Merhaba gençlik!
Can biraz gecikmeli,ama dolu dolu olduğunu umduğum bir bölümle geldi.
Keyifle okuyun canlarım!
Not: Hepinizi "GECE GELEN AŞK" adlı yeni hikayeme bekliyorum.
Seviliyorsunuz...
YİRMİ SEKİZİNCİ BÖLÜM
MELEK
Biri beni çimdiklesin istedim.Hatta iyice acıtsın.
Böylece bu duyduklarımın rüya olmadığına inanabilirdim.
Ama şu son bir saat son günlerdeki rüyalarıma o kadar benziyordu ki,canım yansa bile belki yine de inanmayacaktım.
Can evlilikten bahsediyordu,gelecekteki çocuklarımızdan,sonsuz mutluluktan falan...
Annemin bir lafı vardı:"İki cihan bir araya gelse inanmam."diye.İşte ben de eski Can'ı düşününce,onun içinde bu tarz istekler barındırabileceğine asla inanmazdım.Gerçi Ela ve Mine'den onun iyi biri olduğunu duymuştum,ama kazadan önceki Can aynı zamanda havaiydi,fazlasıyla çapkın ve umursamazdı.Ciddi şeylerle dalga geçer,günlük zevklerin tadını çıkarmaya bayılırdı.
Ama kazadan sonra...
"Sen neye gülümseyip duruyorsun öyle?"diye beni iyice kendine çekip,çenemi yukarı kaldırdı düşüncelerimin objesi.
"Sen kazada başını bayağı ciddi vurmuştun,değil mi?"dedim ciddi ciddi.
"Sanırım."dedi şaşkınlıkla.
Ardından muzipçe gülümsedi:
"Ama benim kafam sağlamdır, Altay'ınki kadar taş olmasa da...Niye sordun ki?"
"Kazada beyin devrelerinde yüz seksen derecelik bir oynama olduğunu düşünüyorum."Eski Can'a ne yaptın?"diyesim var."dedim kıkırdayarak.
"Kesinlikle haklısın meleğim."diye kahkaha attı Can."Ben bile kendime inanamıyorum.Ama beynimdeki durumun sebebi kaza değil,sensin.Bunu biliyorsun,değil mi?"
Artık biliyordum.Ve sırtımdan kocaman bir yük inmişti.Can beni seviyordu ve benimle evlenmek istiyordu.Hatta bir dolu çocuktan bile bahsetmişti...Küçük Can'lardan.
Yaşasın!
Belki de ilk minik canın yola çıktığını söylemenin tam zamanıydı.
Ne var ki şu anda bundan bahsetmenin bütün hevesine bir kova buzlu su dökmekten farkı yoktu.Kafasında planladığı uzun flört dönemi ve kurduğu birkaç yıllık balayı hayali tuzla buz olacaktı.Daha biraz önce ciddi bir ilişkinin onun için çok yeni bir deneyim olduğunu kendisi itiraf etmişti.
En iyisi ona biraz zaman verip,uygun bir anda durumu dikkatle çıtlatmaktı.Hani derler ya,alıştıra alıştıra diye...Yoksa şu anda pat diye söylesem,bünyesi bu şoku kaldıramayabilirdi.Düşünsenize,tam da kendini bir sevgili fikrine alıştırırken:"Sürpriiiz!Baba oluyorsun,yarın evlenmemiz gerekiyor."desem,her şeyi mahvetmiş olmaz mıydım?
"Melek!"diye seslenip,burnuma bir öpücük konduran sevgilime irkilerek baktım.
"Bak meleğim,birbirimizi yeterince tanımadığımızı biliyorsun.İtiraf etmeliyim ki ben seni çözmekte zorlanıyorum ve sen son günlerde biraz tuhaf davranıyorsun gibime geliyor.Yanılıyor olabilirim tabi,ama daha biraz evvel kıkırdarken,şimdi dudaklarını kemire kemire ciddi düşüncelere daldın.Bir şeyleri yanlış mı yapıyorum?Kafanı kurcalayan bir şey varsa,söyle bana meleğim.Birbirimize açık olmamız lazım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN'IN MELEĞİ ("YÖRÜNGE "SERİSİ 3)
RomanceRock'un yaramaz çocuklarının aşkı keşfetme serüveni devam ediyor. "Yörünge"nin yakışıklı bateristi Can'ın gülen yüzünün ardındaki sır,iyilik meleğini kazanmasıyla aydınlanabilir... *********** "Can'ın meleği" bağımsız bir hikaye olarak da okunabilir...