Autumn Leaves-2
"Neden hala surat asıp duruyorsun? İkimizinde şirkette kalacağı kesin."
Evet, Suga bu haftayı alışma haftası olarak kullanmamızı ama sonraki hafta için staja başlayacağımızı söylemişti. Ama neden seslerimiz veya dans ederkenki performansımız için bir şey dememişti?
Gözleri üzerimdeydi, her zaman istediğim gibi ama neden bir şey söylememişti? En azından beğenip beğenmediğini söyleyebilirdi ama tek yaptığı beni süzüp durmak olmuştu. O dudaklarından da sadece bir kez ismimi duymuştum ve bunu bile tam olarak fark edememiştim.
Ve sesimi ya da dansımı da beğendiğini söylediğini duymaya ihtiyacım vardı.
"Haftaya turu başlıyor. Yani sanırım onu göremeyeceğim." Jeongguk yatağında zıplayarak bana döndü ve dirseğini yatağına koyup başını eline yasladı.
"Hayır onu göreceksin. Hem... Beni biliyorsun, senin şu Agust D'ye olan hayranlarını pek desteklemesem de... Sanırım o seni beğendi."dedi. Başkalarının yanında utangaç olup benim yanımda fazla konuşması ilk kez hoşuma gitmişti.
Ayrıca Jeongguk gerçekten bana çok karşıydı. Hislerimin abartı, takıntı ve tamamıyla aşk dışında bir şeyler olduğunu söylüyordu. Ondan karşılık bulamayacağımı tekrar edip duran birisiydi ama şimdi böyle söylemesi... Kalbimdeki heyecan tohumlarını görmezden gelemezdim.
Jeongguk ilk kez Suga ve benimle ilgili olumlu bir şeyler söylemişti. "Ne?"dedim şaşkınlıkla yataktan doğrularak. "Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?"
"Dans ederkenki sana hayran olmayan birisini tanımıyorum hyung. Ya da sesinden etkilenmeyen. Hem senin de fark etmiş olman gerek. Sen şarkı söylediğin anda senden gözlerini ayırmadı. Biliyorsun o pek insanlara bakan birisi değil ama gözleri tamamıyla senin üstündeydi."
Yüzündeki ifadelerden anladığım kadarıyla ciddiydi. "Ah!" Bağırarak tekrar kendimi yatağa bıraktım. Kafam biraz sert şekilde yastığa çarpsa da bunu umursamadım çünkü asıl umursamam gereken şey belliydi.
İç geçirdim. Aklımda bugün beni izleyen gözleri gelirken dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım. "O çok güzel, değil mi?"
*
Jeongguk'un bu fotoğraf çekme hevesi bize tüm Seoul'u gezdirmesine sebep olmuştu. Aslında bundan memnundum, burayı daha iyi tanımamızı sağlamıştı. Ayrıca güzel fotoğraflarımı da çekmişti.
Onu çekmeme nadiren izin vermesine bir şey diyemedim. Aslında fotoğraflarda bazen benden bile daha güzel çıktığı zamanlar oluyordu ama yine de kendisini rahat hissetmediği için çekilmek istemiyordu.
Tüm haftayı gezerek, dans ederek geçirdikten sonra pazartesi günü şirketimize gelmiştik. Kartlarımız olduğu için girişimiz kolay olmuştu ama şimdi tam olarak ne yapacağımızı bilmiyorduk.
Yanımdaki Jeongguk'u dürttüm. Kocaman açılmış gözleri anında bana döndü. "Sakın yanımda sessizce durma, tamam mı?"
"Tamam hyung."
Maskesi ve şapkası olmadığı için tüm yüzü ortadaydı ve bazı kızların ona baktığını görebiliyordum. Ama Jeongguk hiçbirine bakmıyordu çünkü bu stajın önemini oldukça iyi biliyordu.
Birlikte panonun önüne gittik ve ismimizi aradık. "Bensiz yapabilecek misin?"diye mırıldandım onun programının benimkinden oldukça farklı olduğunu görürken.
"Peki ya sen bensiz yapabilecek misin? Çünkü yine alt kata ineceksin ve bu sefer teksin." Kıkırdadı ve programının haftalığını çıkartmak için panonun sağ tarafındaki duvara monte edilmiş bilgisayardan şirketin hesabına giriş yaptı. "Sen de istiyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves | yoonmin ✓
FanfictionPark Jimin, kardeşi Jeongguk ile birlikte hayranı olduğu Agust D'nin şirketinde stajyerlik yapmaya başlar.