14. FOTOĞRAF MAKİNESİ -part1

1.5K 105 86
                                    

Selamlar.

Satır arası yorum yapmayı unutmayın bebişler.

100 vote + 90 yorum sınırı geçildiğinde yeni bölüm gelecek.

Keyifli okumalar...



^^^^^^

Biri sizin hayatınızın son günü olduğunu söyleseydi hatta ölümünüzün de o kişi tarafından olacağını bilseniz ne yapardınız?

Bu soru bana üniversiteye başlamadığım herhangi bir gün sorulsaydı sanırım ben o ölümü hızlandırıp ya kafama sıkardım ya da kendimi bir yerlerden atardım cevabını verirdim.Bu soru bana üniversite zamanlarımda sorulsa kendimi nasıl kurtarabilirim diye düşünürdüm.Ve bu soru bana, mezun olduktan 4 yıl sonra yani bugün 26 yaşımda sorulsa o adamı öldürürüm cevabını verirdim.Ve gerçekten de o adamı öldürürdüm.

Hayat beni çoğu kez değiştirmiş, yerlere atmış kendimi bulabilmem için ceza çektirtmişti.Sadece hayat değil hayatıma giren bir kaç eğitim hocası da bunu mecaz anlamdan gerçeğe dökmüştü.Bugün ki ben o anlardan sonra yeniden doğmuştum belki de.

Şimdi ensemde bir namlunun baskısı varken ve bundan rahatça kurtulacağımı, hiç bir korkum olmadığını bildiğim için bana tüm acıları çektirenlere teşekkür mü etmeliyim yoksa burada olduğum için sövmeli miyim? Sahi bunu ben istemiştim, sonuçlarını gördükten sonra suçu başkasına atabilir miyim? Bu kadar ağır olacağını bilseydim yine de ister miydim? Bunun cevabı hala bende değildi.

Arkamdaki adamın sesiyle öndeki nişancı da bana döndü.Hızla doğruldu.Yaman görüyor olsaydı şovumu izleyip bana hayran kalırdı.Şimdi diken üstündedir eminim.

Şuan her şey planladığım gibiydi, hatasız ve temiz.

Olduğum yerden hızla dönüp bacağımı kaldırdım, adamın silah tutan eline tekme attım.Silah karanlıkta göremediğim yere savrulunca atakta bulunan adamla, eğilip karaciğer bölgesine yumruğumu geçirdim.Bu onun fazlasıyla bocalamasına ve nefesini anlık kesmesini sağlayacaktı.

Tam o sırada arkamdaki adam kolumdan tutup bedenimi kendine çevirip çevik bir hareketle yüzüme yumruk attı.Ama hep aynı yere vuruluyordu, sağ yanağımın suçu neydi?

Dakikalar öncesinde ki yediğim darbeden patlayan dudağım tekrar patladı, ağzıma tekrardan metalik tat gelince yere tükürdüm tüm kanı.Başımı kaldırıp elim göğsüme gitti ve hızla çakının kapağını çıkarıp, ne yaptığımı takip eden adamın sağ gözüne sapladım.Acı çığlığı dağda yankılanırken çakıyı çıkarıp sol gözüne de sapladım.Yüzüme sıçrayan bir kaç damla kanla yüzümü buruşturdum."Kansız pezevenk diyecektim tam da, yine iyisin hadi." dedim alayla.Çakıyı çıkarmadım, onunla işim bitmişti.Kendini yere atıp bağırarak ağlıyordu.

İri kol arkamdan boynuma dolanmış, nefes borumu kesmişti.Elim koluna gitti, tırnaklarımı etine geçiriken ayağımla arkaya vurmaya çalışıyordum.İçimden saydım, saniyeler kala nihayet boynumdaki kollar ayrıldı.Öksürdüm."Tam zamanında Tunç."

Adamları ilk fark edişimizde dışarı gönderdiğim Yaman'ın korumalarından biriydi.Bunun olacağını önceden sezmiştim, aniden oluşan bir kaç dakikalık basit bir plandı."İyi misin?" Sert ifadeye sahip, gözlerinde merak yoktu, sadece işini yapıyordu.Başımı onaylarcasına salladım.

Nişancının az önce bizi gözetlediği yere geçip dürbünden defile salonuna baktım.Yaman yoktu.Nereye gitmişti? Gözlerim Şeyh ve yardımcısını da göremeyince kaşlarımı çattım.

Yine bir pürüz çıkmamasını umarken yerden kalkıp Tunç ile adamların öldüğünden emin olduktan sonra dağdan aşağı ilerledik."Yaman'ı gördün mü, haberin var mı?" Sonuçta yakın korumasıydı, biliyor olmalıydı.Bir süre cevap vermedi.Ona döndüm."Duymuyor musun sen beni!"

KANIN MERKEZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin