kookimochii bebeğim sayesinde silinen bölümüme ulaşabildim :')
Yoongi kısımlarını yazmayacağım ilk bölümü de zaten ağlaya zırlaya yazmıştım psikolojim dayanmaz fazlasına...İyi okumalar 💕
*
Jimin dün gece yorgunluktan en önemli şeyi unutarak uyumaya çalışmıştı. Bir yerlerden ışık gelmediği sürece uyuyamazdı o, bu yüzden korkusundan sağ bacağı ve sağ kolu Jungkook'un üstüne çıkmış ve onu sarmalamıştı. Sabah ne tepki vereceğini düşünmeden akşam fark ettiği korku yüzünden yanında kim varsa sıkıca sarılmıştı.
Jungkook, sabah gözünü açtığında hareket edemediğini fark ederek şaşırsa da burnuna gelen hoş parfüm kokusunun kime ait olduğunu anlayarak gülümsemişti. Jimin ona göre ne yaptığını farkında olmayan bir bebek gibiydi. Kolunun altındaki çocuğa doğru dönerek parmaklarını yavaşça onun saçlarına dürttü. Kesinlikle şu an ki durumdan yararlanıyordu.
Jimin üzerinde hissettiği hareketlilik yüzünden yanağını yastığına sürterek gerilme hareketleri yapacaktı ki yanağının sert bir göğüste olduğunun farkına vardı. Yanağını resmen Jungkook'un göğsüne sürtüyordu. Dünkü yapışmasının farkındalığıyla hızlıca başını yukarıya kaldırdı.
İkili arasında sessiz bir bakışma geçti.
İkili aynı anda geriye çekildi. Jimin rezil olduğu için çekilmişti, Jungkook ise bu andan yararlanmaya çalıştığını belli etmemek için çekilmişti. Jimin dengesizdi, ne tepki vereceğini bilemediğindendi bu halleri.
"Bana neden yapıştığını sorabilir miyim?" diyerek ilk konuşmayı Jungkook başlatmıştı. Memnun olduğu bir gerçekti, neden sarıldığı da umurunda bile değildi.
"Unutmuşum," Mahçupça dudak büzdü Jimin. Saçlarını yüzünün önünden çekmeye çalıştı. "Akşam çok sık uyanıyorum, ışık olmazsa rahat hissedemem bu yüzden yanımdaki kişiye sığınıyorum. Özür dilerim."
Yok canım ne özürü demek istese dahi diyemedi Jungkook. Sonuçta yeni bir başlangıç yapmışlardı, abartmayacaktı.
"Üstümüzü değiştirip aşağıya inelim. Jiyoon ile ilk günümüz olacak." Konuyu değiştirerek asıl bahaneyi öne sürmeyi ihmal etmedi Jungkook. Asıl görevleri Jiyoon'du, kendi olaylarını başka zamanlara erteleyebilirdi.
Jimin yine kıyafetlerini alıp çıkarken Jungkook aklında dönen tilkilikleri gizleyememişti. Bir süre sonra Jimin'le olacağına o kadar emindi ki yanında soyunabileceğini düşünüyordu. Kesinlikle bu çocuğu bırakmaya niyeti yoktu, ayrıca bundan sonra hayatları hep birleşikti. Jimin onun haricinde nereye kaçacaktı ki?
İkisi de hazırlanıp aşağıdaki salona inmişlerdi. Bu sırada Jiyoon elindeki kaseden süt mısırını yiyordu, önünde de çizgi film açıktı. Komik sahneler vardı ama Jiyoon sadece öylece duruyordu. Jungkook, Jiyoon'un yanındaki koltuğa otururken Jimin de tekli koltuğa oturdu.
Jungkook dizginleri eline aldı. "Jiyoon?"
Jiyoon gözünü çizgi filminden ayırmadı.
"Annem ve babamın öldüğünü biliyorum. Ben iyiyim, benim için endişelenmenize de gerek yok." Jiyoon'un bu soğuk kanlılığını duyduklarında ikisi de şaşırmıştı. Sanki bunları aklında kurgulamış ve beklemiş gibiydi. Ayrıca fazla iyi konuşmuyor muydu? 6 yaşına yeni girecek bir kız için fazla olgundu.
İkili uzatmak istemedi, zaten onlar da bu konuyu konuşmak istemiyordu. Ne kadar bahsedilirse o kadar üzücü olurdu. Jungkook devam etti yine. "Eğer bir şeye ihtiyacın olursa Jimin ve ben her zaman yanındayız biliyorsun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life As We Know It |Jikook|
Fanfiction(Mpreg değil.) "Böyle kötü bir olayın bizi bir araya getirdiğine sevinmem çok mu yanlış olurdu?"