ON SEKİZİNCİ BÖLÜM

2K 270 124
                                    

Keyifli okumalar gençler!

Umarım herkes iyidir...

Artık ben de iyiyim.

Ve sizleri seviyorum...



                           ON SEKİZİNCİ BÖLÜM


CAN


"Melek!"diye inledim.

İçimden mi,dışımdan mıydı,farkında bile değildim.Gerçi umurumda da değildi.Şu anda önemli olan tek şey,bir an önce meleğime ulaşmamdı.

Şoför koltuğunda oturan güvenlik şefimiz Orhan'a doğru hüsranla döndüm ve benim hareket ettiğimi fark eden adam da gözlerini bana çevirdi,ama aslına bakarsanız ona söyleyebileceğim bir şeyim yoktu.Tüm bedenim zangır zangır titrediği için kendime güvenemeyince, arabanın yönetimini ona bırakmıştım ve Orhan da elinden geleni yapıyordu zaten.

Allahtan sabahki trafiğin tam da biraz sakinleştiği saatlerdi.Yine de hastaneye varmamız en az yarım saati bulurdu.İçimden yine istemsizce kopan iniltiyle yumruk olan ellerimin tırnakları biraz daha etime gömülürken,gözlerimi kapatıp,onu son gördüğüm haliyle hayal ettim.

Tam tamına üç günü önce,yani cuma sabahının geç saatlerinde hastaneden ayrılırken Melek üzgün,ben ise şaşkın ve kırgındım.Her ne kadar davranışlarımızı hemşire – hasta veya iyi arkadaş düzleminde tutmaya gayret etsek de,aramıza sinsice sokulan umutsuz bir veda havası hakimdi.

Son beş altı saat her şey üst üste gelmişti.Kendimi azgın bir denizin içinde, dev dalgaların oradan oraya fırlattığı çaresiz,dümeni kırık bir tekne gibi hissetmiştim adeta.

Sabaha karşı aşık olduğum kadının yumuşacık elinin okşamasıyla uyanıp,onunla hayatımın en muhteşem sevişmesini yaşarken,dalgaların en tepesindeki hayat dolu özgürlüğün tadına varmıştım.

Ardından,tam da ona aşıkımı itiraf etmeye hazırlanırken,aslında başka biriyle çıktığını öğrenip,dalganın beni bir anda dibe doğru savurmasına maruz kalmıştım.

Hafızamın geri dönüşü acıklı bir çıkışı tetiklese de,bu sadece inişin daha da acımasız olmasına yaramıştı.Çıktığı adamın aslında kardeşim olduğu bilgisi de hafızamla beraber gelmiş ve beni alabora etmişti.

İçin için meleğimden uzak duramayacağımı biliyordum,ama o anda yanlış bir adım atmanın bana pahalıya mal olabileceğinin de farkındaydım.Bu yüzden mengeneye kısılmış bir kalple, şimdilik inisiyatifi ona bırakmayı tercih etmiştim,ama Altay'ın beni çıkışa sürüklerken gözlerinde gördüğüm kırıklık,bunun pek de isabetli bir karar olmadığını düşündürtmüştü bana.

Ve eve gidiş yolunda işkence dolu saatler başlamıştı...

Kaybetmiş miydim onu yoksa...

Hayır,bana gelecekti...

Gelmezse,ben gidecektim...

Peki,ne diyecektim...

"Ona aşık olduğunu söyleyebilirsin mankafa!"diye müdahale etmişti Nac sabırsızca.

Ya Tolga?

Belki bu akşam ondan ayrılırdı,belki onu sevmiyordu,sevseydi benimle olmazdı...Benim olmazdı...

Bu mantık iyiydi...Üstüne üstlük mantıktı nihayetinde,sadece umut veya hayal değil...

Buna tutunarak,sessizliğimi bozdum ve deminden beri bana sataşan Altay'a:

CAN'IN MELEĞİ ("YÖRÜNGE "SERİSİ 3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin