╰15╮

9.8K 700 172
                                    

Autumn Leaves-15

"İki sponsor anlaşmalarını bozmuş."diye mırıldandı Jeongguk benimle birlikte prova odasının diğer tarafında konuşan Taehyung ve Suga'yı izlerken. Derin bir nefes alırken Jeongguk kolunu omzuma attı ve beni kendisine çekti. "Hyungie, moralini bozma. Eminim sorun olsaydı sana söylerdi."

Bir şey demedim ve Jeongguk'un yanında oturmaya devam ettim. Sahne provası yapıyorduk ama aniden Jeongguk ve Taehyung yanımıza gelmiş, görevliler sahne için hazırlanan planları tekrar kontrol ederken Suga ve Taehyung, köşeye geçerek konuşmaya başlamışlardı. Suga arada bana baksa bile dikkati Taehyung'un söylediklerindeydi.

Dün çıkan haberlerimizin kötü etkisi olacağını biliyordum. Ama Suga bir aptaldı ve beni bırakmıyor, yine onun evine götürüyordu. Sabahları beni izlemesiyle uyanmanın, onunla kahvaltı yapmanın ve artık Holly ile gerçekten iyi anlaşmanın benim üzerimdeki etkilerini bilmiyordu. Ona aşıktım ama bunu ona yapamazdım. Benim yüzümden yıllardır kazandıklarını kaybetmesini öylece izleyemezdim.

Ama kahretsin. Beni bırakmıyordu. "Taehyung, sponsorları gitse bile şirkete birkaç yıl yetecek kadar parası olduğunu söyledi. Ayrıca izlenmeleri artmış, geriye kalan konserlerinizin yarısından çoğunda biletler bitmiş. Yani sponsorları gitse bile hala Güney Kore'nin en zengin idolü. RM'den sonra."deyip son dediğine güldü.

Ben ise iç geçirdim. "Yine de sponsorlarını kaybetmesinin sorumlusu benim."dediğim sırada Taehyung bir şey söylemiş, Suga'nın gözleri kayboluncaya kadar gülmesini sağlamıştı. İster istemez ben de gülümserken, beyaz yanaklarındaki tatlı kızarıklık içimi ısıtmıştı. Çok güzeldi. Onu nasıl hak etmiştim bilmiyordum ama ah. Çok güzeldi işte.

"Saçmalıyorsun. Hyung."dedi ve kolunu omzumdan çekip ona bakmamı sağladı. Oysa ben dünyadaki en tatlı gülüşü izlemek ve o gülüşün ölümüm olmasının her salisesini hissetmek istiyordum. "İkiniz de sorumlusunuz. Sakın her şeyi tek başına üstlenmeye kalkma. Çünkü hiçbir şeyin sorumlusu yalnızca sen değilsin."

Bana ciddi gözlerle bakan kardeşime baktım. "Vay canına. Senin hiç benim moralimi düzeltebileceğini düşünmezdim."dediğimde güldü. Tatlı yüzü benim de gülümsememi sağlarken yanımıza Suga ve Taehyung'un gelmesiyle gözlerimiz onlara döndü. Benim gözlerim daha çok yanakları kızarmış, gözleri benden ayrılmayan ve yüzünde oldukça şapşal bir gülüş olan Suga'daydı.

Onu anlamak zor değildi. Biliyordum. Bana söylemeyecekti. Onu zorlamam bile gereksizdi çünkü dün gece ben uykunun kollarına geçmek üzereyken, o beni sımsıkı sarmış, dudaklarını saçlarıma bastırmış ve "Canını yakmaktan çok korkuyorum Jimin."demişti. O anı hatırlayınca titrememe engel olamadım. Resmen canımın yanmasından korktuğu için kendi acısını benimle paylaşmıyordu. Nasıl olmuştu da bana böyle bir sevgi büyütmüştü anlayamıyordum ama biliyordum. Onun sevgisi benim ölümüm olacaktı.

"Aç mısınız?"diye sordu Taehyung. Gözlerim hala ayakta olan Suga'ya takılırken sırıttım ve yanımdaki Jeongguk'a dönüp onu dürterek kafamla kalkmasını işaret ettim. Gözlerini devirirken, "Ben açım."dedi ve ayağa kalktı.

Onun ayağa kalkmasıyla birlikte Jeongguk'u yanına çekip kolunu kardeşimin omzuna atan Taehyung'u görmezden gelerek Suga'ya döndüm ve ellerini tutup kendime doğru çekerek yanıma oturmasını sağladım.  "Yanımda durmalısın."

"Biz yemek yemeğe gideceğiz, gelecek misiniz?"dedi Taehyung. Ona bakmak yerine yanımda rahat şekilde oturan Suga'ya baktım ve sol bacağımı onun sağ bacağının üstüne atıp bacaklarının arasında durmasını sağladım. Suga da gözlerini bana çevirirken sağ elini bacağımın üstüne koydu ve yavaşça okşadı. "Sen aç mısın?"

Autumn Leaves | yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin