Autumn Leaves-17
Ellerimi ve gözlerimi saçlarından çekemiyordum. Mavi onda mükemmel durmuştu, tahminimden de harika gözüküyordu ve ben kendimi durduramıyordum. İlk kez kendimi böyle umursamaz hissediyordum ve bundan da pişman olacağımı sanmıyordum. Suga yemeğini yerken, elim saçlarının arasında, gözlerim onun üzerindeydi. Resmen çarpılmış halde onu izliyordum ve eh, onun da şikayetçi olduğu söylenemezdi.
Saçlarını ben merak ettiğim için boyaması zaten lavaboda dengemi kaybetmemi, resmen onun üstüne atlamamı sağlamıştı. Bir de yetmezmiş gibi onu istediğim kadar, istediğim şekilde öpmeme izin vermişti. Tabii sonuç olarak ikimizin de saçları dağılmış, dudakları neredeyse morarmış ve pantolonlarımız aniden dar gelmeye başlamıştı. Bunları sorun etmeden biraz daha öpüşmüş, gülüşmüş ve tekrar masaya dönmüştük.
Tabii ki de kardeşim Jeongguk ile Suga'nın en yakın arkadaşı Taehyung bizim lavaboda neler yaptığımızı hemen anlamış, Suga'nın saçlarını boyatmasından çok bundan bahsetmişlerdi. Resmen birbirlerinin cümlelerini tamamladıklarını fark ettiğimde, Taehyung ve Jeongguk'un sandığımdan da yakın olduğunu anlamıştım.
"Jimin'in gerçekten bu kadar seveceği bir hediye olabileceğini hiç düşünmemiştim."dedi Taehyung.
Suga, Taehyung'a baktı ve kaşlarını kaldırdı ama bir şey demek yerine şarabından bir yudum aldı. "Çünkü hiç beklemiyordum."dedim Suga'nın saçlarında parmaklarımı gezdirirken.
Suga gülümsedi ve elini bacağımın üstüne koydu. Ben de diğer elimi onun elinin üstüne koyup tutarken gözlerimiz birleşti. Kalbim bakışlarının güzelliğiyle yumuşacık olurken gülümsediğimde o da gülümsedi. "Hadi gidelim. Benim ardımdan şoför ve korumalar gelmiş olmalı."
"Büyük ihtimalle dışarıda hayranlar vardır. Saçlarını kapatacak mısın?"diye sordum gözlerim saçlarını süzerken.
"Hayır."dedi. Bir şey daha söyleyecek gibi oldu ama gözleri karşımızdaki çifte kaymış, sadece derin bir nefes almıştı.
Taehyung hesabı isterken aramızda ufak bir tartışma yaşanmış, Suga aramızdaki en büyük kişi olduğunu söyleyerek hepimizi susturmuş ve hesabı öderken yanına teşekkür notuda bırakmıştı. "Hyung, bunu yapmana gerek yoktu."
"Jeongguk, bu yemeklerin parasını ödemek istiyorsan çalışmalarını artık bana getir ki sana da sahnede yer verebileyim."dediği sırada Suga, biz de restorandan çıkmak için hareket ediyorduk. Elim şimdi kolunu sararken, ona daha da yaklaşıyordum. Bununla bir derdim yoktu, kokusu benim oksijenimdi.
"Ona hala şarkılarını dinletmedin mi? Ya da kareografilerini göstermedin mi?"dedi Taehyung.
"Bunu arabada konuşalım."dediğinde Suga, sonunda dışarı çıkmış ve gürültüyle karşılaşmıştık. Anında korumalar etrafımızı sararken Suga'nın ince kolunu tutan parmaklarım istemsizce sıkılaşmış, başımızı eğerek kalabalığın arasından arabaya ilerlerken patlayan flaşlar, ismimizi bağıran hayranlar, çığlıklar eşliğinde yürümüştük. Sonunda arabaya ulaştığımda ve arka koltuğa oturduğumda tuttuğumu fark etmediğim nefesimi üfleyerek şapkamı çıkardım. "İyi misin?"diye sordu Suga. Yanıma oturur oturmaz gözlerim yine saçlarına kayarken dudaklarım kıvrıldı.
"Nasıl kötü olabilirim?"deyip Taehyung ve Jeongguk'u umursamayarak kafamı eğip dudaklarımı Suga'nın aralık, pembe dudaklarına bastırdım. Araba hareket etmeye başladığında her ne kadar kendimi geri çeksem de ona dokunmadan, onu izlemeden yapamamıştım.
Yol boyunca elimi tutmuş, Jeongguk ile stajı ve şarkıları hakkında konuşurken onu izlemiş, arada kendimi tutamayıp yüzüne öpücüklerimi kondurmuştum. O ise yanaklarında tatlı bir kızarıklık ve tenimi kavuran dudaklarında bir gülücük ile sakin ses tonu eşliğinde Jeongguk ve Taehyung ile konuşmaya devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves | yoonmin ✓
FanfictionPark Jimin, kardeşi Jeongguk ile birlikte hayranı olduğu Agust D'nin şirketinde stajyerlik yapmaya başlar.