ONUNCU BÖLÜM

2.1K 267 299
                                    

İyi akşamlar kızlar!

Ya da iyi geceler mi demeliyim..;))

Ama her şeyden evvel CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!

KEYİFLE OKUYUN !


                               ONUNCU BÖLÜM

MELEK

Gece türlü düşüncelerle boğuşarak geçmişti,ama güne Can'la başlamak harika bir ilkti.Kayış gibi olan diyet peynirle dalga geçmesi,beni ona pizza almam için ayartmaya çalışması her zamanki gibi çok eğlenceliydi.Sabahın erken saatlerinde maviye çalan ışıl ışıl gözlerini yine benden hiç ayırmıyor,her fırsatta elime koluma dokunmadan duramıyordu.Onun gerçekten de iyileşmiş görünmesi,bulaşıcı neşesinin bana da geçmesini sağladı ve bundan sonra onu doyasıya göremeyeceğim gerçeğininin üzüntüsünü geri plana atmama yardımcı oldu.Büyük ihtimalle viziteden sonra normal odaya alınacaktı ve orada onu ziyaret etsem de,bir daha dün geceki yakınlığımızın tekrarı mümkün görünmüyordu.

"Beni buradan naklederlerse,akşam beni görmeye geleceksin,değil mi?"dediğinde kafalarımızı meşgul eden sorunun aynı olması beni biraz olsun avuturken,ısrarla görüşmemizi sağlama almaya çalışması içimi ısıttı.

"Geleceğime söz verdim zaten Can.Saat yedi buçuk gibi yanında olurum."dedim uysalca.

"Ama meleğim,yine kalbimi kırıyorsun.Bana ayırabileceğin zaman sadece yarım saatçik mi yani?"diye şikayet etti ve sözleri şakalaşır gibi olsa da,gözleri ciddiyetle gözlerime kilitlendi.

"Bak, arkadaşlarından biri muhtemelen refakate kalır.Yalnız kalmayacaksın yani."diye sitemini savuşturmaya çalıştım.

"Önemli olan yalnız olup olmamam değil ki,ben yanımda seni istiyorum.Onlar benim eski hayatımdaki arkadaşlarım.Yenisinde ise tek bir arkadaşım var,o da sensin Melek.Ve sadece arkadaş da değilsin benim için.Bunu anlamış olman lazım."

Konuşması tamamen ciddileşmişti ve elimi yakalamış,baş parmağıyla bileğimin tam nabzımın attığı yeri dairesel hareketlerle hafifçe okşuyordu.Bedenimin anında tepki vermesi beni artık şaşırtmıyorsa da,bu tepkileri kontrol etmek gittikçe zorlaşıyordu.Hormonlarım anında şaha kalkmış,kıyıda kenarda bir yerlere sıkışıp kalmış mantığım,beni adamın üstüne atlayıp,dudaklarına yapışmaktan zorlukla alıkoyuyordu.Her an yer ve zaman mevhumumu tamamen kaybedip,bir delilik yapabilirdim.

Tanrım,bu kadar kolay bir kadın mıydım gerçekten?Yirmi beş yılımı tam bir buz kraliçesi katılığında geçirdiğime inanamıyordum.Böylesine aniden kaynaşıp tutuşan duyguların varlığından haberdar olmadan nasıl yaşamıştım ki...

Daha da önemlisi,Can buradan çıkınca veya hafızasına kavuşunca benimle bir geleceğinin olasılığı sıfıra yakındı.Esas o zaman,bu tutkularla baş başa kalınca nasıl yaşayacaktım...

Üstelik olay tutkuyla da bitmiyordu.Adam sıcacık,samimi ve içten içe kırılgan bir yapıya sahipti ve her geçen dakikayla ondan uzak kalma fikrinin ağırlığı daha acı verici bir şekilde zihnime çörekleniyordu .Çok geç olmadan kendimi korumaya almak zorundaydım.

O yüzden:

"Daha erken gelmek için elimden geleni yaparım,ama benim de iş dışında bir takım sorumluluklarım var Can."dedim ve üzülerek gözlerinin karararak,yeşile dönmesini izledim.

"Hayatında biri mi var Melek?"diye pürüzlü bir sesle sorması donup kalmama sebep olurken,odaya doktor Ata Haksever'in girmesi adeta kurtuluşum oldu.

CAN'IN MELEĞİ ("YÖRÜNGE "SERİSİ 3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin