Özel kurumdan yollanılan takım elbiseli adamı Jimin ve Jungkook içeriye almıştı. Şimdiyse karşılıklı oturuyorlardı. Yoongi ve Ji Rae'nin evinde görüşülmesi özel olarak talep edildiği için hepsi buraydı. Jiyoon ise bakıcısının yanında birkaç gün kalacaktı.Sabah defnedilen çiftin bütün evraklarıyla birlikte kurumdan gelen insanla konuşulacaktı şimdi.
Jungkook ve Jimin ikilisi dünkü ağlamalarından sonra eski hallerine dönmüşlerdi. Tek farkı bu sefer didişmeyi bırakmışlar ve iki yetişkin gibi sessizce duruyorlardı. Ciddi bir konu üzerine ciddi olunması gerekti.
"Asıl konuya gireceğim." Kurumdan gelen kişinin söze girmesiyle ikisi de dik oturmaya başladı. "Kurumun özel bir kısmı var. İnsanlar Ben Öldükten Sonra adlı köşemize not bırakırlar, böylece onlar öldükten sonra isteklerini ve yazdıklarını yakınlarına ulaştırırız."
Jimin yerinde kıpırdanarak Jungkook'a baktı. Bu ev onları hatırlatırken burada düzgün duramıyordu bile, ağlamamak için kendisini sıkıyordu. Derince bir nefes alarak adamın devam etmesini dinledi.
"Koruyucu ebeveynlik olayını duymuşsunuzdur belki. Yoongi Bey vasiyetinde olası bir durum olursa çocuğunu ikinize bırakacağını yazmıştı. Sanırım hiç akrabası olmadığı için başına gelecek her şeyi bir arada düşünmüş eşiyle."
"Pardon anlamadım. İkinize derken nasıl oluyor?" Jungkook öne doğru eğilip adama yaklaşınca Jimin de gergince ikiliye bakıyordu.
"Siz ve Bay Park'a aynı anda." diye cevapladı adam onu. "İkiniz de yetişkin birer iş sahibi insanlarsınız. Kurum olarak Jiyoon'un sizde kalması onaylanacaktır."
Jimin hemen söze atıldı. "Ah sanırım yanlış anlaşılma var, biz evli değiliz. Evet bizi bir ara getirmeye çalışmışlardı ama birlikte bile değiliz."
Vefat eden ikili çok fazla denemişlerdi, en yakınları oldukları için bulundukları ortam sürekli aynıydı ama bu iki insan birlikte olamıyordu.
Asıl sorun Jungkook'un ta en başında Jimin'i günü birlik insanlardan sanıp yaklaşmasıyla başlamıştı. Sonra da Ji Rae'nin çocukluk arkadaşı çıkınca Jimin sürekli iğneliyici laflarla otuzların başındaki adamı ezmeye kalkmıştı. Bu her ortamda tekrarladı. O böyle yaptıkça Jungkook da karşısındaki adam her ne kadar seksi olsa da geri çekilip öfkesini kusmuştu.
Aralarında nefretli bir bakışma geçti sanki eskileri hatırlar gibi.
"Hayır deme şansınız var fakat hayır derseniz çocuk esirgeme sahiplenecek." Adam önündeki belgeyi açarak bir maddeyi parmağıyla işaret edinci ikili birlikte eğilip o kısmı okudu.
"Çıldıracağım." Bitkinlikle geriye yaslandı Jimin. Ne derlerse olmuyor, ne yapmak isteseler başa sarıyorlardı. Sürekli çıkmaz bir sokağa çıkıp duvarlara çarpıyorladı. Çok fazla gerginlik vardı üzerinde. Küçücük bir kız ikisine emanetti, kabul etmeseler vefat eden çift için bu saygısızlık olurdu.
"Bakın sizin için de zor olduğunu biliyorum ama o kızı düşünüyorsanız yapmanız gereken şeyi size söyleyeyim. Pek birikimleri yoktu ama bu evi satın almışlardı. Küçük kız için burada birlikte yaşamanız gerektiğini düşünüyorum. Eğer kabul derseniz alt taraftaki isimlerinizin yazılı olduğu kısma imza atmanız yeterli olacak."
Jimin yan gözle Jungkook'a baktı. Onun gibi bir insanla aynı evde olup Jiyoon'a ebeveynlik yapmak mı? Onu tanımak dahi istemezken akşamları onunla yatıp onunla olan bir sabaha mı uyanacaktı? Dudak büzdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life As We Know It |Jikook|
Fanfiction(Mpreg değil.) "Böyle kötü bir olayın bizi bir araya getirdiğine sevinmem çok mu yanlış olurdu?"