Autumn Leaves-3
Müzik için oldukça fazla enstrüman çalınmış, fazlasıyla tonlar değişmişti. Ama Agust D işinde her şeyin mükemmel olmasını istediği için istediği notaları yakayamayınca her şeyi baştan yapıyordu.
Onu çalışırken izlemek, hatta yardım etmek benim için rüya gibiydi. Her zamankinden daha güzel gözüküyordu. Ondan bakışlarımı zar zor ayırabiliyordum ve bu onun da dikkatini çekmiş gibi her ona bakışımı yakaladığında dudakları kıvrılıyordu.
Müzik ve şarkının tüm sözleri hazır olduğunda, geriye sadece benim kaydetmem ve dans kalıyordu.
"Acıktın mı?"diye mırıldandı elini cebine atıp telefonunu çıkartırken.
"Şey... Yemek yemesem daha iyi olur."diye mırıldandım her ne kadar açlıktan midem kasılırken.
"Neden?"diye sorup aralık bıraktığı pembe dudakları ve biraz meraklı biraz da baygın bakan bakışlarını bana çevirdi.
"Yarın ilk konserime çıkacağım ve kilolu çıkmak istemiyorum."
Gözlerini devirdi. "Emin ol et yemek seni kilolu yapmaz."
Ardından bana aldırmadan iki kişilikli yemek sipariş etti. İçeceklerimizi söyledikten sonra bu sefer menajerini aradı ve ona yemekleri getirip getiremeyeceğini sordu. Lanet olsun, konuşurken fazla nazikti. Dudaklarımı ısırdım. "Yanımda para yok hyungnim."diye mırıldandı ve kafasını karıştırıp karşısındaki sesi dinledi.
Duyduğu şey ile gözleri kaybolana kadar gülerken diş etleri ortaya çıkmış, yanakları kızarmıştı. Onun internetteki videolarını izlerken bile kalbim dururken şimdi tüm organlarım iflas etmiş gibiydi. Dizlerim titredi, gülüşünü canlı canlı duymak ve izlemek beni ölüme götürüyordu ama sorun değildi.
Onun gülüşü için ölmeye hazırdım.
"Hayır, sadece utandım."deyip başını eğerek gülmeye devam ettiği sırada tüylerim dikenleşti.
Mükemmeldi.
Onu sapık gibi izlemeye devam ettim konuşması boyunca. Zaten fazla uzatmamış, ardından telefonu kapatarak bana dönmüştü. "Söyle bakalım Jiminie," Sandalyesini iyice bana döndürüp dizlerimizin birbirine değmesine sebep oldu. "Önceden büyük bir kalabalığın önüne çıktın mı?"
"Evet."
"Ne içindi?"
"Küçükken bale eğitimi almıştım, sonra ise gösterimiz olmuş ve bu birkaç kez öyle devam etmişti." Omuz silktim. "Yani Agust D konserine gelenlerin çeyreği kadar insan bile yoktu ama kalabalıktı."
Güldü.
Ah, onu güldürmüştüm.
İçim gülüşüyle ısınırken ben de gülümsedim. "Bana hayran gibi konuşuyorsun."
"Çünkü öyleyim."diye mırıldandım ama biraz utanmıştım. Bakışlarımı kaçırırken yanaklarımdaki yanma hissiyle daha da utandım. Gözleri üzerimdeyken kızarmama engel olamıyordum.
"Jiminie,"diye fısıldayarak elini çeneme koydu. Teni, tenimi yakarken kafamı kaldırdı ve ona bakmamı sağladı. "Güzelliğini benden saklama."
Kurduğu cümle hücrelerimi bile titretmişti. "N-ne?"
"Aptal değilim. Bana olan bakışlarının farkındayım."dedi ve hafifçe gülümsedi.
"B-ben..."
Gülümsemesi ve söyledikleri ne yapacağımı, ne diyeceğimi şaşırtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves | yoonmin ✓
FanfictionPark Jimin, kardeşi Jeongguk ile birlikte hayranı olduğu Agust D'nin şirketinde stajyerlik yapmaya başlar.