden dualar etti.

"Jimin, bir sürü fotoğraf çekilmemiz ve aşıkmışız gibi yaşamamız gerek. Evi denetime gelebilecek insanlara göstermek için düğün fotoğraflarına ihtiyacımız var. En azından hazır edelim ne olur ne olmaz, bu yüzden istediğin bir şey varsa söyle bana." Ellerini masada birleştirip ondan küçük olan çocuğa baktığında Jimin başını eğdi, sorunu neydi bu güzelliğin? Parmaklarıyla oynuyordu şimdi de.

Jimin birden, "Seninle evleneceğim." dediğinde Jungkook deli gibi sırıttı.

"Çok güzel geldi bu bir daha söyle."

Az önceki durgun bakışlarına nazaran şimdi sert bakışlar atmaya başlayan Jimin masaya doğru eğildi. Jiyoon'a çaktırmamak için dişleri arasından fısıldadı. "Kaşınma. Sadece kendimi alıştırmaya çalışıyorum tamam mı? Evli bir adam olacağım gerçeği değişik hissettiriyor."

"Valla bana göre hava hoş." Arkasına yasladı Jungkook, Jiyoon'a baktığında memnuniyetle göz kırpmıştı. Jiyoon onların evleneceğini duyduğu gibi ikisine de sarılmıştı, bu işi en çok o istiyordu belli ki. Jiyoon da gülümseyip ağzına jelibonlarından birisini yolladı.

Life As We Know It |Jikook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin