Autumn Leaves-14
Bu sabah oldukça yoğun başlamıştı. Holly, Suga ile uykumuzu bölmüş, Suga ilk kez Holly'den şikayet etmiş, yatakta biraz benimle oynaşıp gülüşmüş, sonra ise telefonlarına gelen bitmek bilmeyen çağrılar yüzünden yataktan kalkmak zorunda kalmıştık.
Bir yandan telefonunu arayan kişilerle olan kısa ama sinirle verdiği cevaplı konuşmasını izlerken bir yandan da kahvaltı hazırlıyor, ayağımın etrafında dolanıp duran Holly'ye babacığı Suga'ya gitmesini söylüyordum. Ama anlaşılan tek aç olan ben değildim.
"Evet, geleceğiz. Yeter artık."diyerek iç geçirdi Suga. Ben Holly'nin mamasını verirken bu sefer küfür ettiğini duydum. "Siktiğimin ibnesi."diye fısıldadı. Ona baktığımda telefonu sertçe masaya bırakıyordu ve yüzü her ne kadar dinç gözükürse gözüksün bakışları yatakta benimle oynaşırkenki gibi canlı değildi.
Üzülmüştü.
Alt dudağımı ısırdım ve mamasını anında yemeye başlayan Holly'nin başını okşayıp ayağa kalktım. "Oppa,"dediğim an bakışları bana döndü. Onun moralini düzeltmek için her şeyi yapabilirdim ama o yine de mutsuz duruyordu. Oysaki ona oppa dediğim an gözleri kayboluncaya kadar gülümser, beni bir gülüşüyle titretirdi.
Yanına ilerleyip o dirseklerini masaya, alnını iki avucuna yaslamış bir halde durarak beni izlerken kollarını çektim ve geriye yaslanmasını sağladıktan sonra kucağına çekinmeden oturdum. "Kimdi o ibne?"
"Küfür etme."dedi ama dudakları kıvrılmıştı. Demek küfür etmem de hoşuna gidiyordu...
"Ama hoşuna gitti, kabul et."dediğimde iyice gülümsedi. Elleri de belimi sararken beni iyice kendisine çekmiş, yanağını omzuma yaslamıştı. "Jiminie... Sen olmasan ne yapardım ben?"
"Önceden ne yapıyorsan onu..."
"Senden öncesini unutmuşum."diyerek dudaklarını büzdüğünde gülerek pembe dudaklarına sert olmayarak vurdum. "Konuyu değiştirmeye çalışma. Sevgilimin moralini neyin ve kimin bozduğunu bilmek istiyorum."
"Neden moralimi düzeltmekle uğraşmıyorsun da bunu kurcalıyorsun Jimin-ah?"
"Çünkü," Kucağında dikkatle yan dönüp sol kolumu omzuna attım ve ona doğru eğilip gözleri dikkat ve heyecanla yüzümü incelerken gülümsedim. "Moralini bozan o şerefsizi sikmek istiyorum."dediğimde, "Yah!"diyerek gülmeye başladı. "Bugün çok terbiyesizsin Jimin-ah!"
Güldüm. "Sadece senin için."
"Bence de sadece benim için olsa iyi olur."dedi ve önümüzdeki masaya on dakika önce koyduğum et tabağının yanındaki sebze salatasından birkaç parça rendelenmiş havuç alıp ağzıma uzattı. Gülerek ağzımı açıp parmaklarındaki havuç parçalarını dilimle alırken gözlerinin içine baktım. Özellikle de dilim parmaklarında biraz oyalanırken o nefesini tutmuş, beklemediği bir harekette bulunduğum için gözlerini benim dudaklarımdan ayıramıyordu.
Son olarak da parmaklarını emdiğimde kalçalarımın altındaki sertlik alıştığımdan da sert olmuş, Suga da tıslamıştı. "Seni buraya yatırıp becermemi istemiyorsan dur Jimin."dedi dişlerinin arasından.
Ben ise o bana telefonda en son konuştuğu ve sinirlendiği kişiyi söylemediği için cezalandırmak için kalçalarımı kucağında daha rahat bir pozisyona gelmek için hareket ettim. O ise inleyerek parmaklarını tenime batırdı. "Seni-"
"Bugün de beni becermene izin vermeyeceğim."dedim ve kucağından kalkmadan kahvaltımı yapmaya başladım. O ise derin derin soluklar içine çekiyor, ben onu içten içe sırıtarak dinlerken bazen sessizce küfür ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves | yoonmin ✓
FanfictionPark Jimin, kardeşi Jeongguk ile birlikte hayranı olduğu Agust D'nin şirketinde stajyerlik yapmaya başlar.