Autumn Leaves-19
Aşık olmak, basit bir kavramdı ama içinde milyonları barındırdığı kocaman bir gerçekti. Aşk ve sevgi birbirinden farklı olsa da ikisi de aynı anda hissedilebilir, ikisi duyguyu da aynı kişi üzerinde hissedebilirdiniz. Ben Suga'ya, Yoongi'ye aşıktım. Onu seviyordum. Bedensel ve ruhsal anlamda, hayır, her anlamda onu seviyordum.
Onu hayranıyken bile seviyordum ve onu gerçek hayatında tanıdığımda hissettiklerim daha da ilerlemiş, deli gibi tutulmuştum.
Hep onu hayal ederek kendime dokunmuş, bana asla dokunmayacağını bilsem de hayal etmiştim. Ama hayallerimden de ötesine kavuşmuş, onu tamamıyla hissetmiştim. Benim hayal dünyam onun gülüşü ve elleriyle sınırlıydı. Ama yaşananlar, söylenenler... Ah, resmen daha fazla ona aşık oluyor, daha fazla onu seviyordum. Bana kendisini açmıştı, ailesi dışında kimsenin bilmediği bir sırrı söylemişti ve beni seviyordu.
Beni seviyordu.
Tüm gece zevkten ağlamamı, ona yalvarmamı, onunla arsızca konuşmamı sağlamış, sabah seksi yetmezmiş gibi bir de duşta bile beni rahat bırakmamıştı.
Yürüme kabiliyetimi kaybetmiştim. Kalçamda mükemmel bir ağrı vardı ve gerçekten yürüyemiyordum. Ama hiçbir pişmanlığım yoktu.
Saat sabah on bir olduğunda, sonunda hormonlarımıza dur diyebilmiş ve hazırlanabilmiştik. Yeni çekmeye başlayacağı program için olan ofise benim de onunla gitmemi istiyor, Jeongguk ve Taehyung da orada olacağı için sıkılmayacağımı söylüyordu. Eh, bu halde daha çalışmama zaten izin vermeyeceğini de dile getirmişti.
Saat öğlen olduğunda kameralar bizi çekerken düz yürümek ve sanki kalçamda dehşet bir ağrı yokmuş gibi davranmak fazlasıyla zordu. Özellikle de arabada otururken Suga'ya, Yoongi'ye canımın çok acıdığını söylemiş, bunun karşılığında yumuşacık olmamı sağlayan öpücükler kazanmıştım.
Çekilecek olan programın amacı Suga'nın şirketini nasıl yönettiği, buna ek olarak nasıl idol olmaya devam ettiği ile ilgili şeylerdi. Jeongguk sadece çekim konuşmalarından hemen sonra Suga'ya, Yoongi'ye şarkısını ve kaydettiğini söylediği şarkısını göstereceği için buraya gelmişti. Taehyung zaten Suga'nın, yani Yoongi'nin çoğu işiyle ilgilendiği için burada olmak zorundaydı.
Aish. Suga ve Yoongi aynı kişiydi ama ben hala hangi ismini kullanmam gerektiğine emin olamıyordum.
"Hyung?"
Görevliler bizi içeri götürmüş ve direk toplantı salonuna götürmüştü. Hiç heyecanlı hissetmiyordum. Tamam, Suga için -başkalarının yanında alıştığım için yanlışlıkla Yoongi deme riskini göze alamazdım, o yüzden Suga ismini kullanacaktım- heyecanlı olmalıydım ama biliyordum, o da fazla istekli değildi. Sadece sponsorları yüzünden böyle bir işe kalkışmıştı ve büyük ihtimalle toplantıda bile sıkılacaktı. İnsanlara nasıl çalıştığını göstermeyi sevmiyordu.
"Jeongguk?"dedim toplantı odasında Taehyung ile birlikte dikilen kardeşime bakarak. Her zamanki gibi yine siyah giyinmiş, bu sefer hoodiesinin başlığını da kafasına geçirmişti.
Birbirimize gülümseyip sarıldıktan sonra Taehyung ve Suga da selamlaşmıştı. Ama konuşmamıza bile izin vermeden araya giren Suga'nın menajeri, "Hemen şu işi halledelim."dedi ve Suga'yı uzun, siyah toplantı masasına doğru itti. Suga ona tek kaşını kaldırarak baktıktan sonra bir şey söylememiş, bu hareketi dudaklarımı büzmeme sebep olurken menajer hyungnim beni de Suga'nın yanındaki koltuğa doğru itmişti. Zaten kalçamdaki ağrı beni mahvederken bir de koltuğa sert oturduğum için inlemiş ve masadaki tanımadığım tüm o yabancı kişilerin yüzleri bana dönerken gülerek durumumu kurtarmaya çalışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves | yoonmin ✓
FanfictionPark Jimin, kardeşi Jeongguk ile birlikte hayranı olduğu Agust D'nin şirketinde stajyerlik yapmaya başlar.