Autumn Leaves-11
"İlk başlarda, bizden nefret ediyorlardı."diye mırıldandı Namjoon elindeki bardağa bakarak. "Evet, tabii ki de hayranlarımız yine de vardı ama nefret edenlerin, eleştirenlerin acımasız sesi diğer tüm sesleri bastırıyordu. İdol olmak için yetersiz olduğumuz, güzel olmadığımız söyleniyor ve şirketimiz bile dışlanıyordu." Gözlerim Suga'ya kayarken, onun da başını eğdiğini gördüm.
Namjoon hyung, evinde ufak bir parti vereceğini söylemişti. Sadece birkaç özel gördüğü arkadaşını çağırmıştı ve hafif bir sarhoşlukla ilk çıkış yaptığı zamanı anlatıyordu. Kalbimin üstündeki ağırlığa engel olamıyordum çünkü o zamanları hatırlıyordum. Hoseok ve Suga ile çıkış yaptığı ilk zamanlarda, insanların ağır sözlerini asla unutamazdım. O zamanlar, isimlerini söylemene bile izin vermeyen kişiler vardı.
"Ama pes etmedik."dedi ve tatlı gülümsemesiyle kafasını kaldırıp bize baktı. Gülümsemesi benim de gülümsememi sağladı, o gamzeyi görmek bile yeterliydi. "Zamanla mükemmel olamasak da kusurlarımızın çoğunu kapattık, daha sıkı çalıştık, kendimize dikkat ettik. Artık kusur bulamadıkları için röportaj yapış şeklimize bile bir şeyler uydurmaya çalışıyorlar."diyerek güldüğünde, yanındaki Suga da gülerek elini onun omzuna koydu. "Ama şu an solo olarak çoğu başarılı grup şirketinden daha fazla başarılıyız. Rekor kırıyoruz ve gerçekten fazlasıyla çalışıyoruz. Ve aldığımız," Hoseok ve Suga'ya baktı. "Aldığınız tüm ödülleri sonuna kadar hak ediyorsunuz."
"Sanırım ağlayacağım."diyerek koluma sarıldı Jeongguk.
İşte. Duygusal bir anı bozma işi böyle oluyordu ve bunun sebebi benim kardeşimdi.
Namjoon ve Hoseok gülerken, Jackson Seokjin hyungun omzuna kolunu atıp onu kendisine çekti. "Hyungnim,"diyerek aegyo yapmaya başladığında, Jeongguk kolumu bırakmıştı. "Namjoon aşkıma neden sarılıp her şeyin daha da iyi olacağını söylemiyorsun?"
Yutkundum. Bunu ben de Suga'ya yapmak istiyordum ama istediğimiz her şey öylece olmuyordu. Seokjin ve Namjoon en azından ilişkilerini arkadaşları olarak gördüğü kişilere, bizlere söylemişti ama ben kendi kardeşime bile söyleyememiştim. Suga için her şeyin en iyisi olmasını istiyor, onun için her şeye boyun eğiyordum. Ve açıkçası, hiçbir pişmanlığım da yoktu.
Sadece şu an ona sarılıyor olsaydım, her şey daha huzurlu hissettirebilirdi.
Seokjin, Namjoon ve Jackson gürültülü ve boş kahkahalı bir konuşma içerisine girince, birkaç saniye önceki ciddi hava anında dağılmıştı. Taehyung, Jeongguk'u yanına çekmiş, kolunu onun omzuna atmış ve kulağına onun kızarmasını sağlayan şeyler söylüyor gibi dururken gözlerim Suga'ya kaydı.
O ise bana bakıyordu.
Koltukta geriye yaslanmış, koltuğun kolluk kısmından elinde bardak olan kolunu sallandırıyor ve açık, boş kucağıyla fazlasıyla nefes kesici gözüküyordu. Beyaz tişörtü bedenine yapışmış, siyah dar ve yırtık pantolonu onu her zamanki gibi güzel göstermişti. Kucağına oturup, hafif dağılmış sarı saçlarında parmaklarımı gezdiriyor, dudaklarını emiyor olabilirdim. Ama yaptığımız tek şey öylece birbirimize bakmaktı.
Sızan fotoğrafları umursamamıştı. Hiçbir şey umurumda değildi. İnsanların bana karşı artan ilgisi sadece onu geriyordu ama yine de internette dolaşan haberlerle ilgili hiçbir açıklama yapmamıştı.
Ve bu konu öylece kalmıştı.
Şimdi de Namjoon hyungun arkadaşlar arasında olan ufak partisinde oturuyorduk.
Suga birden kafasıyla arka tarafı işaret ettiğinde kafamı bir kez aşağı yukarı sallayarak onu onayladım. Heyecanlanmama engel olamazken, o elindeki bardağı ortamızdaki masaya bıraktı. Ayağa kalkmasıyla Namjoon ona dönerken, Suga sadece "Geleceğiz."dedi ve gözleriyle benim de kalkmamı işaret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves | yoonmin ✓
FanfictionPark Jimin, kardeşi Jeongguk ile birlikte hayranı olduğu Agust D'nin şirketinde stajyerlik yapmaya başlar.